'Adil ticareti' bekleyen tehlike

'Adil ticareti' bekleyen tehlike

Üreticinin daha fazla para kazanabilmesi için özel tüketici kuruluşları tarafından başlatılan ‘adil ticaret’ Almanya’da da hızla yayılıyor. Aracının payını azaltarak değeri asıl yaratanın fiyattan daha fazla pay almasını sağlayan bu uygulamayı destekleyenler artıyor. ‘Adil’ ürünlerin fiyatının konvansiyonel ürünlerden biraz fazla olması da tüketiciyi ürkütmüyor. Almanya’daki sivil toplum kuruluşları Avrupa Birliği ile ABD arasında sürdürülen serbest ticaret anlaşması görüşmelerinin ‘adil ticarete’ zarar vermesinden endişe ediyor.

Almanya’da adil ticaret adeta patladı gitti. Son on yılda adil ürün olmayı hak eden tüketim maddeleriyle yapılan ticaretin hacmi sekiz kat arttı. 2004 yılında 99 milyon euroluk adil ürün satılmışken bu rakam 2013 yılında 783 milyon euroya çıktı. Alman Adil Ticaret Forumu Direktörü Manuel Blendin, tüketicinin bu amblemi taşıyan ürünlere tam güven duyduğunu söylüyor. Blendin'in belirttiğine göre hemen her iki Alman’dan biri adil ürün satın alıyor ve bu ürünlere yılda ortalama 25 euro harcıyor.

Bu ürünlerin Almanya’nın güney yarıküreden yaptığı ithalattaki payı ise oldukça düşük. Örneğin bu ticaretin en önemli ürünü olan kahve kendini henüz tam olarak kabul ettiremedi. Almanya’da satılan kahvenin sadece yüzde üçü ‘adil ticaret’ damgasını taşıyor.

Ticaret anlaşması baltalayabilir

Devlelter arasında ve Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde imzalanan serbest ticaret anlaşmaları, adil ticaret kuruluşlarını endişelendiriyor. Alman kamuoyunda tartışmalara yol açan Avrupa Birliği ile ABD arasındaki serbest ticaret görüşmelerinin adil ticaret açısından dezavantaj doğurabileceği belirtiliyor. Amerikan tarım sanayisinin fiyat rekabetine dayanmak zor olacak. Amerikan tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergisinin kaldırılması durumunda birçok kalkınma halindeki ülkenin rekabet gücünü kaybetmesinden endişe ediliyor.

Çevre ve Kalkınma Forumu adlı kuruluşun sözcüsü Jürgen Maier, dünyanın en büyük iki ekonomik bölgesi arasında serbest ticaret anlaşmasına varılması durumunda, Afrika, Güney Amerika ve Karayip ülkelerine AB tarafından tanınan ticari ayrıcalıkların kaldırılacağını ve kalkınma halindeki ülkelerle Avrupa arasındaki ticaretin yerini Atlantik aşırı ticari ilişkilerin alacağını söylüyor.

Dünya Adil Ticaret Örgütü kurallarını uygulayan kuruluşlar üreticiye sabit asgari fiyat ödemeyi ve öncelikle küçük üreticiyi destekleyerek ürünlerini özel ‘adil ticaret' damgasıyla pazarlamaya hak kazanıyor. Almanya'da bu ürünler özel dükkânlarda olduğu kadar büyük marketlerde de satılıyor. Adil Ticaret Forumu Direktörü Blendin öncelikle lokantacılıkta bu kategoriye giren ürünlerin hızla yayılmakta olduğunu ve adil ürünlerin sekizde birinin kafeterya ve lokantalarda kullanıldığını söylüyor. Mobilya ve giyeceği de kapsayan adil ticaretin en önemli bölümü, muz, narenciye, kahve ve kakao gibi tarım ürünleriyle yapılıyor.