Konda Araştırma Şirketi Genel Müdürü ve T24 yazarı Bekir Ağırdır, AKP’nin genel seçimlerde yüzde 52 oy oranını korumaya çalışacağını belirterek, CHP’nin sonuçları değiştirmesi için ütopya vadetmesi gerektiğini söyledi.
Vatan yazarı Hüseyin Yayman’ın konuştuğu Bekir Ağırdır, siyasi ortamı yorumladı. Yayman’ın “Hedef yüzde 52’yi korumak” başlığıyla yayımlanan (27 Kasım 2014) yazısı şöyle:
Arjantin’in efsane hocası Carlos Menotti’ye Messi-Maradona mukayesesini soruyorlar. Menotti’nin şanına yakışan bir cevabı var. Menotti: ‘Messi bir orkestrada (Barcelona) yer alıyor. Oysa Maradona, bando takımını (Napoli) orkestraya dönüştürmüş bir efsanedir’ diyor.
Bando takımı-orkestra metaforu Erdoğan ile Davutoğlu karşılaştırması için de kullanılabilir. Erdoğan, en son % 52’le oyla partisini dev bir transatlantik haline getirdi. Şimdi Ahmet Davutoğlu’nun o transatlantiği rotasında tutması gerekiyor. Ahmet Davutoğlu’nun, Başbakan olmasının üzerinden üç ay geçti. Herkesin merak ettiği bir soru var. Erdoğan’dan sonra Davutoğlu başarılı olacak mı?
Bu sorunun cevabını son on beş günde AK Parti kongrelerinde aradım. Ona yakın kongre ve toplantı izledim. Sokağın ve teşkilatların nabzını tuttum.
Davutoğlu Anadolu’yu dolaşarak sorunları yerinde görüyor. Teşkilat üyeleriyle tanışıyor. STK temsilcileriyle duygudaşlık kuruyor. Seçim öncesi kitlenin motivasyonunu yükseltiyor. Son tahlilde bu seyahatler kendisine seçim öncesi zaman kazandırıyor. AK Partinin ana stratejisi seçim öncesi yüzde 52’yi korumak ve risk almamak. Etyen Mahçupyan CNNTürk yayınında bu gerçekliği dolaylı biçimde ifade etti.
Başbakan Davutoğlu’nun üç aylık performansını KONDA sahibi Bekir Ağırdır’la konuştuk. Ağırdır şunları söylüyor: ‘AK Parti seçimlere kilitlenmiş durumda. Altı ay gerilimli geçecektir. Davutoğlu’nun hedefi anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu elde etmek. Kapsamlı bir analiz yapmak için henüz erken ve elimizde çok az veri var. Onun için biraz daha beklemek gerekiyor.’
Ahmet Davutoğlu’nun 3 aylık performansını nasıl buluyorsunuz?
Tayyip Beyle, Davutoğlu arasında işbölümü yapılmış gibi görüyorum. Dolayısıyla Davutoğlu gündelik hayata dair çok fazla konuşmuyor. Belli ki Davutoğlu mevcudu muhafaza etmek ve seçim öncesi fazla risk almak istemiyor. Siyasette böyle bir şey zaten. Neden böyle davranıyorsun demek doğru değil. Davutoğlu’nun bir başka önceliği de partiye kendini kabul ettirmek. AK Parti için Tayyip Beyin koruma kalkanı devam ediyor. Tayyip bey paratoner gibi riskleri absorbe ediyor.
2015’te tabloda bir değişim olur mu?
AK Parti mevcut siyasetini sürdürecektir. Tabloda büyük bir değişim olacağını sanmıyorum. Muhtemelen AK Partililer şöyle düşünüyorlardır. Tamam gerilim var ama oy da alıyoruz. Yani meselenin politik bir mantığı var. Dolayısıyla burada tabloyu bozacak olan CHP. CHP ne yapacak. Seçime altı ay kaldı. CHP bu denklemi değiştirebilir mi? Henüz CHP cephesinden bu denklemi bozacak bir hamle göremiyoruz.
Sizin 2015 için öngörünüz nedir?
Aslında buna karar verecek olan CHP’nin tavrı olacak. CHP farklı bir hamle yapabilirse tablo değişebilir. Denklemin değişmesi CHP’nin radikal bir politika değişikliğine gitmesine bağlı. AK Parti iktidarını korumak istiyor. Bu normal. Önümüzdeki dönemde kritik olan CHP’nin neyi yapıp yapamayacağını göstermesi lazım. Bekleyip göreceğiz. Türkiye siyaseti böyle çalışıyor. Önümüzdeki Haziran’ın kaderini belirleyecek olan CHP’nin neyi nereye kadar başarıp başaramayacağıdır. CHP toplumun önüne bir ütopya koyamazsa politik dengenin değişmesi için herhangi bir sebep bulunmuyor.
1. Halkta ‘güler yüzlü/çalışkan/dürüst’ şeklinde pozitif bir algı oluşmuş.
2. İlk doksan günde toplumda ‘Davutoğlu kötü başlamadı’ duygusu yaratılmış.
3. Davutoğlu siyaseti hızla öğreniyor. Takım çalışmasına inanıyor ve telkine açık bir siyasetçi.
4. Rehine krizi, 6-8 Ekim olayları, çözüm süreci, IŞİD konusu liderliğini test ettiği olaylar oldu.
5. Kongrelere katılarak teşkilatları öğreniyor, şehirleri tanıyor ve duygudaşlık kuruyor.
6. Salonlar Erdoğan’dan dolayı dolu, Davutoğlu’nun sadece bu kitleyi salonda tutması gerekiyor.
7. Partide ‘seçime kadar mevcudu koruyalım, hesap edilmemiş risk almayalım’ tavrı egemen
8. Önceden yapılan rol dağılımı gereği Erdoğan ile Davutoğlu arasında ayrışma değil, uyum var.
9. Üç seçimin üst üste olması hükümet partisine psikolojik üstünlük sağlıyor.
10. Hocanın en büyük sorunu akademik dili. Erdoğan’dan sonra bu dil halkta yabancılaşma efekti yaratmış.