Uluslararası Af Örgütü heyeti halen yasaklı olan Diyarbakır’ın Sur ilçesinde incelemelerde bulundu ve çektikleri fotoğrafları sosyal medyada paylaştı. Örgütün Asya Direktörü John Dalhuisen, sosyal medyada Sur’un eski ve yeni fotoğraflarını yayımlayarak, “Bombalanmış, dümdüz edilmiş” yazdı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eserdün, Diyarbakır’da Vali Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Diyarbakır Barosu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve 28 Kasım’da öldürülen Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi ile görüşmeler yaptı.
Cumhuriyet'ten Mahmut Oral'ın haberine göre, kimsenin girmesine izin verilmeyen ilçede çektiği fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaşan Orta Asya Direktörü Dalhuisen, ilçenin 6 mahallesinde geçen yıl 24 bin kişinin yaşadığını ancak şimdi kimsenin olmadığını vurguladı. Enkaza dönmüş binaların fotoğraflarını paylaşan Dalhuisen, “Hayalat ilçede kuşatma sürüyor. Bombalanmış, dümdüz edilmiş. Bunun adı zorla yerinden edilmedir” ifadesini kullandı. 28 Kasım’da Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin basın açıklamasının ardından öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare’nin önceki ve sonraki halini gösteren fotoğraflar da paylaşan Dalhuisen, buradan öteye geçişe izin verilmediğini yazdı.
Diyarbakır’da bir otelde basın toplantısı düzenleyen Af Örgütü heyeti adına konuşan Genel Sekreter Salil Shett, bölgede güvenlik sorunu bulunduğunu, hendek, barikat ve çatışmalar karşısında her devletin önlemlerini alacağını ve kayıtsız kalmayacağının anlaşılabileceğini ancak son dönemlerde devletin tepkisinin ağır ve orantısız olduğunu vurguladı.
Bölgede yaşanan süreçte 4 ana konuda endişelerin bulunduğunu kaydeden Shetty, bunları; sürekli hale gelen ve halkı sıkıntıya sokan uzun süreli sokağa çıkma yasakları, 500 bin kişinin evlerinden edilmesi ve zorunlu göç mağduru olması, devletin sivil yerleşim alanlarında tank ve toplarla orantısız güç kullanması, göçler ve ölümler ile ilgili olarak hesap verilebilirlik olarak açıkladı.
Shetty, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi ve Cizre’deki bodrumlar gibi önemli olaylardaki soruşturmanın şeffaf yürütüldüğüne dair bir gözlemlerinin bulunmadığını ifade etti. Shetty, söz konusu 4 madde ile ilgili gözlemlerinin tümünün hem uluslararası hukuka hem de Türkiye’deki yasalara aykırılıklar bulunduğunu gösterdiğini anlattı.
Şiddet kim tarafından uygulanırsa uygulansın kabul etmelerinin mümkün olmadığını kaydeden Shetty, Türkiye’de son zamanlarda insan hakları alanında dikkate değer bir daralma gözlediklerini söyledi. Medyanın da, devlet kurumlarının da daralan insan hakları alanı sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Shetty, Diyarbakır Valisi Aksoy’a kendilerine ayırdıkları geniş zaman ve ilgi için teşekkür ettiğini, ancak bunun devleti yaşanan ihlallerden sorumlu tutmalarına engel olmayacağını belirtti.