Afganistan'daki gelişmeler İngiliz basınında: 'Dünya Afgan akınına hazır olmalı'

  Reuters ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir C-17A Globemaster III nakliye uçağında Afganistan'dan tahliye edilenler

İngiliz gazetelerinin manşetlerinde bugün Taliban yönetiminden kaçanlar ve Kabil Havaalanı'nda yaşanan izdiham vardı. Guardian gazetesi "Binlerce kişi Taliban'dan kaçmaya çalışırken Kabil'de kaos", Times "Kabil kıyımından kaçma yarışı", Metro "Cehennemden kaçış" başlıklarını kullandı.

Guardian gazetesi, Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesinin ardından yaşananlara geniş yer ayırdı. Gazetenin konuyla ilgili haberlerinden biri, ülkeden beklenen göç dalgasıyla ilgili.

Kabil'in düşüşünün yeni bir göç dalgası başlatmasının beklendiği belirtilen yazıda, Arnavutluk ve Kosova'nın Pazar günü, ABD'nin talebiyle ABD'ye gitmeye çalışan siyasi mültecileri geçici olarak ağırlamayı kabul ettiklerini açıkladıkları bilgisi yer aldı.

Gazete, son 10 günde her gün yaklaşık 30 bin Afgan'ın çoğunlukla İran ve Pakistan'a sığındığını yazdı.

Habere göre, Taliban tarafından öldürülme riski olanları yeterince hızlı tahliye etmediği için NATO ülkeleri eleştiri altında.

Haberde yer alan bilgilere göre, Pazar günü yaklaşık 100 İtalya vatandaşı ve büyükelçilik personeli ülkeden tahliye edildi. Uçakta, İtalyan güçleriyle çalışmış Afganların da olduğu kaydedildi.

İtalya Başbakanı Mario Draghi de dün, İtalya, "misyonumuza katkıda bulunan Afgan vatandaşlarını koruma sözüne bağlı" ve "Avrupalı partnerleriyle krize insan haklarını, özellikle de kadınları koruyan bir çözüm bulma konusunda çalışıyor" dedi.

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly'nin ülkenin önce Fransız vatandaşlarını tahliye edeceğine, ardından Afganları Dubai'deki bir üsse taşıyacağına ilişkin sözleri de haberde yer aldı.

Almanya'da gazetelerin ve televizyonların, son 20 yılda onlar için çalışmış gazeteciler için acil bir göç planı oluşturması konusunda Başbakan Angela Merkel'e çağrı yaptığı da haberde yer alan bir başka detay.

Avusturya'nın ise başvuruları reddedilen Afgan sığınmacıları ülkelerine geri göndermeye devam edeceğini açıkladığı kaydedildi.

Hollanda, Danimarka, Avusturya, Almanya, Belçika ve Yunanistan geçen hafta; başvuruları reddedilmiş ve tüm yasal yolları tüketmiş olan Afgan sığınmacıları sınır dışı edileceğini açıklamıştı. O zamandan beri Hollanda, Almanya ve Danimarka, sınır dışı işlemlerini askıya aldığını duyurdu.

'Biden belirsiz siyasi sonuçlarla karşı karşıya'

Independent gazetesinin konuyla ilgili haberlerinden birinde, ABD Başkanı Joe Biden'ın ülkeden çekilme kararına ilişkin görüşlere yer verildi.

Gazetenin Washington muhabiri Eric Garcia imzalı haberde, "Bu ayın sonuna kadar ABD askerlerini çekme planına karşın, Afganistan'ın beklenenden daha hızlı bir şekilde Taliban'ın eline geçmesinin ardından Joe Biden belirsiz siyasi sonuçlarla karşı karşıya" denildi.

Washington'daki Arap Körfez Devletleri Enstitüsü'nde kıdemli bir akademisyen olan Hussein Ibish, Independent'a Afganistan'ın hızlı kaybının ABD'nin güvenilir bir müttefik olmadığı mesajını verdiğini söyledi.

Ibish, "ABD tarafındaysanız, terk edilme ihtimaliniz, örneğin Moskova veya Pekin'in tarafında olduğunuzdakinden çok daha yüksek" dedi. Buna ek olarak, Ibish, herkesin çekilme kararının eski ABD Başkanı Donald Trump'ın kararı olduğunu bilmesine rağmen, yine de ABD istihbaratının ne kadar zayıf olduğuna ve çekilmenin ne kadar beceriksizce yönetildiğine hayret ettiklerini söyledi.

Fakat herkes Biden'ın kararının ona zarar vereceğini düşünmüyor. Gazete bu kişilere örnek olarak Massachusetts'ten Demokrat kongre üyesi Jake Auchincloss'i gösterdi.

Auchincloss, "Amerikan halkı, başkanın doğru kararı verdiğini şimdiden görüyor" dedi ve ülkeye büyük yatırımlar yapılmasına rağmen, "Afgan hükümetinden yolsuzluk ve beceriksizlikten başka bir şey görmedik" dedi.

Daha önce Afganistan'da görev yapan Auchincloss, ülkedeki savaşın Cumhuriyetçi Başkan George W. Bush döneminde başladığı göz önüne alındığında, Cumhuriyetçilerin Biden yönetiminin planını eleştirme konusunda herhangi bir inandırıcılığı olmadığını da belirtti.

"Bu, Donald Trump'ın Kürtlere sırtını dönen partisi" diyen Kongre üyesi, "Cumhuriyetçiler Afganistan'a yönelik bu başarısız kontrgerilla yaklaşımının mimarları oldular" ifadelerini kullandı.

Gazete, bazı Cumhuriyetçiler Başkan Biden'ı eleştirmeye çalışırken, Cumhuriyetçi Ulusal Komite'nin Trump'ın Taliban ile anlaşmasını öven sayfasını kaldırdığını yazdı.

Kabil

'Dünya Afgan akınına hazır olmalı'

Financial Times'ın konuyla ilgili makalelerinden birinde, "Dünya Afgan akınına hazır olmalı" başlığı kullanıldı. Makale şöyle başlıyor:

"Çatışmaya dahil olan ülkelerin mültecileri kabul etmeleri ahlaki görevleri.

"Kabil Havaalanı'ndaki sivil uçaklara ve askeri nakliye araçlarına umutsuzca tutunan Afganların görüntüsü, Batı'nın ülkelerinden çekilmesinin neden olduğu çöküşün belirleyici görüntüleri arasında yer alacak. Yaklaşık 60 ülke, Afganların ve ayrılmak isteyen yabancı vatandaşların bunu yapmasına izin verilmesi gerektiğini söyleyen bir bildiri yayımladı. Yine de onları dışarı çıkarmak mücadelenin sadece yarısı; barınmalı ve korunmalılar ve bir noktada yeni hayatlarına başlamalılar. Taliban'ın yeni yönetiminden kaçması muhtemel çok sayıda mültecinin üstesinden gelmek için çok büyük bir uluslararası çaba gerekecek.

"Bu dalganın ne kadar büyüyeceği kısmen yeni rejimin doğasına bağlı olacaktır. Batılı ülkeler ve Afganistan'ın komşuları, Taliban liderlerine, hükümetlerinin 20 yıl önceki katı teokrasiyi yeniden dayatması ve yabancı güçler ya da önceki rejim için savaşan ya da çalışanlardan kanla intikam alması halinde yeniden dışlanacağını açıkça belirtmeli."

"Ancak yabancı liderler, örneğin kız çocuklarının ve kadınların eğitim ve çalışma haklarına ve ifade özgürlüğüne saygı duyulursa, zaman içinde ticaret, yardım ve potansiyel tanınma olasılığını da vaat etmeli. Bazı Taliban liderleri istediklerinin bu olduğunu söylüyor. Onlara güvenilip güvenilemeyeceği ya da emirlerinin vilayetler arasında ne kadar geçerli olduğu belli değil. Birçok vatandaş bunu yakında öğrenecek."

Makalede, İnsan Hakları izleme Örgütü'nün yerli ya da yabancılar tarafından fonlanan sivil toplum örgütlerinde demokrasi ve kadın hakları üzerine çalışanlar ile gazeteciler, yazarlar ve akademisyenlerin de tehlike altında olduğuna dikkat çektiği hatırlatılıyor.

Makalede ardından BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre Mayıs ayından beri çoğu kadın ve çocuk olmak üzere tahminen 250.000 Afgan'ın evlerinden kaçmak zorunda kaldığı kaydediliyor.

Makalede, "Mülteciler mümkün olduğu kadar başlangıçta bölgede barınmalı. Batılı ülkeler, mülteci kampları kurmak ve yönetmek için yeterli yardımı akıtarak komşularını sınırları açık tutmaya ikna etmeye çalışmalı. Bununla birlikte, Taliban yönetimi uzun vadeli olabileceğinden, büyük ölçekli uluslararası yeniden iskan çabalarına ihtiyaç duyulacak" sözleri yer alıyor.