Afganistan'da kadınlar, isimlerinin toplum içinde kullanılmamasına sosyal medya üzerinde #BenimAdımNerede diyerek tepki gösterdi. Afganistan'da kadınların ismini toplum içinde dile getirmek 'geleneklere ters' olarak görülüyor.
Kamusal alanlarda bir Afgan kadını, sadece anne, kız evlat, kız kardeş ya da ailedeki en büyük erkeğin ablası olarak anılabiliyor.
Kadınların ismini kullanmak sadece uygunsuz görülmüyor, aynı zamanda 'hakaret' olarak da algılanıyor.
Afganistan'da kanunlar annelerin isminin çocuklarının doğum sertifikasına yazılmasını engelliyor.
Ancak Afganistan'da kadın hakları savunucuları, sosyal medyada bir değişim yaratmaya çalışıyor.
Kampanyalarının ismi #BenimAdımNerede. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bu etiket bin kereden fazla kullanıldı.
Kampanyanın öncülerinden Safiye Mohseni, kadınların ismini bir tabu olmaktan çıkarmak istediklerini söylüyor.
Bir kampanya aktivisti de, kadınların da bu duruma sessiz kaldığını ve baş kaldırmadığını söylüyor.
Başkent Kabil'de yaşayan Necla, BBC'ye neden bu kampanyaya katıldığını şu sözlerle anlatıyor:
"Eski kuşaklardan bu batıl geleneği miras edindik. Eşlerinin ismini telaffuz etmekten utanç duyan erkekler bile, neden bunu yaptıklarını bilmiyorlar. Sadece daha yaşlılardan böyle öğrendikleri için bunu sürdürüyorlar."
Ünlü Afgan müzisyen Farhad Darya, 10 Temmuz'da sosyal medyada kendisi ve eşi Sultana'nın fotoğrafını paylaştı.
Darya, karısının ya da annesinden isimleriyle bahsettiklerini insanlardan nasıl olumsuz tepki aldığını da not düştü.
Ancak paylaşıma gelen yorumlar oldukça olumluydu. Bir kullanıcı, Afgan şarkıcıların kadın haklarını savunmasından duyduğu mutluluğu paylaştı.
Sadece kadınlar değil erkekler de Darya'ya destek çıktı.
Naşir Ansari de paylaşımında, "Kadınların isimlerini saklamanın İslam'la hiçbir ilgisi yok" ifadelerine yer verdi.
Ansari, "Eğer durum öyleyse, neden İslam'da peygamberlerin eşlerinin adlarını hepimiz biliyoruz?" diye sordu.
Bazı kullanıcılar, eşlerinin isimlerini paylaştı.
Afgan kadınlar, neden bu kampanyaya katıldıklarını şu ifadelerle dile getirdi:
Tahmina, her şeyden önce "bir kadın ve insan olduğunu" vurguluyor.
"Ben birinin annesi, kız kardeşi, ablası, kızı ya da eşi olmaktan öte, öncelikle bir kadınım ve bir insanım."İsmimle çağrılmak istiyorum. Okulda, evde, markette, başka birinin ismiyle çağrılmaktan yoruldum. Bu bana gerçekten acı veriyor."
Talaya, erkeklerin de kadın hakları için gece gündüz savaşması gerektiği görüşünde.
"Bir kadının cenazesinde bile adı geçmiyor, mezar taşlarına isimleri yazılmıyor, ölümlerinden sonra bile bir kimlikleri olmuyor.
"Bu savaşta sadece kadınlar değil erkekler de ülkelerinde zorluk yaşayan bu kadınların yanında durabilmeli. Kadınların hakları geri almaları için çaba göstermeliler - hem de gece gündüz."