AFRİKA'YA GİDEN YARDIMLAR YÜZDE 50 ARTIRILACAK İSTANBUL (A.A)

-AFRİKA'YA GİDEN YARDIMLAR YÜZDE 50 ARTIRILACAK İSTANBUL (A.A) - 09.05.2011 - AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB'nin, kalkınma yardımlarını 2015'e kadar milli gelirinin yüzde 0,7'sine çıkarmaya yöneldiğini söyledi.  Barroso, 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nın ana oturumunda yaptığı konuşmada, evsahibi Türkiye'ye teşekkür ederek, konferansa AB'nin katılımının önemli olduğunu ifade etti. En az gelişmiş ülke statüsündeki 48 ülkede 880 milyon kişinin yaşadığı bilgisini veren Barroso, bunların yarısının hayatlarını sürdürmede büyük sorunlar yaşadığını, gıda, sağlık, eğitim gibi temel haklara sahip olmadıklarını söyledi. AB'nin, dünyanın en büyük bağışçı ülkelerini içerdiğine işaret eden Barroso, toplam bağış miktarının 53,5 milyar avro olduğunu, bağış miktarının 2009'a göre 4,5 milyar avro arttığını kaydetti. Barroso, küresel ortaklık çerçevesinde fakirliğin tamamen ortadan kaldırılması için çalıştıklarını belirterek, ''Hiç şüphesiz bin yıl kalkınma hedeflerine ulaşmanın tek yolu karşılıklı sorumlulukların paylaşımı ve ortaklıklardır'' dedi. Dünyada yaşanan iklim değişikliği, gıda güvenliği ve genel olarak güvenlik sorunları ile ekonomik krizin en fazla en az gelişmiş ülkeleri etkilediğini dile getiren Barroso, bu yüzden küresel eylemlere ihtiyaç olduğunu, ancak bu şekilde küresel düzeyde bir başarı yakalanabileceğini söyledi. Özellikle sahra altı Afrika ve savaş sonrası dönemleri yaşayan ülkelerde yapılacak çok şey olduğunu kaydeden Barroso, en az gelişmiş ülkelerde yüksek büyüme oranlarının sağlanmasının öncelikle iç politikadaki değişikliklere bağlı olduğunu belirtti. AB olarak en az gelişmiş ülkelerde insan hakları, kadın-erkek eşitliği, yönetişim ilkelerinin olması, barış ve güvenliği çok önemsediklerini ifade eden Barroso, ''Her bir en az gelişmiş ülke, kendi hassasiyeti ve kırılganlığını giderebilmek için çok daha eşitlikçi, katılımcı ve çevreci bir büyüme sağlamalıdır. Daha fazla istihdam olanakları geliştirmeli, sosyal güvenlik sistemlerini oluşturmalı, eşitsizlikleri ortadan kaldırmalıdır. Özel sektörün burada önemli rolü vardır. Özel sektör insanların hayatlarını istihdam getirerek değiştirebilir'' diye konuştu. Barroso, büyüme ve kalkınma için ticaretin de önemli olduğuna işaret ederek, ticaret politikaları ve kalkınma yardımlarının hepsinin tutarlı bir şekilde gitmesi gerektiğini söyledi. -AB KAYNAĞI 3 KATINA ÇIKTI- ''En az gelişmiş ülkelere en büyük bağışçı olma özelliği taşıyan AB, son 10 yıl içinde bu ülkelere giden kaynağı üç katına çıkarmıştır'' diyen Barroso, AB'nin 2010 yılında kendi milli gelirinin yüzde 0,13'ünü kalkınma yardımları olarak verdiğini belirtti. Yapılan yardımların nicelik ve niteliğinin önemli olduğunu, yardımla birlikte gerekli kurumsal ortamın da sağlanmasının gerekliliğini dile getiren Barroso, AB'nin bu alanda elinden geleni yaptığını söyledi. Resmi kalkınma konusunda AB'nin 2010'da rekor seviyelere ulaşarak adımlar attığını, yardımların etkin bir biçimde gerçekleşmesi için devreye girdiğini anlatan Barroso, yenilikçi mali mekanizmalarla gelir arttırıcı önlemlerin devreye sokulduğunu kaydetti. AB'nin gıda güvenliği konusunda yaşanan zorluklar konusunda da yardımcı olduğunu belirten Barroso, şunları söyledi: ''AB yaptığı kalkınma yardımlarını 2015'e kadar milli gelirinin yüzde 0,7'sine çıkarmaya yönelmiştir. Ayrıca Afrika'ya giden yardımların yüzde 50 artırılması hedeflenmektedir. Şu anda AB'nin uluslararası kalkınma yardımındaki oranı yüzde 56'dır. Bu dünya ortalaması olan yüzde 20'nin kat kat üzerindedir. Biz gelişmekte olan ülkelerden de bir taahhüt istiyoruz ve kendilerinin üzerine düşen kalkınma yardımını üstlenmelerini istiyoruz. AB olarak kalkınma politikamızı amaca uygun hale getirmeye çalışıyoruz. Bu süreç içinde daha katılımcı sürdürülebilir bir kalkınma nasıl sağlanır, kaynaklar en iyi şekilde nasıl kullanılabilir, kalkınma yardımının etkinliği nasıl arttırılabilir buna çalışıyoruz.  Her zaman daha iyisini yapabiliriz. Bu zorluklarla ortaklaşa mücadele edebiliriz. Aynı şekilde ortak olduğumuz ülkelerin geleceğine yatırım yapma yollarını arıyoruz. Onlarla el ele özel sektörü, sivil toplumu ve yerel yönetimleri kalkınma konusunda birleştirmeyi amaçlıyoruz.'' -KALKINMA BAĞIŞLARDAN İBARET DEĞİLDİR- Kalkınmanın sadece bağışlardan ibaret olmadığını, ortak bir hedeften oluşması gerektiğini vurgulayan Barroso, en çok ihtiyaç duyulan yeri hedefleyerek kalkınma yardımlarını yönlendirdiklerini anlattı. Barroso, küresel dostlukların, ortaklıkların artacağını ve fakirlikle mücadelenin hızlanacağını ve küresel zorluklarla daha iyi mücadele edecekleri kalkınma yardımlarını yeniden yapılandırabileceklerini ümit ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: ''Bu konuda daha dengeli eyleme yönelik bir İstanbul Eylem Planı hedefliyoruz. Tüm ortak üyelerin bu konudaki müzakereleri yapıcı bir ruhla en hızlı şekilde tamamlaması için çağrıda bulunmayı istiyoruz. AB kendi en az gelişmiş ülke ortakları ile çalışmaya devam edecektir. Bu ülkelerin fakirlikten kurtulması için el ele çalışacaktır.  İstanbul Eylem Programının başarılı olması için elimizden geleni yapacağız. 10 yıl sonra tekrar bir araya geldiğimizde, çok daha az ülke bu statüde olacak. Eminim ki başarımız burada insanları fakirlikten ne kadar kurtarabileceğimizle ölçülecek. 21. Yüzyılın başında yapabileceğimiz insanlık için en büyük iyilik budur. Bu taahhüdü vermemizin, harekete geçmemizin zamanı gelmiştir.'' -ERDOĞAN İLE GÖRÜŞTÜ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüştü. Başbakan Erdoğan, Barroso ile konferansın yapıldığı kongre vadisi içindeki Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde bir araya geldi. Görüşmede, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da hazır bulundu. Basına kapalı yapılan görüşmenin başında gazetecilerin görüntü almasına izin verildi.