Adana ve ilçelerinde 37 günde 17 kişi çeşitli olaylar sonucunda can verdi. Cinayetlerle ilgili çok sayıda kişi tutuklanırken bu olayların 2'si 'namus', 1'i 'kız isteme' diğeri ekonomik nedenlerle işlendi.
DHA'da yer alan habere göre, 2 yılda 245 cinayetin işlendiği Adana'da bu tür olaylar ürkütücü boyutlara ulaştı. Uzmanlar, zorlayıcı yaşam koşullarının insanları gergin, sinirli, çaresiz, engellenmiş hissine kapılmasına neden olduğunu bundan doğan öfkeyle de kendileri ile birlikte çevresine zarar verdiğini kaydetti.
Adana'nın Kozan İlçesi'nde çiftlik evinde 28 Mart gecesi besicilik ve çiftçilik yapan 38 yaşındaki Mehmet Doğan, resmi nikahsız eşi, 42 yaşındaki Ayşe Ayrancı, ağabeyi 46 yaşındaki Hüseyin Doğan ve resmi nikahsız eşi 43 yaşındaki Fatma Yavuz ile oğulları 8 yaşındaki Hakkı Doğan av tüfeği ve tabancayla vurularak öldürüldü. Evinde çok sayıda muska bulunan ve 'tuhaf bir kişi olarak' tanımlanan Mehmet Doğan'ın, eşiyle ilişkisi olması nedeniyle katliamı yaptığı öne sürülen Murat Tosun ile arkadaşları Hamdi İnceli ile İbrahim Açıkgöz tutuklandı.
Merkez Yüreğir İlçesi Başak Mahallesi'ndeki boş tarlada 10 Nisan'da cesetleri bulunan 3 çocuk annesi, 30 yaşındaki Senem Barık ile 2 çocuk annesi kuzeni 20 yaşındaki Zeliha Sevgilibaş'ı işkence yapıldıktan sonra pompalı tüfek ile öldürüldü. Fuhuş yaptıkları iddiasıyla öldüren Senem Barık'ın katil zanlısı olarak kayınpederi 65 yaşındaki Hikmet Barık, kayınbiraderleri 37 yaşındaki Davut, 30 yaşındaki Savaş ve 27 yaşındaki Yahya ile Davut'un oğulları 17 yaşındaki O. ile 19 yaşındaki Doğan Barık tutuklandı.
Ceyhan'a bağlı Dokuztekne Mahallesi'nde 30 Nisan'da, 55 yaşındaki Yusuf Albayrak, 3 katlı binada birlikte oturdukları kardeşleri 44 yaşındaki Mustafa ve 40 yaşındaki Ahmet Albayrak ile onların eşleri 32 yaşındaki Gülsüm ve 35 yaşındaki Teslime Albayrak'ı öldürdü, seken kurşunlardın Gülsüm'ün yanında bulunan 9 yaşındaki Furkan Albayrak'ın yaralanmasına neden oldu. Ailesinden 4 kişiyi su aboneliği yüzünden öldüren katil zanlısı Yusuf Albayrak tutuklandı.
Adana'da son olarak kız isteme yüzünden aile arasında yaşanan anlaşmazlık katliama döndü. Kurtuluş Mahallesi'nde 3 Mayıs'ta silah sesleri gelen evin kapısını kırarak içeri giren polis, emekli vali 76 yaşındaki İsmet Metin, eşi 68 yaşındaki Nurşen Metin, kızları 41 yaşındaki Senem Metin, 66 yaşındaki Gönül Cengiz ile onun oğlu 38 yaşındaki Suphi Cumhur Cengiz ve 39 yaşındaki Suphi Denizhan Deren'in cesetlerini buldu. Deren'in 6 yıldır birlikte olduğu sevgilisi Hanım Kaya'yı istemek için bir araya getirdiği akrabalarını tabancayla vurarak öldürdükten sonra intihar ettiği anlaşıldı.
Resmi kayıtlara göre Adana'da 2016'da 127, 2015'de ise 118 cinayet işlendi. Adana'da 2 yılda toplam 245 kişi cinayete kurban gitti. Ürkütücü boyutlara ulaşan cinayetlerle ilgili onlarca kişi tutuklanırken bu olayların 37 günde yaşananlarının 2'si namus, biri kız isteme meselesi diğeri de ekonomik nedenlerle işlendi.
Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uz. Dr. Taner Canatar, zorlayıcı yaşam koşullarının insanları gergin, sinirli, çaresiz, engellenmiş hissine kapılmasına neden olduğunu bundan doğan öfkeyle de kendileri ile birlikte çevresine zarar verdiğini kaydetti. Canatar, olaylarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Aşk, kıskançlık, cinsellik, kız isteme davaları gibi nedenlerle öfkesine yenik düşüp cinayet işleyenlerin sayısı tüm Türkiye'de oldukça arttı. Öfke, uygun bir şekilde ifade edildiğinde son derece doğal bir duygu olmasına rağmen kişinin saldırgan davranma eğilimini harekete geçirebilme potansiyelini de beraberinde taşır. Bu nedenle öfkenin, bir sorunun çözümü, intikam alma ya da haklı olma yolu olarak görülmesi kişiyi şiddete veya suça yöneltebilir. Öfkelenen herkes, 'Beni çileden çıkardı, beni delirtti, ben aslında böyle biri değilim, onun yüzünden bu hale geldim' gibi ifadeleri sık kullanır. Bu yüzden de öfkenizin size dışarıdan yüklendiğine inanarak öfkenizi kontrolünüz dışında olduğuna ve onu yenmek için yapabileceğiniz bir şey olmadığına, onu yaşamak zorunda olduğunuza inanırsınız. Oysa öfke duygusunu ortaya çıkaran, aslında olaylar veya kişiler değil, sizin onlar hakkındaki düşünceleriniz, onlara yüklediğiniz anlam ve onlarla ilgili beklentilerinizdir. Yapabileceğimizin en iyisi önce kendimize, sonra başkalarına karşı anlayışlı ve sevecen olmayı öğrenebilmek, bunun sonucunda da başkalarına karşı yıkıcı olan davranış kalıplarımızı değiştirmek olacaktır. Ancak bu şekilde dünyaya daha az öfke ama daha çok sevgi katabiliriz. Sanırım toplum olarak bu sıralar en çok ihtiyaç duyduğumuz da işte bu sevgi ortamı olsa gerek."
Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver ise bu tip olayları genellikle kişilik bozukluğu olan kişilerin gerçekleştirdiğini belirterek, "Olgunlaşmamış bu bireyler duygularını kontrol edemiyor. 3-4 yaşındaki bir çocuğu elinden oyuncağını aldığınızda gösterdiği tepkiye benziyor yaptıkları. Ellerinde silah olan bu kişilerin tepkisi öldürmeyle sonuçlanıyor. Bu tip olayların detaylandırılarak anlatılması travmalara yol açabilir. Özellikle çocuklar bu tip haberleri izlememeli."