Adana: 'Evlerimize tekrar nasıl gireceğiz?'

Adana: 'Evlerimize tekrar nasıl gireceğiz?'

Fundanur Öztürk

 Çukurova semt pazarında yüzlerce aile AFAD’ın kurduğu çadırlarda barınarak, gönüllülerin sağladığı yiyecekleri paylaşıyor. Bu ailelerden biri olan Bozdaş ailesi de günlerdir iki çocuklarıyla birlikte çadırda kaldıklarını anlatıyor.

Bozdaş ailesini durumu, bu geniş alanda konuştuğumuz pek çok ailenin durumuyla aynı: Adana’da depremzedeler, yıkılmayan ancak gözle görülür şekilde hasar gören evlerine güvenemedikleri için çadırlarda kalmayı tercih ediyor.

Belediye Evleri Mahallesi’nde 13 katlı binanın 9. katında yaşadıklarını söyleyen Bestami Bozdaş, depremde yaşadıkları korku ve travma sebebiyle çocuklarının evlere girmekten çok korktuğunu anlatıyor:

"Çocuklar depremin ikisini de evin içinde yaşadı. Çocuklarda aşırı bir panik ve korku var, psikolojileri bozuldu. Yetkililer bir gün evlere girmek güvenli dese bile girebilecek durumda değiliz.

"Binalarda yıkım yok ama hasar var ve hasarın ne boyutta olduğunu bilmiyoruz. Bizim mahallemizin tamamı aynı durumda, hayalet mahalle gibi oldu."

Bir yandan çocuğunun karnını doyurup bir yandan deprem korkusunun nasıl içlerine yerleştiğini anlatan Zeynep Bozdaş ise “Biz şu anda evimize güvenip de giremiyoruz. Bu çadırlarda kalan herkes öyle. Çoğunun evi yıkılmamış olmasına rağmen, güvenlik korkusundan gelip çadırlarda kalıyorlar. Apartmanların çoğu yüksek katlı olduğu için güvenip gidemiyoruz” diyor.

Zeynep Bozdaş, eşine bakarak soruyor:

"Kendi evimize giremiyoruz ama başka bir eve girebilecek miyiz? Hepsi yine yüksek katlı..."

Bestami Bozdaş ise, “Artık ya il değiştireceğiz ya iş değiştireceğiz. Mecburuz, sonumuzu göremiyoruz. Bu şartlarda eve gidemeyeceğiz” diyor:

"Şu an çadır kette olmamıza rağmen iki gün önceki sarsıntıda herkes bağırarak kaçmaya başladı. Biz şu an o psikolojiyi yaşıyoruz."

"Arabada soğuktan bacaklarımız uyuşuyor"

Bir başka çadırın önünde iki kuş kafesiyle oturan bir aileyle konuşuyorum. 76 yaşındaki yatalak annesiyle birlikte yaşadığını söyleyen Nurcan Sayılır, hareket edemeyen annesini çok zor koşullarda evden çıkardığını anlatıyor.

İlk birkaç geceyi arabada geçirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Sayılır, "Arabada bacaklarımız soğuktan uyuşuyordu” diyor. Sayılır, evde sadece birkaç çatlak hasar olmasına rağmen annesinin durumu sebebiyle eve dönmeye korktuğunu anlatıyor:

"Bizi burada en çok zorlayan şey tuvalet. Bunca insanın kullandığı tek yer, o yüzden sürekli pis oluyor. Ben enfeksiyon hastası olduğum için sürekli hastalanmaktan korkuyorum."

Sayılır, az önce annesinin bazı eşyalarını almak için eve girmek zorunda kaldığında panik atak geçirdiğini ve zor sakinleşebildiğini söylüyor.

'Her şeyimiz çöktü, elimizde sadece bir anahtarımız kaldı'

Adana’da Süleyman Demirel Bulvarı ve Turgut Özal Bulvarı arasında kalan bloklarda birbirine birkaç metre yakınlıkta onlarca bina ayakta kalırken, 13 katlı Özgür Apartmanı ve Mete Apartmanı yıkıldı. Özgür Apartmanı’nda dört kişi hayatını kaybetti.

25 yıllık Özgür Apartmanı’nın önünde enkaz kaldırma işlemleri sürerken, çevrede bulunan kalabalığın gündeminde aynı soru bulunuyor: Neden bu iki apartman?

Apartman sakinleri, Özgür Apartmanı’nın gece saatlerinde gerçekleşen ilk depremde değil, öğle saatlerindeki ikici depremde yıkıldığı için binadaki can kaybının görece az olduğunu söylüyor.

Yıkılan binadan sağ kurtulan Emine Özer ve ailesi, “Eğer ilk depremde yıkılmış olsaydı, hepimiz giderdik” diyor.

Emine Özer, “Biz gece çıktık, bir daha da girmedik. Her şeyimiz çöktü, elimizde sadece bir anahtarımız kaldı” diye anlatıyor.

Enkazdan çıkarılan eşyalar arasında aile fotoğraf albümlerini bulan Hasan Özer kısa bir an sevinerek, “Sadece neden bizim binanın yıkıldığını bilmiyorum, acaba çürükten mi yapıldı? Şu an bir kendimiz kalmışız, bir de Allah’ımız. Şu ana dek herhangi bir yardım görmedim, geliyor diyorlar, nerede dağıtıldığını bilmiyoruz” diyor.

Apartman sakinlerinin ve blokların bekçisinin verdiği bilgiye göre, yıkılan binalarla ayakta kalanlar aynı dönemde aynı müteahhit tarafından yapılmış olsa da bazı apartmanların Özgür Apartmanı’ndan farklı olarak 99 depreminden sonra “güçlendirildiği” ifade ediliyor.

Yıkılmayan ancak hasar gören komşu binanın sakini Mahmut Menteş, her gün kısa aralıklarla binaya girip, birkaç parça eşyalarını alıp hemen geri çıktıklarını anlatıyor:

“Bakanlığın gelip binamızda hasar denetimi yapmasını bekleyeceğiz, şu anda ailelerimizle kalıyoruz. Her gün gelip birer torba eşyamızı alıp hemen geri çıkıyoruz.”