Ağaçkakan, A Naşkvit albümünü anlattı: Bir serbest bırakın!

Fotoğraflar: Kemal Genç

"Kim bu rapçi? Çok iyiymiş, ben bunu dinlerim."

İşi gereği Bomontiada'daki konserlerin hiçbirini ‘kaçırmayan’ mekânın barmeni, o sıra sahnede olan Ağaçkakan'dan böyle bahsediyor. Plak koleksiyoncusu ve Cumhuriyet yazarı Murat Beşer de Ağaçkakan’ın albümüyle ilgili yazısına “Hip hop dünyamızın sözlüğünü kalınlaştırıyor” başlığını atıyor.

Burkay Yalnız ya da rap dünyasındaki ismiyle Ağaçkakan, birbirleriyle bağlantılı 12 şarkıdan oluşan ve tek bir metin gibi kaleme aldığı üçüncü solo albümü A Naşkvit’i çıkardı. Lazcada “Bi serbest bırakın!”  anlamına gelen “A Naşkvit” isimli albüm, "Kuşların pasaportlarını çalan gamsız" veya "Türkiye'de mahsur, S.O.S., imdat" gibi siyasi atmosferle ilişkilendirilecek sözlerle bir yandan gündemdeki tartışmalara değinirken diğer yandan “Dikkatli olun hayat etrafınızı sardı” ve “ufak bir kıyamete itirazım yok” diyerek Ağaçkakan’ın “içindeki sıkılmışlığı ve isyanı” ortaya döküyor.

Albüm, farklı disiplinlerden sanatçıların bir araya gelerek Eskişehir’de kurulan ve sonradan İstanbul’a taşınan M4NM (Music for Non-Musicians) bünyesinde yayımlandı. Ağaçkakan, kurucuları arasında yer aldığı bağımsız müzik kolektifi M4NM’i “ışıklar altında sunulan sahteliğe ve bu büyük şatafatlı gösteriye mâl olmaya karşı bir duruş” olarak tanımlıyor. Görüşlerini şarkı sözleriyle de aktaran Ağaçkakan, bir film setini anlatır gibi anlatıyor: “Geberen dublör,” “Prodüksiyonlu bir kurmacada fikrin sorulsa ne yazar, sorulmazsa?” “Bu filmin en güzel yerine daha gelmedik.”

Albüm metinler arası göndermelerle dolu ve bir bulmaca gibi kurgulanmış.  Ağaçkakan'ın “Vebalı çağda gezgin fareyim, beni de sayarsak yedi taneyiz” veya “İçim yedigen eşkenar” sözlerindeki ‘yedi’yi “Albümdeki iç ses sayısı, bunlar benim büründüğüm çeşitli karakterler” diyerek anlattığı albüm dinleyicilere klasik bir rap albümünden farklı bir eser sunuyor.

Ağaçkakan’ın diğer grubu RSPC ile 27 Aralık Çarşamba günü Gevende’nin ön grubu olarak Zorlu PSM’de sahneye çıkacak. Ağaçkakan 27 Ocak Cumartesi günü de solo projesiyle Salon İKSV’de sahne alacak. İstanbul’un Eskişehir'den transferi genç rapçi, belki bir gün edebiyat tarihçilerinin de ilgisini çekebilecek olan albüme ve gün gittikçe büyüyen M4NM’e ilişkin T24’ün sorularını cevapladı.

A Naşkvit albümü nasıl ortaya çıktı, yapım süreci ne kadar sürdü?

Albümün başladığı yeri net olarak söyleyemem ama yaklaşık 7 aylık süre içerisinde bitmiş durumdaydı. RSPC’nin (Roadside Picnic) albümünü yayınladıktan bir ay sonra başlayıp haziran ayı civarlarında bitirdim. Yayımlanması için ise eylül ayını bekledik. Neredeyse büyük bir kısmını kendi kendime yaptım, fakat bu büyük kısım sadece altyapı, söz yazımı ve kayıt aşamasıydı. Diğer konularda burada sayamayacağım kadar çok insan yardımcı oldu bana. İlk başlarda, doğum arifesinde bu kadar çok şarkı olacağını düşünmüyordum açıkçası. Afgan ile beraber yapacağım bir EP’den -zira albümün yazılan ilk şarkısı Gnos Sis idi- kendiliğinden A Naşkvit’e doğru evrildi. Süreçte hayatım alabildiğine mobildi, sürekli hareket halinde olmam gerekiyordu. Bunun bir getirisi olarak 4-5 yerde kayıtlamak, yazmak durumundaydım albümü. Dolayısıyla benimle beraber zorunlu bir sürgündeydi şarkılar.