Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmalarla ilgili olarak "Telefon üzerinden yapılan görüşme ve giden sinyal kayıtlarını gösteren resmi HTS kayıtları, Adil Öksüz’ün 2010-2012 yılları arasında operasyonel olarak kullandığı cep telefonu ile Recep Ünal’ın operasyonel olarak kullandığı telefon arasında tam 177 kez telefon irtibatının olduğunu ortaya çıkarmıştır" dedi.
Sedat Ergin'in "15 Temmuz ve Akıncı Üssü (7): Adil Öksüz’ün telefon kayıtlarından çıkan general" başlığıyla yayımlanan (20 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz 2016 gecesi Eskişehir’deki Hava Kuvvetleri Komutanlığı Birinci Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi (BHHM), darbe girişiminden Türk hava sahasına yansıyan gerilimin birebir yaşandığı bir karargâh olmuştur.
Burası Türk hava sahasının askeri kontrolü açısından en hayati merkezdir. Havalanan askeri her türlü hava aracı, Türkiye üzerindeki askeri nitelikli her hava hareketi buradan izlenir ve kayıt altına alınır. Nitekim 15 Temmuz gecesi Türk hava sahasındaki bütün hareketlilik buradan izlenmiş, gecenin akışında kritik etki yaratan bir dizi karar bu merkez üzerinden verilmiş, buradan koordine edilmiştir.
Akıncı Üssü ile ilgili olarak hazırlanan iddianamede, o gece Eskişehir’deki BHHM’de yaşananların dökümünü hem Hava Kuvvetleri’nin resmi raporları hem de tanık ifadeleri üzerinden okuyabiliyoruz.
O gece burada görev yapan biri tuğgeneral diğeri kurmay albay rütbesindeki iki askerin tutumu özellikle dikkat çekicidir. Tanık anlatımları, gece boyunca ikisi arasında bir gerilimin, bir noktada da “münakaşa”nın yaşandığına işaret ediyor. Bu gerilimin bir ucunda merkezin “Komutanı” Tuğgeneral Recep Ünal, karşı ucunda ise merkezin “Harekât Başkanı” Kurmay Albay İsmail Üner var.
İddianamedeki aktarımlarda, Albay Üner’in saat 22.25 sularında merkeze intikal ettikten sonra ilk andan itibaren darbeye karşı kuvvetli bir inisiyatif sergilediği hemen göze çarpıyor.
Buna karşılık Tuğgeneral Ünal’a iddianamede yöneltilen temel suçlama, “Darbe girişimini önlemeye dönük esaslı hiçbir faaliyette bulunmaması”dır. Savcı Ramazan Dinç, o gece BHHM’de “Emir komutayı Albay Üner’in devraldığını, Üner darbeye teşebbüs faaliyetini engellemeye dönük emir ve talimatlar verirken, daha üst rütbeli olan Recep Ünal’ın darbenin önlenmesine dönük hiçbir çaba sarf etmediğini” ileri sürüyor.
Tanıklar da benzer suçlamalar yöneltiyorlar Ünal’a. Gece yarısı İstanbul’dan Eskişehir’e intikal eden dönemin Hava Savunma Komutanı Korgeneral Nihat Kökmen, tanık sıfatıyla savcıya verdiği ifadede, kendilerinin gece yarısı karargâha gelişinden sonra “Recep Ünal’ın pasif duruma geçtiğini” belirterek, “Onun yerine faaliyetleri İsmail Üner ile yürüttük” diyor.
O tarihte Eskişehir’deki karargâhta en yüksek konumdaki komutan olan Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver de tanık olarak ifadesinde, “BHHM’yi aradığında bir süreden sonra Recep Ünal’ın açtığı telefonlara Albay İsmail Üner’in cevap vermeye başladığını, Ünal’ın nerede olduğunu sorduğunda kendisinin lavaboya gittiğinin söylendiğini, sonraki aşamada bir daha Recep Ünal general ile görüşemediğini, talimatları Albay İsmail Üner’e verdiğini” söylüyor.
İddianamede, o gece 22.30 sularında Akıncı’ya intikal etmek üzere Diyarbakır’dan izinsiz kalkan F-16 uçaklarına önleme yapmak üzere Erzurum’dan iki F-16’nın kaldırılmasının Recep Ünal tarafından engellendiği de öne sürülüyor. Bunun gibi daha bir dizi suçlama var Ünal hakkında.
Halen tutuklu bulunan Recep Ünal ise verdiği savcılık ifadesinde kendisine yöneltilen darbe faaliyetini desteklediği suçlamasını kategorik bir şekilde reddediyor, “Başından itibaren darbe girişimini engellemeye çalıştım ve neticede darbeyi engelledik. BHHM Komutanlığı darbeyi önlemek için inisiyatif almamış olsaydı durum çok daha farklı olabilirdi “ diye konuşuyor.
Buna karşılık, savcılık makamının iddianamede üzerine özellikle odaklandığı kritik bir başka delil var. Bu delil, savcılığa göre, “Hava Kuvvetleri İmamı” olarak bilinen ve 15 Temmuz gecesini Akıncı Üssü’nde geçirdikten sonra 16 Temmuz sabahı üssün yakınlarında açık arazide jandarma tarafından yakalanan Adil Öksüzile Tuğgeneral Ünal arasında ilişki bulunduğunun tespit edilmiş olmasıdır.
Telefon üzerinden yapılan görüşme ve giden sinyal kayıtlarını gösteren resmi HTS kayıtları, Adil Öksüz’ün 2010-2012 yılları arasında operasyonel olarak kullandığı cep telefonu ile Recep Ünal’ın operasyonel olarak kullandığı telefon arasında tam 177 kez telefon irtibatının olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Aynı HTS kayıtlarına bakılırsa, Recep Ünal ile bu dönemde temasta olan sadece Adil Öksüz değildir. Onun gibi yine açık arazide yakalanan Kemal Batmaz da Recep Ünal ile ilişkilidir. İddianamede yer alan HTS kayıtlarına göre, 2010-2012 döneminde Kemal Batmaz ile Recep Ünal arasında tam 62 kez telefon görüşmesi yapılmıştır.
Recep Ünal, bu tarihte kurmay albaydı. 2013 yılı Ağustos ayında Yüksek Askeri Şûra’sında altıncı sıradan tuğgeneralliğe terfi etmiştir Ünal.
Görüleceği gibi, Hava Kuvvetleri’nde 15 Temmuz gecesiyle ilgili el attığımız pek çok dosyada, Adil Öksüz ve Kemal Batmaz’ı karşımızda buluyoruz.
Bakın darbeden dört gün önce aynı uçakla ABD’ye giden, iki gün sonra (13 Temmuz) aynı uçakla Türkiye’ye dönen Öksüz-Batmaz ikilisi arasında bir ortak payda daha çıktı darbe sanığı bir general üzerinden.