Adalet Yürüyüşü'ne katılan eski AKP'li vekil: Rabia sokağın işaretidir

Adalet Yürüyüşü'ne katılan eski AKP'li vekil: Rabia sokağın işaretidir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı Adalet Yürüyüşü'ne eşi ve AKP'nin kurucularından Fatma Bostan Ünsal’la katılan Mazlum-Der’in eski Genel Başkanı Faruk Ünsal, "Çok orijinal bir yürüyüş. Şimdiye kadar Türkiye’de daha önce bir siyasi hareketin ve ya da sivil bir hareketin bu denli büyük bir organizasyon yaptığını hatırlamıyorum" diye nitelendirdiği yürüyüşü anlattı. Başbakan Binali Yıldırım'ın "Adalet sokakta aranmaz" sözlerini hatırlatan Ünsal, "tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet" ifadesiyle AKP'nin tüzüğüne giren 'Rabia' işaretiyle ilgili olarak "Rabia işareti kullanan hükümet, Rabia Meydanı'nda darbeye karşı koyan Mısır halkına bir anlamda selam gönderirken sokağın önemini de göstermiş oldu. Bu sokak, 15 Temmuz darbe girişimini de engelledi. Dolayısıyla sokağı gayr-i meşru ilan etmek gerçekçi ve doğru değil. Hükümetin kendi siyasal tezleri açısından da doğru değil. Rabia işareti sokağın işaretidir. Gayri meşru ilan etmemek lazım"  dedi.

Ünsal, Adalet Yürüyüşü'nü T24’e şöyle değerlendirdi:  

"Rabia sokağın işaretidir; hükümet Rabia işaretini kullanıyor"

"İnsanlar sokağa çıktıysa bu hükümetin ve devletin başka bir imkan ve kapı bırakmadığı için” diyen Ünsal, yürüyüşün aslında OHAL hukukuna ya da hukuksuzluğuna karşı etkili bir ses verebilmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çekti. “Enis Berberoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damlaydı” diyen Ünsal, hükümet kanadından gelen açıklamalara, “ Hükümet ‘hak sokakta aranmaz’ diyor. Rabia işareti kullanan hükümet, Rabia Meydanında darbeye karşı koyan Mısır halkına bir anlamda selam gönderirken sokağın önemini de göstermiş oldu. Bu sokak, 15 Temmuz darbe girişimini de engelledi. Dolayısıyla sokağı gayr-i  meşru ilan etmek gerçekçi ve doğru değil. Hükümetin kendi siyasal tezleri açısından da doğru değil. Rabia işareti sokağın işaretidir. Gayri meşru ilan etmemek lazım."

Ünsal, yürüyenlerin önemli bölümünü orta yaş ve üzerinin oluşturduğunu, 40 yaş altındakilerin yüzde 20’nin altında kaldığını belirtti ve "Katılanların bunun kahir ekseriyeti 55 ve üzeri" bilgisini verdi. Şevkle, azimle yürüyüş yapıldığını belirten Ünsal’ın değerlendirmeleri şöyle:

"OHAL hukukuyla yüzbinlerce insan işinden oldu, binlercesi cezaevinde"

"Bu yürüyüş aslında OHAL hukukuna ya da hukuksuzluğuna karşı etkili bir ses verebilmek amacıyla düzenlendiği sadece Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına yönelik bir tepki değil o bardağı taşıran son damlaydı. OHAL hukuksuzluğu ya da keyfi hal hukuku dediğimiz 20 Temmuz sonrası OHAL ilanıyla Türkiye’de fiili olarak uygulamaya konan bu sistemde bu hukuk düzeninde yüzbinlerce insan işinden oldu, binlerce insan cezaevinde,  bunların tabii ki darbeyle ilişkili, iltisaklı olanları için bir şey söyleyecek değiliz ama öğretmende sıradan insanların hayatlarını kararttılar, 40’e yakın intihar oldu.  İnsanların a haklarını aramaları için hiçbir yolda yok. Nereye başvuracaklar mecburen insanlar sokağa çıkıp hukuku talebinde bulunmak zorunda kaldılar.

"Bunu CHP’nin bir organizasyonu olarak görmüyorum"

Bunu bir CHP’nin bir organizasyonu olarak görmüyorum. Hem konvoydaki, yürüyüş kolundaki insanların bir kısmı CHP ile değil, dışarıdan çok önemli destek telefonları alıyoruz, insanlar korktuğu  için  gelip açıktan destek veremiyor, telefonlarla, mesajlarla yapılan işin çok önemli olduğunu söylüyorlar. Mesela bir KHK mağdurunu düşününün hakkını nasıl arayacak, mahkeme yolu kapalı, bir OHAL İnceleme Komisyonu kurdular, 7 kişilik bir komisyon, 200 bin dosyaya bakacak, fiziken mümkün değil. Yasal yolların tamamen kapatıldığı keyfi bir hal dönemi yaşıyoruz. Sokağa çıkmanın dışında vatandaşa hiçbir seçeneğin sunulmadığı keyfi hal dönemi yaşıyoruz.  

"Rabia, sokak işaretidir; hükümet Rabia işaretini kullanıyor"

Yürüyenlerin önemli bölümü orta yaş ve üzeri. 40 yaşın altında insan sayısı yüzde 20’nin altındadır.  Bunun kahir ekseriyeti 55 ve üzeri.

Bu yürüyüş bence çok orijinal bir yürüyüş şimdiye kadar Türkiye’de daha önce bir siyasi hareketin ve ya da sivil bir hareketin bu denli büyük bir organizasyon yaptığını hatırlamıyorum. Çok ses getirdiği  kanaatindeyim. Hükümet ‘hak sokakta aranmaz’ diyor. Rabia işareti kullanan hükümet, Rabia  Meydanında darbeye karşı koyan Mısır halkına bir anlamda selam gönderirken sokağın önemini de göstermiş oluyor. Bu sokak 15 Temmuz darbe girişimini de engelledi.  Dolayısıyla sokağı gayr-i meşru  ilan etmek  gerçekçi ve doğru değil. Hükümetin kendi siyasal tezleri açısından da doğru değil.  Rabia işareti sokağın işaretidir. Gayr-i meşru ilan etmemek lazım.  

"Sokak hepimizin, sadece hükümet in değil hükümet yanlıların değil"

İnsanlar sokağa çıktıysa bu hükümetin ve devletin başka bir imkan ve kapı bırakmadığı için insanların zorunlu olarak kullandığı bir mecradır.  Sokak hepimizin, sadece hükümet in değil hükümet yanlıların değil. Bu yürüyüşte hiç bir kamu malına hiçbir özel mülkün herhangi bir şekilde saldırıya uğraması böyle bir şeyin olması mümkün değil.  Çok büyük bir dikkat içerisinde yürüyüş götürülüyor.

"Niye kamu malına, özel mülkiyete zarar verelim"

Bir saldırı olmazsa, yürüyüşçülerin şimdiye kadar hem çağrıları hem de gösterdikleri performans böyle bir yönelimin oymayacağını olmadığı çok açık açıkça gösteriyor. Neyi kamu malına zarar erelim ki?    Niye vatandaşın özel mülküne zarar verelim ki?  Nihayetinde devletten ve hükümetten adalet mekanizmasını çalıştırmasını istiyoruz.

"Enis Berberoğlu serbest bırakılırsa ne olacak? Bu sadece Enis Berberoğlu meselesi değil. Bardağı taşıran damlaydı sadece milletvekillerinin tutuklanmasına dönük bir tepki değil. Hepsini içine alan OHAL hukuksuzluğuna, karşı çıkarılan bir ses bu yürüyüş.

"Türkiye bir de OHAL sürecinde referandum yaptı. Büyük köklü bir değişiklik sistemi çok tartışmalı bir YSK kararıyla yaptı. Devletin imkanlarını sonuna kadar belirli tercih üzerinde kullandığı OHAL sürecinde referandum yaptık. Bütün insanlar birikmiş bir adaletsizlik duygusunu birikme toplumsal tepkiye neden oldu. Burada insanları suçlamaktansa biz ne yaptık da 55 yaşında  binlerce insan  şu sıcağa yorulmaya bir sürü  zahmete katlanarak yürüyüş noktasına  geldi diye oturup düşünülmesi gerekiyor."