Adli Tıp, işkenceyle ölen Uğur Kantar için 'güneş çarpması' raporu verdi

Adli Tıp, işkenceyle ölen Uğur Kantar için 'güneş çarpması' raporu verdi

Kıbrıs’ta askerliğini yaptığı sırada, “disko” tabir edilen disiplin koğuşunda gördüğü işkence sonucu yaşamını yitiren Uğur Kantar’la ilgili davada ilginç bir gelişme yaşandı. İstanbul Adli Tıp Kurumu, genç askerin güneş çarpmasından öldüğü yönünde rapor verdi. Raporda Kantar’ın gördüğü işkencelerden ve gardiyanlar tarafından bayılıncaya kadar dövüldüğünden söz edilmedi. Bu duruma tepki gösteren baba Aydın Kantar, “Cezaevi müdürüne üstün hizmet belgesi verenler bu raporla da davayı kapatmak istiyorlar” dedi.

Hikmet Durgun'un Taraf gazetesindeki haberine göre; Girne’de askerlik yaparken işlediği öne sürülen bir suç yüzünden 18 Temmuz 2011’de “disko”ya atılan Kantar kısa süre sonra koma halinde hastaneye kaldırıldı. Kantar, tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak 12 Ekim 2011’de yaşamını yitirdi. Soruşturmada Kantar’ın “disko”da gördüğü işkence sonucu öldüğü ortaya çıktı ve gardiyanlar Ayhan Arslan’la Fırat Keser’in “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence” suçundan cezalandırılması istendi. Gardiyan Recep Tekin, “kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralamak”, cezaevi müdürü Ayhan Şentürk ise “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak”la suçlandı. Gardiyanlar Süleyman Özdoğan, Özkan Belmen ve Ahmet Yurdusevdi hakkında da “görevi kötüye kullanmak” suçlamasında bulunuldu.

Adli Tıp’tan ilginç rapor

Girne’deki askerî mahkemede süren davada önceki gün ilginç bir gelişme yaşandı. Kantar’ın ölüm nedeni için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan istenen rapor geldi. Raporda genç asker için “Güneş çarpması ve buna bağlı komplikasyonlar sonucu ölümü gerçekleşmiştir” dendi. Dava, heyet değiştiği için ertelendi.

Üstü kapatılmak isteniyor

Adli Tıp’ın bu raporuna Kantar’ın babası Aydın Kantar sert tepki gösterdi. Taraf ’a konuşan baba Kantar şunları söyledi:”Benim oğlum işkenceyle öldürüldü. Banyoda kendisine uzun bir süre işkence yapıldığına dair 20 tanığın ifadesi var. Bu raporla bir kez daha yıkıldık, acımıza acı katıldı. İsyanımız ve acımız çok büyük. Bu dava unutturulmak, kapatılmak isteniliyor. Davada haksızlıklar devam ediyor. Davaya bakan hâkim ve savcıları değiştirdiler. Cezaevi müdürüne üstün başarı, üstün hizmet belgesi verdiler. Bunu yapanlar şimdi bu raporla da davayı kapatmak istiyorlar. Bu hangi vicdana sığar? Adalet bekliyorduk ama yok ortada adalet falan. Avukatlarımız bu rapor için çeşitli girişimlerde bulunacaklar. Güneş altında bırakıldı diyorlar, peki bu çok ağır bir işkence yöntemi değil mi?”

İşkenceye yer verilmeliydi

Kantar ailesinin avukatı Teoman Özkan ise raporu meslektaşları ve hekimlerle birlikte inceledikten sonra ayrıntılı bir değerlendirmede bulunacaklarını belirtti. Alternatif rapor talep edeceklerini söyleyen Özkan şöyle konuştu: “Uğur’un 40- 50 derece sıcaklığın altında, susuz ve elleri kelepçeli bir şekilde sandalye üzerinde tutulduğuna dair tanıklıklar var. Ayrıca, bir kişinin o güneş altında o şekilde bırakılması işkencedir. Bu rapora kısmi anlamda katılıyoruz ama katılmadığımız konu şudur. Raporda işkence, kötü muamele ve darptan bahsedilmiyor. Bu hususların da raporda yer alamasını beklerdik. Güneş altında bırakmak da büyük bir işkencedir. Hele Kıbrıs’ta 50 derece sıcaklık altında güneşin altında saatlerce bekletmek. susuz bırakmak büyük bir işkencedir”

İddianamede, Uğur Kantar’ın “disko”da aç ve susuz bırakıldığı, dövüldüğü, fenalaştıktan sonra da doktora götürülmek yerine baygın ve elleri kelepçeli bir halde güneşin altında bekletildiği belirtilmişti.