Ankara'dan İstanbula 25 gün, 432 kilometre süren Adalet Yürüyüşü’yle birlikte yaza hızlı bir başlangıç yapan CHP; rüzgarın hızını ve etkisini artırdığı, akşam saatlerinde balkonda çay içerken omuzlara hırka alınıverilen bu günlerde, Çanakkale’nin Kocadere mevkiinde düzenlediği Adalet Kurutayı’yla hazan mevsimine göz kırptı. On bine yakın kişiyle başlayan ve 25 günlük güzergahında temas ettiği milyonlarca insanı içine katan yürüyüşteki adalet arayışındaki başlıklar, kurultaydaki ana paneller ve çalıştaylarda binlerce kişinin katılımıyla tartışıldı.
Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı tarihi yarımadadada, 26-29 Ağustos günlerinde gerçekleştirilen kurultay, dün akşam saatlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı sonuç bildirgesiyle sona erdi. Ana panellerin her birine katılan ve çalıştayların da bir kısmına uğrayan Kılıçdaroğlu, Kocadere mevkiinde gerçekleştirilen kurultayda herkesi dinlediklerini belirterek, "Bilgi dağarcığımı zenginleştiren herkese şükran borçluyum. Adalet, demokrasi gidiyor. Gün kucaklaşma günü, kavga etme günü değil" dedi.
Kurultayı T24'e değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan 'çok başarılı' bir çalışma gerçekleştirildiğini belirterek, "Kurultay, adalet kavramı etrafında çok büyük bir buluşma sağladı. Adaletin sadece itiraz ederek, adaletsizliğe karşı yürümenin ötesinde, konuşarak ve çözümler üretilerek sağlanacağı bir gelecek planlanıyor" diye konuştu.
"Adalet davası çok geniş kesimlerin buluşma alanı olacak. Bir arada yaşama düşüncesi, bu adalet davası ve buluşmasından yola çıkacak" diyen Tezcan, şöyle devam etti:
"Yaşamda adalet başlığında çok ciddi sonuçlar çıktı. Toplum etnik ayrışmalar, çatışmalardan bıkmış. Toplum, huzur içerisinde yaşamak istiyor. İlk veriler huzur içerisinde bir arada yaşamanın en önemli sahip çıkacağımız kavramlardan biri olması gerektiğini söylüyor. Adaletin ardından gelecek ikinci en önemli kavram da huzur olacak. Adalet ve huzur, ikiz kardeşler gibi birbirini destekleyerek bu ülkeyi kurtaracak olan iki kavram."
Adalet Yürüyüşü'ne katılan sivil toplum kuruluşlarından temsilcilere, siyasi partilere, akademisyenlere, politikacılara ve sanatçılara çağrıda bulunan CHP'nin düzenlediği kurultay kapsamında, birçok farklı başlıkta adalet arayışının dinamiklerini belirlemek, sorunları tespit etmek ve önerilerde bulunmak için 8 ana panel ve 50’den fazla çalıştay düzenlendi.
AKP kurucularından eski bakan Abdüllatif Şener ve Fatma Bostan Ünsal, KHK ile ihraç edilen anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav gibi isimlerin de aralarında bulunduğu Türkiye'nin alanlarında öne çıkan birçok ismi, ana panellerde katılımcı olarak yer alırken, Milli Görüş çizgisinden çok sayıda ismin bulunduğu kurultayda HDP ve HDP'ye yakın kanattan kişilerin yer almaması dikkat çekti.
Kurultay başlangıcında panelleri dinlemek için alana gelen CHP’li milletvekilleri için protokol alanı ayrılmayacağı, vekillerin arka sıralarda halkla birlikte oturacağı belirtilse de, pratikte bu yaklaşım çok da uygulanmadı. Kurultayın ilerleyen günlerinde birçok milletvekili ön sıralarda yerini alırken, ilk gün alana gelen eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise arkaya geçmesinin talep edilmesi üzerine tepki göstererek kurultaydan ayrıldı.
Kamp alanının farklı bir bölümünde düzenlenen çalıştaylarda ise katılım daha çeşitliydi. Eşzamanlı olarak, ana panellere kıyasla daha derinlikli başlıklarda düzenlenen çalıştaylara KHK’yla ihraç edilen çok sayıda akademisyen, Türkiye’de hak arayışının önde gelen isimleri, CHP’li milletvekilleri gibi birçok isim katkı sundu. Çalıştayların katılım açısından kapsayıcılığı ise alandakiler arasında farklı yorumlara sebep oldu.
CHP Sözcüsü Tezcan, "Çalıştaylarda beklediğimizin ötesinde bir tablo oluştu, izleyiciler de katkı sundu" derken; çadırların kurulduğu alanda sohbet ettiğimiz ve Adalet Yürüyüşü’ne de Ankara’dan katılarak İstanbul’a kadar yürüyen 62 yaşındaki Özcan Kırkanlar, çalıştaylarda vatandaşlardan soru alınmamasıyla ilgili olarak eleştiride bulundu.
"Konuşan isimlerin birçoğunu ben evde televizyondan takip edebiliyorum, onları ekranlarda her gün dinliyorum. Sen mikrofonu vatandaşa çevir, benim anlattıklarımı süz, bir analiz yap, ‘vatandaş bunu istiyor’ deyip Meclis’te dile getir" yorumunda bulunan Kırkanlar, alandaki bazı CHP’li milletvekillerinin vatandaşlarla olan iletişimi konusunda da eleştirilerini dile getirdi. TBMM’ye giren Roman kökenli ilk isim olan CHP İzmir Milletvekili Özcan Purcu’nun çadırda kaldığını ve gününün çoğunu vatandaşlarla birlikte geçirdiğini belirterek diğer milletvekillerinin de Purcu’yu örnek alması gerektiğini ifade eden emekli öğretmen, "Derdini anlatıyorsun, biraz dinleyip elini omzuna koyuyor. Sonra danışmanı telefonu uzatıyor, kulağında telefon, sana ‘He he’ deyip uzaklaşıyor" diye konuştu.
Adalet Yürüyüşü’ne, güvenliğinden endişe ederek gitmemesini isteyen eşiyle tartışarak katılan Kırkanlar, her şeye rağmen ‘umut verdiğini’ ifade ettiği kurultayla ilgili olarak, katılımcıların tavrıyla ilgili de eleştirilerde bulundu. Kamp alanında konaklama için herkese çadır, mat ve pike dağıtıldığını kaydeden Kırkanlar, bazı katılımcıların ihtiyacının çok üzerinde malzeme aldığını belirterek, kurultayın ilk gününde yaşanan bazı olayları ‘görgüsüzlük’ olarak nitelendirdi.
İstanbul’daki annesinin yanına giderken, aldığı ani bir kararla Adalet Yürüyüşü’ne katılan ve 432 kilometrelik yolu kortejin arkasında kalan yaşlı katılımcılara yardım ederek adımlayan 27 yaşındaki Ankara Siyasal öğrencisi Ali Nusret Berker de Kırkanlar’a benzer bir eleştiride bulundu. Kurultayın ilk gecesinde havanın soğuduğunu ve malzemelerin bitmesi sebebiyle açıkta kaldıklarını kaydeden Berker, sonrasına ilişkin olarak ise şunları anlattı:
"Güneşin batmasıyla birlikte hava soğudu. Sabah erken gelmediğimiz için malzemelerimizi tamamlayamamıştık. Pike ve mat bulmak için etrafa bakındık ama kalmamıştı. Sonrasında kadınların konakladığı çadır alanında fazla malzeme olduğunu söyledi birileri. Bir gittik, kadınların bir kısmı sonrasında eve götürmek için malzemelerde çadıra yığınak yapmış. Durumu anlattığımızda verdiler tabii ki, biz de biraz alıp dağıttık, başka yol olmadığını söyledik ama böyle olaylar üzücü tabii ki. Biraz insanların karakterinden, biraz da yoksulluk ve yoksunluklarından kaynaklanıyor bu durum."
Kaynakların 'yanlış' kullanımı konusunda eleştiriler olsa da, günlük katılımın on binler düzeyinde olduğu kurultayda organizasyon açısından büyük sıkıntılar yaşanmadı. Yürüyüşe kıyasla yemek dağıtımı bazı katılımcılar tarafından eksik bulunsa da, geniş bir alanda gerçekleştirilen kurultay kapsamında kimse aç ya da açıkta kalmadı.
Kamp alanında disiplinin sağlanmasına dair en büyük problem ise içki konusunda yaşandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da kişisel olarak titizlikle üzerinde durduğu ve yakın çevresine de özellikle uyarılarda bulunduğu içki yasağını delen bazı katılımcıların, kamp alanında içki içmeleri ve bunun görüntülerini sosyal medyada paylaşmaları tepki çekti. AKP iktidarı ve ona yakın medyanın ’şehitlere saygısızlık’ olarak nitelendirerek büyük tepki gösterdiği olayla ilgili olarak açıklama yapan Bülent Tezcan, ilgili kişilerin tespit edilerek alandan çıkarıldığını ifade ederek, "Alkol alan 3 kişinin partiden ihraçlarıyla ilgili süreç başlatılmıştır" dedi.
Tartışmaların ardından kamp alanındaki güvenlik önlemleri artırılırken, havanın kararmasının ardından özel güvenlikler çadır bölgesinde devriye gezerek içki içilip içilmediğini kontrol etti. Tezcan’ın konuyla ilgili açıklamasında içki içilmesini ‘ahlaksız bir davranış’ olarak nitelendirmesi bazı katılımcıların tepkisini çekerken, içki başlığında kamp alanındakiler arasında farklı görüşler ortaya çıktı.
İçki yasağının ihlalinin 'parti disiplinine aykırı davranmak' kapsamında değerlendirmesi gerektiğine dikkat çeken 54 yaşındaki emekli öğretmen Aysel Çatık, "İçki içmek ahlaksızlıktır demek, AKP'nin ağzıyla konuşmaktır. Bir kural alınmışsa buna uyulur, eğer uyulmadıysa bu kişiler hakkında gereken işlem de yapılır ama AKP’nin senelerdir yapmaya çalıştığı şey bu. Onlar içki içilmesin dediği için içmeyeceksek vay halimize. Gelibolu’nun tamamında şehit kanı var, eğer içki içmek şehitlere saygısızlıksa o zaman AKP yönetimindeki belediyelerde bulunan içkili mekanlar ne olacak?" yorumunda bulundu.
Adalet Yürüyüşü’ne benzer bir şekilde yaş ortalaması yüksek olan ve gençlerden çok belli bir yaş grubunun ilgi gösterdiği kurultay, içki tartışmasındaki görüş ayrılıklarının dışında adalet arayışının tarafı olanları bir araya getirdi. CHP’nin yaz başında yürüyüşle birlikte arkasına aldığı rüzgarı devam ettirmesi için bir fırsat sunan kurultay, aynı zamanda da eylemle başlatılan ‘adalet arayışı’ üzerinde konuşmaya, fikir üretmeye ve somut önerilerde bulunmaya olanak sağladı.
T24’e yaptığı değerlendirmede, kurultayın ’16 Nisan, 15 Haziran ve 9 Temmuz ruhunu ileri taşıdığını’ ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Adalet Yürüyüşü’nde demokrasi diyen, cumhuriyet diyen, özgürlük diyen insanlar tekrar buluştu. Türkiye siyasi tarihinin en geniş, en derin çalışması oldu" değerlendirmesinde bulundu. Ağbaba, kurultay sonrasıyla ilgili olarak da şu açıklamaları yaptı:
"Çalıştaylarda ve panellerde çok nitelikli fikirler dile getirildi, önerilerde bulunuldu. Bunların hepsini kayıt altına aldık. Hepsini yayınlayacağız. Önümüzdeki dönemde bu çalışmanın sadece bizim için değil Tükiye için de yol haritası olacağını düşünüyoruz. Türkiye’de hala milyonlarca insanın demokrasi, cumhuriyet ve laiklik için yollarda olduğunu gördük. Bu sadece CHP’nin değil, hukuku ve adaleti savunan insanların tartıştığı bir platform oldu."
Meclis İç Tüzüğü’nde yapılan değişikliklerle birlikte CHP’nin sesinin parlamentoda kısılmaya çalışıldığını savunan Ağbaba, gelecek dönemde partisinin daha çok sokakta olacağını belirterek, "Daha çok sokakta, daha çok alanlarda olacağız. Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve milletvekillerini bundan sonra yaşamın her alanında sokakta göreceğiz" diye konuştu.