Dünyada kadınların regl döneminde en çok tercih ettiği ürün, hijyenik pedler. Peki ped ve tamponların çok sayıda plastik içerdiğini biliyor muydunuz?
Araştırmacılara göre, bazı pedlerde plastik miktarı yüzde 90'a kadar çıkıyor ki bu, tam 4 adet plastik torbaya denk geliyor. Bir kadın yaşamı boyunca bu gibi ürünlerden ortalama 10 binden fazla kullanıp atıyor. Tamponlar daha çok suni ipek ve pamuktan yapılsa da, içeriğinde polyester maddeler de var. Birçoğu plastik aplikatör içeriyor.
Çevreciler, doğada uzun yıllar çözülemeyen plastik torba ve pipet gibi ürünlerin kısıtlanması için büyük bir mücadele veriyor. Gıda ürünlerinin paketlenmesine bazı yasal kısıtlamalar getirilebilirken, aynı şeyi hijyenik ürünler için söylemek zor.
İngiltere'deki okyanustaki plastik kirliliğini araştıran çevreciler, ped, tampon ve aplikatör atıklarında büyük bir artış olduğunu ortaya koydu. #PlastiksizAdetDönemi kampanyası da böyle başladı.
Aktivistlere göre, menstrüel kap (adet kabı ya da kupası), sünger ve emilebilir kilotlar gibi yeniden kullanılabilir ürünlerle bu mümkün. İnternette giderek tanınırlığı artan çok kullanımlı ürünler, kadınlar tarafından ağızdan ağıza yayılarak bir toplumsal harekete dönüştü.
ABD'li iki kadının YouTube üzerinden adet kabı kullanımını yaymak için başlattığı kampanyanın rolü büyük. Kim Rosas ve Amanda Hearn'ün YouTube kanalı, adet dönemleriyle ilgili açık ve dürüst tartışmalara bir zemin hazırlarken, bir yandan da tabuları yıkmayı amaçlıyor.
Tıbbi kullanıma uygun silikondan yapılma kaplar vajinaya yerleştiriliyor. Kap, adet kanını ped ve tamponlar gibi emmek yerine içinde topluyor. Tüketici sık sık kapta toplanan atığı boşaltıp kabı temizliyor. Fiyatı 30-40 dolar arasında değişiyor ama 10 yıla kadar kullanılabilen bir ürün.
Bazı kadınlar, sürekli kendi adet kanını bedenlerinde taşımaktan rahatsız. Aktivistlere göreyse bu yaklaşımın nedeni, adet dönemini bir temizlik meselesi olarak niteleyen ve kullan-at ürünlere yönlendiren pazarlama stratejisi. Reklamlarda adet kanı yerine gizemli bir mavi sıvının kullanılması, sık gösterilen bir örnek.
Adet kabı, kalkınmakta olan ülkelerde hayat kurtaracak bir çözüm olabilir. Ancak kültürel tabular ve sağlığa erişimdeki zorluklar, kadınların eğitilmesini zorlaştırıyor. Ruby Cup adlı marka, bu nedenle "bir al, bir ver" programına ön ayak olarak, yoksulluk seviyesinin yüksek olduğu 10 ülkedeki 50 binden fazla kadına ulaştı.
Markanın yaratıcılarından Julie Weigaard Kjaer, "İnsanlara kabı gösterdiğinde 'İçime ne sokuyorum öyle?' diye soran şaşkın yüzlerle karşılaşıyorsun en başta" diyor. "Önce birkaç cesur kadın denemek istiyor. Sonra yaşadıkları iyi deneyimi diğer kadınlara anlatıyorlar" diye de ekliyor.
Kenyalı oyuncu ve manken Ebby Weyime de, kendi kabını geliştirmiş, ardından üretip satmaya başlamış. "Fakirlik düzeyinin de altında yaşayan bizler hijyenik mendilleri bile lüks olarak görüyorduk" diyen Weyime, Afrikalı kadınların kendi anatomilerine ne kadar yabancı olduğunu görünce şaşırmış: "Vajinalarının neye benzediğini bile bilmiyorlar. O yüzden kabı yerleştirmek asıl soruna dönüşüyor. Önce kaygı ve korkularını atlatmalılar."
ABD ve Batı Avrupa'da da durum çok farklı değil. Küresel pazarda tampon ve ped kullanımı halen daha baskın. Güney Kore gibi Asya ülkelerinde de adet dönemleri kadınlar üzerinde büyük bir ekonomik yük. 2016'de engelli babasıyla yaşayan 16 yaşındaki genç kızın hikayesi bu yüzden herkesi sarsmıştı. Genç kız, ayakkabı astarından ped yapıp takmak zorunda bırakılmıştı.
Tarihte birçok kadın adet dönemlerinde yıkanabilir bezler kullandı. Yakın zamanda bu bezler daha teknolojik hale geldi ve yeniden kullanılabilir pedler olarak piyasaya sürüldü. İngiltere'de organik tampon aplikatörü satarak plastiğin önüne geçmeyi amaçlayan Dame markası, internette yaptığı satışlara büyük ilgi olduğunu söylüyor.
Şirketin kurucularından Celia Pool, "Kapları ve yıkanabilir pedleri seviyoruz ama ne yazık ki pek kullanılmıyorlar. Bizede kadınların rahat hissetmelerini gözettik" diyor.