Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu görevlendirmesiyle başlayan, CHP ile AKP arasındaki uzun süreli istikşafi görüşmelerle devam eden koalisyon süreci başarısızlıkla sonuçlandı. Türkiye'de rota artık erken seçim. Araştırma şirketi A&G Araştırma'nın sahibi Adil Gür, erken seçim analizi yaptı. İnternethaber'in haberine göre Gür, erken seçimde 7 Haziran'daki gibi bir sonuç çıkması halinde, bu seçimin, yapılacak koalisyon için referandum anlamına geleceğini söyledi:
İki partinin verdiği bu karar ülke için doğru karar değil ama partilerin siyasi geleceği açısından doğru karar. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu zor durumda, terör sarmalının olduğu, pek çok sorunun yaşandığı bu dönemde ve yıllarca süren kutuplaşmanın olduğu bu dönemde AKP ile CHP'nin bir araya gelebilmesi, bir hükümet kurabilmesi pek çok sorunun aşılabilmesine vesile olurdu Ama her iki partinin de tabanlarını dikkate aldığımızda çok doğru bir karar olmazdı. Çünkü bu iki siyasi partilere yıllardır oy veren bi seçmen kitlesi var. Yıllardır da bu önemli seçmen kitlesi inanılmaz derecede kamplaştırıldı ve kutuplaştırıldı. O yüzden böyle kısa sürede bir araya gelinmesini tabana kabul ettirmek çok zordu. Çok iyi niyetle kurulmuş bir hükümet bile olsa, çok kısa vadede veya orta vadede, eften püften çeşitli gerekçelerle ciddi sorunlarla kaşılaşabilirlerdi. Bunun da maliyeti bence yapılacak bir seçimin maliyetinden daha fazla olurdu. Henüz net bir seçim kararı çıkmış değil ama sizinle seçimden önce ve seçimden sonra konuştuğumuz gibi ben ilk günden bu yana "Türkiye seçime gidiyor" demiştim.
Belki önümüzdeki günlerde bir MHP denemesi olabilir ama orada da kapıların açık olmadığı görülüyor, yani Türkiye son sürat erken seçime gidiyor. Bu bir denemeydi. AKP ve CHP liderleirnin birkaç kez görüşmesi, el sıkışması bile çok olumlu bir adım. Şayet önümüzdeki seçimde tek başına bir iktidar çıkmazsa öyle sanıyorum ki yapılacak seçim bir koalisyon için referandum olacaktır. Şayet önümüzdeki seçimde bir koalisyon ihtimali belirirse parti tabanlarını ikna etmek veya koalisyon görüşmelerini hızla sonlandırmak mümkün olacaktır.
Ben değişebileceğini düşünüyorum. Ama biz araştırmacılar elimizdeki verilere yani düne ve bugüne bakarak konuşuruz. 2-3 ay sonra yapılacak bir sçeimde tablo şu olur demek öyle kolay değil. Muhtemel bir seçimde AKP tek başına iktidar olabilir ama AKP'nin tek başına iktidar olabilmesi için çok değişim geçirmesi gerekir. 7 Haziran'daki ekiple, kadroyla, söylemle, seçim yürütme mantığıyla, seçim kampanyası modeliyle bir seçime gidilse oyunda çok büyük bir değişiklik olmaz.
AKP yeniden iktidar olmak istiyorsa AKP'yi yenilemeli. AKP'nin sadece kendisini yenilemesi yetmiyor, Türkiye için yeni bir hikayesi olması lazım. AKP'nin eskiden olduğu gibi daha özgürlüklerden yana, ulaşım, bilişim ve sağlık alanında olduğu gibi başarılı icraatlarını daha da başarılı hale sokması ve geniş alanlara yayması lazım ki tek başına rahat bir iktidar çıkarabilsin. Ama kesinlikle "bu seçimden aynı tablo çıkar, bir iktidar çıkmaz" tezine katılmıyorum. Tek başına bir iktidar çıkabilir ama ucu ucuna mı bir iktidar çıkar, az farkla iktidar kaçar mı şu anda bilemiyorum, bunu önümüzdeki 2-3 aylık sürede iktidara talip olan partilerin performansları belirleyecektir.
Yapılan araştımalar bize gösteriyor ki; Türkiye'de yaşanan son gelişmeler HDP'den çok ciddi manada oy kaybı yok. Artan terör olayları nedeniyle HDP oylarında ciddi bir kayıp söz konusu değil. HDP'nin oylarında bir miktar düşüş görünüyor ama bu doğru bile olsa HDP'nin bir baraj problemi yok. Önümüzdeki seçim sonucunda yine dört partili bir Meclis olacaktır. Ama "4 partili bir Meclis olduğu taktirde kesinlikle tek başına iktidar çıkmaz" tezi doğru değildir. Dört partili bir Mecliste bir parti tek başına iktidar olabilir, sadece dört partili bir Meclis, Anayasayı değiştirebilecek ya da halk oylamasına götürecek büyüklükte bir iktidar partisinin olmasını engeller.
Ama net olarak şunu söylemek mümkün; HDP'nin ne 7 Haizran'da baraj problemi vardı, ne de bugün var. Ama HDP Türkiye Partisi olmak istiyorsa önüne çıkan fırsatı kaçırmamalı, çünkü kaçırmak üzere. HDP bu fırsatı iyi değerlendirmeli, kamuoyundaki algıyla söylüyorum ki, terörle arasına ciddi mesafe koymalı. Sadece kendisine oy veren Kürt kökenli seçmenlerin oylarıyla barajı geçebilir, ama bu ne HDP'ye ne de Türkiye'ye çok fazla fayda sağlamaz. Hem HDP'nin, hem Türkiye'nin kazanması, hem Kürt sorununun çözümü için HDP'nin Türkiyelileşmesi lazım, bu manda da biraz çaba sarfetmesi gerekiyor.