Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan" adalet yürüyüşü" ile ilgili olarak “Adalet' yürüyüşünün en zor etabına dün itibarıyla girildi. Çünkü bugüne kadar güzergâh kent merkezlerinin uzağından geçiyordu, büyük bölümünde yerleşim yoktu; araziden oluşuyordu" dedi.
Muharrem Sarıkaya'nın "Yürüyüşün en zor etabı" başlığıyla yayımlanan (4 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun parti gözetmeksizin başlattığı “Adalet”yürüyüşünün en zor etabına dün itibarıyla girildi.
Çünkü bugüne kadar güzergâh kent merkezlerinin uzağından geçiyordu, büyük bölümünde yerleşim yoktu; araziden oluşuyordu.
Kocaeli’nin geçilip İstanbul’a doğru yaklaşılmasıyla birlikte, yerleşim yerlerinden çok daha sıklıkla geçilecek; hatta gişelerden sonra sürekli olarak yerleşim merkezlerinin arasından yürünecek.
Bu da hem korteje katılımı artıracak, hem de mola yerlerinde ve yürüyüş esnasında kontrolü sağlamakta zorlanılacak.
Çünkü kent merkezlerinde bu kadar kalabalığın konaklayacağı yer bulmak imkânsız hale gelecek.
Nitekim dünkü yürüyüşün ikinci etabı da bu nedenle kesintisiz 8 km devam ettirildi.
Buna karşın CHP’nin elinde iki avantajı var.
İlki, yürüyüşe katılan kitlenin orta yaş kuşağı olması; ikincisi ise milletvekillerinin kortej kontrolünde yürüyüş süresince deneyimler edinmiş olmaları.
Yürüyüşe katılanların ağırlığının orta yaş olması, “Gençlerin katılımı düşük, CHP çınarı filiz vermez hale gelmiş” diye eleştirilebilir.
Ancak orta yaş kesimi CHP açısından önemli bir avantaj oluşturur.
Çünkü bu kesim, toplumun ötekini etkileyen sözü dinlenen en önemli parçasıdır; evladını, torununu, ebeveynini de yönlendirir.
Ayrıca birikimi olandır; evlat, ev, araba sahibidir; manevi ve maddi kaybedecek varlığı bulunan kesimdir.
Oturmuş olgunluğa eriştiği için öngörülmeyen, ani davranışlardan uzaktır; delikanlı yaş grubunun hoyrat ataklığı yoktur.
Nitekim dünkü sohbetimizde Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan,herhangi bir olumsuzluğa yol açmadan olgunlukla eylemin sürdüğüne dikkat çekti.
Kent merkezlerine yaklaştıkça mola yeri bulmakta zorlandıkları için kesintisiz yürüyüşlerin arttığını belirtip ekledi:
“Bundan sonraki etap, yerleşik bölge halkının bulunduğu alanlar olduğu için güvenlik açısından da sorun oluşturmayacak. Ayrıca birkaç kişisel tepki dışında yürüyüş çok büyük destek de buluyor.”
Bu aşamada bir tespitini paylaştı: “Bulduğumuz destek ‘Hayır’ blokundan çok daha geniş ve onu aşan noktada. Referandumda ‘Evet’ diyenlerin de desteğini alıyoruz...”
Adalet yürüyüşünün CHP’ye getirisi kesin.
Kendi toplumsal taban desteğinin yanında, ötekini de yanına çekmeyi başardı; yeni bir taban oluşturdu.
Ancak orta sınıfta oluşturduğu bu yeni toplumsal tabanın kalıcı olması için sosyal demokrat politikaların dayanması gereken zemine de ulaşması gerekiyor.
Çağımızda bu yeni zemin, eskinin mavi yakalı işçileri olduğu kadar, bugünün beyaz yakalı büro emekçileri, orta sınıf çalışanlar ve yeni hizmet sektörünün proletaryalarından oluşuyor.
CHP uzun süredir Batı Avrupa sol partilerinin politikalarına özenip bu kesimin sorunlarına yönelik siyaset yerine, kadın, hayvan hakları, doğa savunucusu, üçüncü tuvalet arayıcısı kentli üst sınıflara dönük politikalara çok daha fazla yer verdi.
Bu da seçmenin sayısal ağırlığını oluşturan ve bu sorunlarla çok da ilgili olmayan kesimle bağını kopardı.
Adalet yürüyüşü, eski tabana dönebilmek için yeni bir kapı araladı.
Kalıcılığını ise son etabın tamamlanış yöntemi belirler.