Örgütün yayımladığı yeni raporda, Libya'yla yapılan 'pervasız anlaşmaların' da binlerce insanı boğulma, tecavüz ve işkenceyle karşı karşıya getirdiği belirtildi.
Raporda, AB'nin Libya'daki gözaltı merkezlerinde yaşanan ihlalleri görmezden geldiği aktarıldı.
Rapora göre 2017 yılı içinde Akdeniz'de 2000'den fazla göçmen Avrupa'ya gitmeye çalışırken hayatını kaybetti.
AB üyesi ülkelerin içişleri bakanları, göçmen krizini görüşmek üzere Perşembe günü Estonya'nın başkenti Talinn'de bir araya gelecek.
Bakanlar, Avrupa Komisyonu'nun açıkladığı 92 milyon dolarlık eylem planını değerlendirecek.
Avrupa Komisyonu, bu bütçenin yarısından fazlasının, göçmen kaçakçılarının teknelerini açık denize açılmadan durdurabilmeleri için, kapasitelerinin güçlendirilmesi amacıyla Libya Sahil Güvenliği'ne verilmesini öneriyor.
Bütçenin geri kalanının ise İtalya'ya varan göçmenlerin gıda ve barınma ihtiyaçları ile yasal işlemleriyle ilgili harcamalar için İtalya'ya verilmesi öneriliyor.
'AB planını değiştirdi, ölümler arttı'
Uluslararası Af Örgütü'nün Avrupa direktörü John Dalhuisen AB'nin planını şu sözlerle eleştirdi:
"Avrupalı bakanlar, insanların hayatını kurtarmak ve onları korumak için hareket edecekleri yerde, utanmadan mültecilerin ve göçmenlerin İtalya'ya varmasını engellemek amacını taşıyan umutsuz bir teklif kapsamında Libya'yla pervasız anlaşmalara öncelik veriyorlar. "Avrupa devletleri, denizdeki ölüm oranlarını durduran arama ve kurtarma stratejisine adım adım sırtlarını döndü".
Af Örgütü'nün raporu, AB'nin 2015'te Akdeniz'deki arama ve kurtarma çalışmalarını güçlendirmeye yönelik aldığı tedbirlerin ölüm oranlarını çok büyük ölçüde azalttığını belirtti.
Ancak örgüt, AB'nin kısa süre sonra bundan vazgeçtiğini, insan kaçaklarını durdurmaya ve teknelerin Libya'dan ayrılmasını önlemeye odaklandığını belirtiyor.
Örgüt, bu uygulamaların ve denize çıkmaya uygun olmayan teknelerin kullanımındaki artışın, Akdeniz'i göçmenler için daha da tehlikeli hale getirdiğini söylüyor.
Libya'daki Sahil Güvenlik ekiplerinin kaçakçılarla işbirliği yaptıkları ve göçmenleri taciz ettiklerine dair ciddi iddiaların bulunduğunu belirten Af Örgütü, bu ekiplerin müdahalelerinin göçmen ve mültecileri riske soktuğunu öne sürüyor.