Gülen Cemaatinin avukat yapılanmasına yönelik yapılan operasyonda 6 Haziran'da gözaltına alınarak, ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kurucusu ve Yöneticisi Avukat Taner Kılıç'ın ilk duruşması bugün görüldü. Mahkemeden tahliye kararı çıkmadı, dosya Büyükada davasıyla birleştirildi.
İddinameye göre, Bylock isimli gizli haberleşme programını kullandığı iddia edilen ve Bank Asya'daki hesabı olduğu belirtilen Kılıç, silahlı terör örgütü 'FETÖ/PDY' yapılanmasına üye olmakla yargılanıyor. Bilirkişi raporlarına göre Kılıç'ın Bylock kullanıldığı iddia edilse de dosyaya sunulan bağımsız uzman raporlarında Kılıç'ın cep telefonuna Bylock yüklenmediği belirtildi. Ayrıca, Siber Suçlar Bürosu'ndan dijital materyallerin incelenmesinin sürdüğüne dair bir rapor geldi.
Evrensel'den Metehan Ud'un haberine göre İzmir Adliyesi 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Kılıç ve avukatlarının yanı sıra, AB Delegasyonu, İngiltere, Almanya ve İsviçre Elçiliklerinden temsilciler, Uluslararası Af Örgütü, Mülteci-Der, İHD ve Hak İnsiyatifi temsilcileri ve çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. Salonun ufak olmasından kaynaklı çok sayıda kişi duruşmayı izleyemedi.
Duruşma ilk olarak Taner Kılıç'ın ayrıntılı savunması ile başladı. Yargılama sürecinde masumiyet karinesinin ihlal edildiğini belirten Kılıç basında çıkan haberlerde suç işlemiş gibi yansıltıldığını ve yargının bağımsızlığına gölge düşürüldüğünü aktardı. İddianemedeki değerlendirmelerin nesnel olmadığını ve çelişkiler içerdiğini dile getirdi.
İddianamedeki 'FETÖ' üyeliğinin soyut ve gerçek dışı olduğunu da ifade eden Kılıç, iddinamede örgüt üyeliğine, örgütten talimat aldığını ve örgüte para yatırdığına dair bir bilgi ve delil olmadığını söyledi. Kılıç, asıl zan altında bırakılmak istenilenin Uluslararası Af Örgütü'nün çalışmaları olduğunu belirtti. 'FETÖ' soruşturmalarında herhangi bir kişinin ifadelerinde kendi ismini vermediğini de ekleyen Kılıç beraber tutuklandığı avukatlarla da herhangi bir iş ortaklığının olmadığını söyledi.
Yargı ve emniyette 'FETÖ/PDY' yapılanmasının güçlü olduğu dönemlerde hakkında davalar açıldığını da ekleyen Kılıç, üyesi olduğu derneklerin söz konusu örgütle bağı olmadığını da belirtti. En son çare olarak tutuklama işleminin yapılması gerekirken tutuklandıktan sonra delillerin toplanmaya başlandığını ifade eden Kılıç tutuklama gerekçesi olan bazı suçlamaların iddinamede yer almadığını da ekledi.
Fetullah Gülen'in 2014 yılındaki Bank Asya'ya para yatırma çağrısından 7 gün sonra katılımlı hesabını kapattığı bilgisini de veren Kılıç, herhangi bir bankaya yatırmanın suç olamayacağını ve suç varsa bu konuda bankaya izin verenlerin ve denetleyenlerin yargılanması gerektiğini de vurguladı. Kılıç, iddinamede yer alan 'FETÖ' yapılanmasının üyelik kıstaslarına sahip olmadığını da son olarak vurguladı.
Ayrıca, Taner Kılıç'ın dosyası İstanbul'da devam eden Büyükada davası dosyası ile birleştirilme kararı alındı. Bugünkü yargılamanın sonlanmasının ardından dosyanın İstanbul'a gönderilmesi ve yargılamanın İstanbul'da devam etmesi bekleniyor.
Öğle arasının ardından devam eden duruşmada BTK Raporları incelendi. Raporlarda sunucuların aynı anda birbirinden uzak noktalardan sinyal aldığı görüldü. Ayrıca raporlarda GPRS ve IP bölümlerinin birbirleriyle çeliştiği de görüldü.
Daha sonra söz alan avukatlar BTK raporlarında Bylock yüklendiğine dair bir bulgunun olmadığını IP çakışmasının mevcut olabileceğini dile getirdiler. Raporda tutarsızlıkların da olduğunu vurgulayan avukatlar ne indirildiğinin ne kadar indirildiğinin bilgisinin yer almadığını da ifade ettiler.
Taner Kılıç'ın uzun yıllardır insan hakları savunuculuğu yaptığını ve kazandığı davaların sonuçlarının örnek olarak gösterildiğinin de altını çizen avukatlar hak ihlallerine karşı savaşan birisinin halkına silah doğrultan bir terör örgütüne üye olamayacağını da vurguladılar.
Savcı da dosyanın İstanbul'da görülen Büyükada davası ile birleştirilmesine diyeceği bir şey olmadığını söyledi. Kuvvetli suç tespitinin olduğunu ve delillerin tam toplanamadığını iddia eden savcı delillerin karartılma ve kaçma ihtimaline karşı Kılıç’ın tutukluluğun devamını istedi.
Avukatlar, delillerin karartılma ihtimalinin olmadığını ve müvekillerinin kaçma ihtimalinin olmadığını dile getirerek Kılıç için tahliye talep ettiler. Tutuklanmanın devam etmesi durumunda mağduriyet yaşanacağını da ifade ettiler.
Mahkeme heyeti karar vermek için bir kez daha ara verdi.
Ara sonrası mahkeme heyeti dosyada kuvvetli suç delillerinin olduğunu belirterek tutukluluğun devam etmesine karar verdi. Heyet, davanın İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Büyükada Davası ile birleştirilmesini de kabul etti. Yargılama bundan sonra İstanbul'da devam edecek.