Karabük'ün Yenice ilçesinde sel mağduru vatandaşlarla bir araya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Nerede bu devlet dedirtmemeye çalışıyoruz. Vatandaşın devlete bir kere ihtiyacı var. Zor gününde zor zamanında orada olmaya çalışıyoruz. Allah mahcup etmesin" diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu, kuvvetli yağışın afete dönüştüğü Karabük'ün Yenice ilçesinde açıklama yaptı. Marmaris'te yaşanan yangın sonrasında sel felaketinin olduğu bölgeye geldiklerini belirten Bakan Soylu konuşmasına şöyle devam etti:
"Yaklaşık pazartesi akşamından itibaren buralardayız. Zaten Marmaris yangınından dönmemiz de pazar günüydü. Oradan döndük buraya geldik. Geçen sene de Ağustos döneminde Bartın'da ve Kastamonu'da ve Sinop'ta hakikaten önemli sel afeti yaşandı. İki yıldır birçok sel ve afet gördük. Bunların her birine Cumhurbaşkanımızın da talimatları çerçevesinde bütün arkadaşlarımızla hem gitmeye hem üzerimizdeki sorumluluğu yerine getirmeye hem de devletin bütün kurumlarını, birimlerinin, yerel yönetimleri, özel idareler, belediyelerle problemleri çözmeye çalışıyoruz.
Tabi karşı karşıya kaldığımız bir afet. Afet metrekareye 300 kg üzerinde yağmur yağdı. Bu yönetilebilir bir mesele değil. Mesela Düzce'yi, Gölyaka'yı, Akçakoca'yı görmediniz. Düzce'de yaklaşık 21 bin dönüm ekili biçili tarım arazisi sular altında. Ama bütün arkadaşlarımızla birlikte büyük bir çabayı göstermeye çalışıyoruz. Devletin bütün birimleri ormandan, DSİ'ye, İl Özel İdare, Vali, Kaymakam, Belediyesine kadar herkes biraz önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız buradaydı.
Diğer bakanlarımız farklı yerlerdeler. Hem bunları kendi adımıza karşı karşıya kaldığımız problemi çözme ve yaraları sarma olarak görüyoruz. Hem de yapacaklarımızın plan ve programını bundan sonra çok daha bir şekilde nasıl gerçekleştiririz diye kendi adımıza atmamız gereken adımları burada planladığımızı söylemek isterim. Yukarıyı gördük. Hakikaten böyle bir şey şu selde yok. Yaklaşık 700 civarında evi su bastı. Ama yukarıda dört ev. İkisi tamamen birisi yıkılmış, birisi yan yatmış. Bu yedi vilayette böyle bir tablo yok.
Oraya yönelik de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızla da görüştük. Onlar da planlamalarını yapıyorlar. AFAD olarak biz de planlamalarımızı yapıyoruz. Gerek yukarıdaki dereleri, gerek derelerin ıslahları konusunda da acil ve hızlı adım atabileceğimizi ifade etmek istiyorum. Onun için burada suyun geldiği yeri mümkün olduğunca suyun hızını yavaşlatarak bir yerde durdurarak, kendi yatağında gitmesi lazım. Onu dizginlememiz lazım. Onun için devletin bunu yapabilme kabiliyeti ve kudreti vardır. Bunu da bilmenizi istiyorum.
Son iki yılda 65 bin afet evinin 45 binini bitirdik ve milletimize teslim ettik. Kolay bir iş değil. Bitmeyen kısmı da son bir yılda olan kısmı. Onlar da yapılıp yakın bir zaman içerisinde yapılacak. Teslim edilecek. Biz emrinize amadeyiz. Bunları biz kendimiz için de neler yapabileceğimizi ortaya koyabilmek için bir değerlendirme fırsatı olarak görüyoruz. Biri Düzce diğeri Kastamonu Küre'de iki kaybımız var. İnşallah onlara da yakın zamanda ulaşmak nasip eder.
Orada da 300'ün üzerinde arama kurtarmamız devam ediyor. Bir daha böyle bir şeyle karşılaşmamayı temenni ediyorum. Ama hepinize söylemek isterim. Türkiye afet bölgesidir. Bu sabah Hopa'da kaya düşmesi oldu. Park halindeki bir tır altında kaldı. Azeri kardeşimiz hayatını kaybetti. Bir taraftan sel, bir taraftan orman yangınları, bir taraftan özellikle bu bölgelerde yan yana olan köylerde kışın ev yangınları. Bunları hep yaşıyoruz.
Onun için tedbirleri hem en üst düzeyde almak hem vatandaş olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek, hem devlet olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek. Deprem var, çığ var. Bu ülkenin her bir bölgesinde kendine ait bir takım afetler var. 81 vilayetimizde il afet risk azaltma planları yaptık.
Şu anda Türkiye'de afet tatbikatları yapıyoruz. 54 bin 302 tatbikat. Dün Kütahya'da maden tatbikatı vardı. Seller gelmeden önce Vakfıkebir'de sel tatbikatı yaptık. Erken uyarı sistemi yaptık. Mesajla beraber neredeyse alarm niteliğinde mesajla beraber erken uyarı sistemi yaptı. Hep birlikte afetlerin ortaya koyduğu zararları telafi edeceğiz. Vatandaşımızı yalnız bırakmadık. Bırakmayacağız.
Bugünse köy, şehir demeden her yere ulaşmaya bütün arkadaşlarımızla beraber, hem derdi dinlemeye hem de çözüm üretmeye çalışıyoruz. Nerede bu devlet dedirtmemeye çalışıyoruz. Vatandaşın devlete bir kere ihtiyacı var. Zor gününde zor zamanında orada olmaya çalışıyoruz. Allah mahcup etmesin.
Cumhurbaşkanımız bugün açıkladı. Özellikle afetten etkilenen mesela buradaki esnaf etkilenmedi. Ama afetten etkilenen işyerleri var. Su dolan. Bartın'da iki bin kişinin çalıştığı tekstil fabrikasına gittik. 26 dönümlük kapalı alan. Mobilyacıya gittik. Esnaf dükkanına gittik. Her yer su altında. Onlara yönelik afet bölgesi Cumhurbaşkanımız 7 vilayette ilan etti. Vatandaşımıza, etkilenenlere, gerek tarım olsun, yollar olsun, işyerleri olsun, evler olsun.
Her birine gerekli bütün desteği ve yardımı ortaya koyacağız. İkinci gün dolmadan hiçbir şey görmeden sadece evleri su basan vatandaşlarımıza üç bin lira, işyerleri su basan vatandaşlarımıza da 5 bin. Az çok daha sonra zarar tazmininin ne olduğu belli olacak. Onlara destek ve katkı koyacağız. Vatandaşımızın yanında devlet var. Eksik aksağı olmayan bir tek Cenab-ı Allah var. Hepimizin eksiği, aksağı olabilir. Gerek niyetimizle hem fiili olarak hem de niyet olarak gece gündüz vatandaşımızın yanındayız. Onların derdine bir vesile ile çare olmaya çalışıyoruz.
Gücümüzün yettiği ölçülerde. Siz de bizi Yenice'de sıcak karşıladınız. Minnettarız. Hepinize müteşekkiriz. Allah sizden razı olsun. Biz depremler geçirdik. Geçmiş dönemlerde, afetler geçirdik. Şu soru hep sorulurdu. Nerede bu devlet diye? Bugünse köy, şehir demeden her yere ulaşmaya bütün arkadaşlarımızla beraber, hem derdi dinlemeye hem de çözüm üretmeye çalışıyoruz. Nerede bu devlet dedirtmemeye çalışıyoruz. Vatandaşın devlete bir kere ihtiyacı var. Zor gününde zor zamanında orada olmaya çalışıyoruz. Allah mahcup etmesin."