Adana’da bir firma tarafından üretimi yapılan ve ekmeği olduğundan hacimli gösteren ve geç bayatlatan 'ekmek katkı maddesi'nden GDO’lu soya çıktığı belirtildi. Üretimi yapan firma Adana’da 100 fırından 80’ine bu ürünü sattığını iddia ederken, uzmanlar, "GDO’lu soya sadece yem amaçlı olarak ülkemize girebiliyor. İnsan gıdası olarak kullanılması yasaktır. Ancak kötü niyetli kişiler bunu insan gıdalarında kullanabiliyor. Ancak ekmek ile ilgili daha önce böyle bir durumla karşılaşmamıştık" dedi.
Hürriyet gazetesinden Burak Coşan'ın analiz haberi şöyle:
Son yılların belki de en çok gündeme gelen ve tartışılan konularından biri her gün sofralardaki yerini alan ekmek oldu. Kimi uzmanlar ekmeğin sağlıksız olduğunu, tüketilmemesi gerektiğini söylerken, kimi uzmanlar ise ekmekle ilgili bir sorun olmadığını, kararında yendiği sürece herhangi bir zararı olmayacağını savundu. Ancak geçtiğimiz günlerde bir gıda mühendisi şok bir iddia ile Hürriyet’e ulaştı. Gıda mühendisi, Adana’da bir gıda firmasının ürettiği ekmek yapımında kullanılan ‘ekmek katkı maddesi’nin içeriğinde GDO’lu ürünler bulunduğunu öne sürdü.
Bu iddia üzerine biz de GDO’lu olduğu iddia edilen Adana’daki firmanın ürettiği ‘P....’ isimli ‘ekmek katkı maddesine’ ulaştık. İlk olarak şirketin sahibi ile iletişime geçtik ve ürünle ilgili bilgi almaya çalıştık. Şirket sahibi, "Ekmek katkı maddemizi Adana’da 100 fırın varsa 80’ine satıyoruz. En iyi ürün fırıncılarımız çok memnun” dedi. Şirket sahibi ‘ürünün sağlığa zararlı olup olmadığı, bakanlığın onayı bulunup bulunmadığı sorularımızı ise yanıtsız bıraktı.
Daha sonra bu ürünü kendimiz temin ettik ve incelenmesi için bir test merkezine gönderdik. 2 gün süren test sürecinin ardından aldığımız sonuç ise gıda mühendisinin iddialarını doğrular nitelikteydi. Test merkezinden gelen rapora göre Adana’daki firmanın ürettiği ‘ekmek katkı maddesi’nin içeriğinde GDO’lu madde vardı.
Test merkezi yetkilileri GDO’lu çıkan ürünle ilgili şu bilgileri verdi: "Test için gönderilen ‘ekmek geliştirici’ numunesinde GDO analizi yapılmıştır. Analiz için önce DNA ekstraksiyonu (ürünün DNA’sının çıkartılması) gerçekleştirildi. Daha sonra GDO analizine geçildi. Yapılan analiz sonucunda tarama yapılan 3 gen bölgesinin tümünde GDO (35S, NOS, FMV) tespit edilmiştir. Gıdalarda GDO yasaklı olduğu için herhangi bir izin limiti bulunmamaktadır. Bu sebeple tespit edilen GDO’ların miktar analizi gerçekleştirilmemiştir. Yapılan analizler Türkak tarafından akredite edilmiş olup, GDO analizleri Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı’nın yayınladığı GDO analiz talimatına göre uzman kadro tarafından yapılmıştır."
Test merkezinden yapılan açıklamada, yasa gereği GDO’lu bir ürüne rastlanıldığı zaman çıkan raporun aynı anda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na da iletildiği ifade edildi.
Dünyada GDO’lu ürünün en çok soya, mısır ve kanolada olduğunu ifade eden Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Arslan da, "Şu ana kadar ne ekmekte ne de ham maddesi buğdayda böyle bir durumlar karşılaşmadık. GDO’lu soya katkı maddelerinin kullanıldığını da duymamıştık. Ticari işletmeler kâr elde etmek için bu tip şeylere girebiliyor. GDO’lu olmayan soyalar daha pahalı olduğu için bu yöntem seçilmiş olabilir. Soyayı şu anda ABD üretiyor. Bu üretimin çok önemli bir kısmı GDO’lu. Biogüvenlik kanunlarına göre GDO’lu soyanın gıda maddesi olarak kullanılması yasak. Ancak hayvan yemi olarak ülkeye giriş yaptıktan sonra bunların gıda maddesi olarak kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin her yıl 2.5-3 milyon ton soya ithal ettiğini ifade eden Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, Türkiye’nin soya üretiminin ise 125 bin ton civarında olduğunu söyledi. İthal edilen soyanın GDO’lu olduğunu ancak bunun yasalar çerçevesinde sadece hayvan yemi amacıyla ülkeye sokulduğunu belirten Güngör, "Aslında bu ürünlerin insan gıdası amacıyla kullanılmaması gerekiyor. Ancak bu gelen ürünlerin gıda amacıyla kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz. Çok daha iyi denetim yapılması gerekiyor. Ancak denetim Türkiye’de çok iyi değil. Ülkede 675 bin gıda işletmesi var. 5 bin denetçi var. 1 yıl boyunca denetçinin hiç uğramadığı gıda işletmeleri var. Bugüne dek ekmek veya ekmek üretiminde GDO’lu bir ürüne rastlanmamıştı" diye konuştu.
Viyana merkezli Uluslararası Hububat Bilimi ve Teknolojisi Kurumu Başkanı, hububat teknolojisi, gıda kimyası ve gıda biyokimyası uzmanı Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hamit Göksel de, durumu ‘hile’ ile açıkladı. Türkiye’de GDO’lu ürünlerin gıda amaçlı kullanılmasına izin verilmediğinin altını çizen Hamit Göksel, “Ancak yasadışı olarak bu yapılabilir. Soya unu ekmek katkı maddelerinde kullanılabilir. Ancak GDO’lu olmamalıdır. Soya ununun içinde bir enzim var. O enzim gluten yapısını kuvvetlendirir. Beyaz ekmeğin iç kısmını daha beyaz yapar ve ekmek daha fazla kabarır. Soya unu ekmeğe az miktarda katılır. Yapılmışsa da çok bilinçli bir hareket değil. Türkiye’ye gıda değil ancak yem amaçlı giren ucuz GDO’lu soya var. Gıda amaçlı kullananlar ‘uyanıklık’ yapmaya çalışmıştır” dedi.
Daha önce yetkili kurumlara bazı uyarılarda bulunduklarını anlatan Hamit Göksel, “Yetkili kurumlara, ‘Gıda amaçlı izin vermiyorsunuz. Yem amaçlı kullanılabilir diyorsunuz ama kötü niyetli kişiler bunları gıda amaçlı kullanabilir’ şeklinde uyarılarda bulunmuştuk. Gıda hilesi yapanlar sınır tanımıyor. Daha fazla kar amacı ile hareket edenler insan sağlığı ile oynayabiliyor” ifadelerini kullandı.
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Yusuf Songül de konu hakkında şunları söyledi: “Bu zamana kadar herhangi bir insan gıdası için GDO’lu ürüne izin verilmedi. Sadece yem olarak GDO’lu ürünler kullanılabiliyor. Ancak yaptığınız araştırma sonucu ortaya çıkan ekmek katkı maddesi direk insan besininde ortaya çıkan ilk GDO’lu ürünlerden biri. Bunların önüne geçebilmek için daha fazla denetim yapılmalı. İnsanları başı boş bırakırsanız her şey yapabilir. Daha fazla araştırma yapılırsa, daha çok şey karşımıza çıkabilir.”
Biyogüvenlik Kanunu’nuna göre GDO’lu ürünlerin kanuna göre belirtilen ürünler dışında yani hayvan yemi olarak izin verilenlerin haricinde insan gıdası olarak kullanılması yasak. Yine kanuna göre Biyogüvenlik Kanunu’nun gerekliliklere uymayanlar hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmakta ve ürünlerin piyasaya arzı engelleniyor. Savcılık kararı doğrultusunda 1-12 yıl arası hapis cezası, 200 bin Türk Lirasına kadar idari para cezası veya 10 bin güne kadar adli para cezası verilebiliyor.
* Besin değerini artırmak * Ekmeğin raf ömrünü uzatmak * Ekmek hacmini artırmak, gözenek yapısı oluşturmak * Tat ve aroma sağlamak *Zararlı mikroorganizma gelişimini önlemek *Ekmekte renk ve albeniyi artırmak amacı ile kullanılabilir. Ekmek yaparken neden soya unu kullanılıyor * Hamur ve ekmek rengi beyazlar * Hamur direnci artar * Unun su tutma kapasitesi artar * Ekmek hacmi ile beslenme değeri artar