T24- 2002 ve 2007'de Türkiye'deki seçimleri izleyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'ndan bir heyet 12 Haziran seçimleri için de Türkiye'deydi.
34 parlamenter ve 13 ülkeden 19 uzmanın da dahil olduğu heyet, AGİT'in demokratik seçim taahhüdü doğrultusunda Türkiye'deki kampanya ortamına, kampanya bütçelerinin mali kaynaklarına, seçmen kayıtlarına, medyanın durumuna, kadınların katılımı ve temsiline ve seçim sürecine iliş olarak yakın zamanda yapılan yasal değişikliklerin etkisine odaklandı. Uzmanlar, Ankara'da devlet otoriteleri, seçim idaresi, adaylar, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve medyayla buluşurken İstanbul, İzmir ve Diyarbakır için bölgesel heyetler oluşturuldu.
Romanyalı parlamenterlerin oluşturduğu bir grupla İstanbul'da İstinye, Çeliktepe ve Gültepe'deki okulları gezdim. 4 parlamenter toplam 10 okul gezdi. Her okulda rastgele seçilen bir sandıkta önce sandık başkanı, sonra da sandık görevlisi olan parti temsilcilerine 10 dolayında soru soruldu. Sandık başkanlarına sorulan "Kaç kayıtlı seçmen var? Kaçı oy kullandı?" gibi teknik içerikli soruların ardından parti temsilcilerine "Bu seçimler insanların iradesini yansıtabilecek mi? Sizce partiniz medyada eşit şekilde temsil edilebildi mi" türünde sorular yöneltildi.
İstinye civarındaki okullarda herhangi bir sorun yaşanmazken, Çeliktepe'deki okullarda bazı okul müdürleri Yüksek Seçim Kurulu'nun kaşesini taşıyan AGİT heyeti temsilcilerinin yaka kartlarına şüpheyle yaklaştı. Okul yöneticileri "Bekleyin, önce Yüksek Seçim Kurulu'nu arayacağız" diyerek onay aldılar. Bir sandık görevlisi "Sorularınızı yanıtlamamız gerektiği söylendi” derken bir okul müdürü "Bizce tamam ama parti başkanlarımız ne der, bilemeyiz" çekincesini dile getirip sandık bölgesinde bulunan AKP temsilcisinden onay alarak heyetin görevlilerle konuşmasına izin verdiler.
Çoğu okul müdürü "Her şey eşit, sorulacak bir şey yok, her şey ortada" diyerek heyete karşı negatif tavır sergiledi, bazı sandık görevlilerinin görüşü de "Biz onlardan daha demokratız. Biz onları izleyelim" oldu. AGİT gözleminin olağan bir prosedür olduğunu, sandıkların rastgele seçildiğini ve Türkiye'nin de bu uluslarası izleme örgütüyle diğer taraf ülkelerin seçimlerini gözlemleme olanağı olduğunun belirtilmesi üzerine şüpheler bir nebze de olsa yatıştı.
Her sandık başında, öne çıkan 3 partinin de temsilcileri vardı; AKP, CHP, MHP. Bunlara ek olarak bazı sandıklarda Saadet Partisi, bazılarında Demokrat Parti temsilcileri de dikkat çekti. İstanbul'da incelenen sandıklarda BDP destekli bağımsız adayları temsilen "müşahitlik" yapan görevli ise yok denecek kadar azdı.'Engellilerin oy kullanma oranı ne?'Aralarında 20 senedir sandıklarda hazır bulunanların da bulunduğu çok sayıda görevli, 12 Haziran seçimlerinin en düzgün işleyen seçim olduğunu belirttiler. Seçmenlerin bir ila iki dakika arasında oy kullandığını belirten görevliler, seçim sandıklarında herhangi bir sorun yaşanmadığını, özgürce oy verilebildiğini söylediler. Ancak, bazı görevlilere yöneltilen "Engelli seçmenlerin oy kullanma oranı" sorusu dikkat çekiciydi. 300'e yakın seçmenin kayıtlı bulunduğu sandıklarda öğle saatlerine kadar bir veya iki engelli seçmeni oy kullanabilmişti. Durumları dikkate alınmayarak sandıkları üst katlara konulan bazı engelli seçmenler için ne yapıldığı konusunda ise sandık görevlileri “zemin katta anlık geliştirilen ayrı bir sistem kullandıkları” açıkladılar!
Sandık görevlileri, oy verme esnasında herhangi bir baskı yaşanmadığı üzerinde hemfikir olsalar da oy verme sürecine kadar geçen zamandaki eşitlik konusunda bazı görüş ayrılıkları yaşandı. Parti temsilcilerinden "medyada herkesin adil bir yer bulduğunu” savunanların "Hangi partidensiniz" sorusuna “AKP” yanınıtı verdikleri, olumsuz yanıt sahiplerinin CHP'liler olduğu dikkat çekti.
Ayrı görüşüldüklerinde seçim kampanyası sürecinde eşitsizliklerin öne çıktığını savunan CHP'liler son örnek olarak sabah saatlerinde telefonlarına gelen bazı mesajlardan bahsettiler. Evden çıkmadan sandık görevlerini başka okullarda yapacaklarını ileten mesajlar gelince çok şaşrdıklarını ve parti örgütünü ardıklarını anlatan CHP'liler, daha sonra telefonlarını göstererek CHP'den gelen "Sahte mesajlara inanmayın, görevlendirildiğiniz okullara gidin" içerikli mesajları okuttular.
Yüzyüze daha rahat konuştukları gözlenen muhalefet partilerinin temsilcileri, toplu görüşmelerde itirazlarını kayda geçirmekten kaçındılar. Örneğin bağımsız adaylar adına sandıkta bulunduğunu açıklayan genç bir görevli, "Neresi eşit, Beykoz'da ofislerimiz yakıldı" diyince AKP'li temsilciler “Bu bölge için soruyorlar, burayı söyle" uyarısının ardından sustu ve karşılıklı görüşme talebini de reddetti. Genel olarak adil bir süreç yaşandığını söyleyenlerin AKP'liler, aksini savunanların ise muhalefet partileri temsilcileri olduğu dikkat çekti.'Türkiye baskıdan uzak bir medya oluşturmalı'Gözlem raporunu iki ay sonra örgütün sitesinde açıklayacaklarını belirten AGİT'in gözlemcileri 12 Haziran seçimleriyle ilgili kısa bir açıklama yaptılar. Açıklamayı yayımlayan Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, AGİT üyeleri seçimlerin çoğulculuğu gösterdiğini, ancak Türkiye'ye “düşünce özgürlüğünü ilerletmesi ve siyasi baskıdan uzak bir medya oluşturması" çağrısında bulundu. AGİT seçim gözlemci heyeti başkanı Pia Christmas-Moeller, "Bazı gazetecilerle yaptığımız görüşmelerde oto sansür örneklerine rastladık. Gazeteciler kendilerini güvende hissetmedikleri durumlarda bu korku faktörüne ve dolayısıyla oto sansüre neden oluyor" dedi. Üyeler, Türkiye'nin, çok sayıda partiyi parlamento dışında bırakan yüzde 10'luk seçim barajını da eleştirerek, bu durumun parlamentonun temsil yeteneğini düşürdüğüne vurgu yaptılar.'Okulumuz 2023'te daha da büyüyecek!'AGİT heyetiyle yaptığımız sandık turuna ilişkin notları, bir okul müdürüne sorulan soru ve alınan renkli yanıtla noktalayım:
- Okulunuz da, manzarası da çok güzel...
- 2023'te daha büyük olacağız!..(HAZAL ÖZVARIŞ-T24)