Hatice Kamer
HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, HPG'li Agit İpek'in kemiklerinin kargo paketi ile PTT aracılığıyla annesine teslim edildiği haberlerini TBMM gündemine taşıdı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün yanıtlaması istemiyle sunduğu soru önergesinde Özsoy "Toplumda büyük bir infial yaratan, dini ve kültürel değerleri ayaklar altına alan insanlık dışı bu olayın gerçekleşmesini sağlayan karar, kim veya kimler tarafından hangi gerekçelere dayanılarak alınmıştır?" diye sordu.
Tunceli Başsavcılığı ise teslim edilenlerin 'DNA örneği içeren vücut dokuları' olduğunu 'kemiklerin kargoyla gönderildiği' haberlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Özsoy, devamında çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cenazelerinin ailelerine teslim edilmesi ile ilgili işletilen bir prosedürü ve işleyişin açıklanmasını da istedi.
Halise Aksoy, kızını ziyaret için İstanbul'da olduğu sırada adliyeden aranıp bir dosyasının olduğunu söylediklerini aktardı:
"Dosyanın ne olduğunu sordum, bilmiyoruz, gizli dediler. Acil değilse döndüğümde gelip alacağımı söylediğimde tamam dediler."
Aksoy'un anlatımına göre bu görüşmeden sonra paket, Tunceli'ye geri gönderiliyor, birkaç hafta sonra Diyarbakır'a iade ediliyor.
Halise Aksoy, oğlunun isminden dolayı çok sorun yaşadığını ve baskıya maruz kaldığını iddia etti.
Aksoy, "Agit (Yiğit) manasında ama ne biçim isim, diyerek dışlandı, baskı gördü. 15 yaşındayken, 2010 yılında oğlum PKK'ye katıldı. 2017 yılında bir çatışmada öldüğü haberini aldık. Üç yıldır DNA sonuçlarının çıkmasını bekliyorduk" dedi.
Halise Aksoy, Cuma günü Diyarbakır Adliyesi'nden imza karşılığında teslim alıncaya kadar paketin içinde oğlunun kemiklerinin olduğunu bilmediğini söyledi.
"Ben dosya beklerken, yerde duran bir paketi gösterip 'Kemikleriniz gelmiş' dediler. Öylece kalakaldım. Oğlumun kemiklerini PTT kargo ile göndermişler. İmza karşılığında paketi alıp taksiyle eve gittim."
Agit İpek'in kemikleri Mardin'deki köylerinde toprağa verildi. Güvenlik görevlilerinin kalabalığa izin vermediğini söyleyen Halise Aksoy, defin sırasında kardeşi ve köyden iki akrabasının eşlik ettiğini belirtti.
Hadi Aksoy ise kemiklerin, ağzı mühürlenmiş bir torbanın içinde olduğunu, ablası yanında olduğu için üzülmesin diye torbayı açıp kemikleri kontrol etmediklerini söyledi.
Aksoy, "Köyden imamın gelmesini, kemikleri kefene koyarak gömülmesini istedik ama buna da izin vermediler. Bu yüzden torbayı açmadık, tüm bedene ait kemikler içinde miydi bilmiyorum, bakma fırsatımız olmadı, güvenlik görevlileri acele etmemizi istediği için hızlı bir şekilde defnedip köyden ayrıldık" dedi.
Tunceli Baro Başkanı Kenan Çetin, Tunceli Başsavcılığı ile görüştüklerini, savcılığın aileye gönderilen paketin içinde, Adli Tıp'a gönderdikleri DNA örnekleri için alınmış numune ve kemik örnekleri olduğunu söylediğini aktardı.
Çetin, "Paketin içindeki eğer kemik örnekleri değil de cenaze ise bunun TCK'da hükmü var. 5257 sayılı maddesi açık, yani bir defin nasıl yapılır, bir cenaze nasıl teslim edilir, hukuktan bunun karşılığı var. Cenaze ise PTT kargo ile gönderilmez. Eğer buna uygun hareket edilmemişse altı ay ile iki yıla kadar cezası var" dedi.
Baro Başkanı Çetin, "Eğer teslim edilen paketteki kemikler DNA örnekleri ise, geri kalan kemiklerin alınması için başvuru yapılır ama teslim edilen kemikler cenazenin tamamıysa, her türlü cezai kovuşturma yapılması lazım" diye konuştu.
Diyarbakır İnsan Hakları Derneği de bu durumun insancıl hukuk normları, toplumsal, kültürel ve inançsal değerler gereği asla kabul edilemez olduğunu söyleyerek sorumlular hakkında soruşturma açılması gerektiğini savundu.
İHD yayınladığı yazılı açıklamada ulusal ve uluslararası hukukta cenazenin teslim alınmasına dönük, kişinin hatırına saygı ve gömülme hakkını gözeten bir yöntemin nasıl olmasını gerektiğinin ayrıntılı bir şekilde verildiğini hatırlatarak şu ifadelere yer verdi:
"Cenazeye yönelik yapılan bu muameleler işkence ve kötü muamele suçunu oluşturmaktadır. Bu durum, ölüye, hatırasına, cenazeye saygıyı ve gömülme hakkını ortadan kaldırdı."
Tunceli Başsavcılığı: Kargoyla gönderme haber ve yorumları gerçeği yansıtmamaktadır
Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı Cumartesi günü konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Savcılık açıklamasında Agit İpek'in 25 Temmuz 2017 tarihinde bir çatışmada ağır yaralandığı, öldükten sonra örgüt üyelerince gömüldüğü, İpek'e ait olduğu düşünülen bazı doku ve kemik parçalarının, farklı bir tarihte yakalanan bir başka örgüt üyesinin 4 Temmuz 2019 tarihinde gösterdiği yerde bulunduğunu ifade etti.
Söz konusu yerde kemik parçaları ve anneden alınan kanın "5 Temmuz 2019'da İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini" belirten savcılık, 28 Ağustos 2019 tarihinde, kemik parçalarının Agit İpek'e ait olduğunun tespit edildiğini belirtti.
"Başsavcılığımızın DNA örneği içeren vücut dokularını teslim etmek üzere temasa geçtiği anne H.A'nın, Diyarbakır'da oturdukları için almaya gelmeyeceğini dile getirmesi üzerine A.İ'ye ait olduğu tespit edilen parçaların anneye teslim edilmesi için 25 Kasım'da Diyarbakır Başsavcılığı'na yazı yazılmış, adreste bulunmayan anne ile iletişim kurulmasının ardından doku ve kemik parçaları 10 Nisan 2020'de adliyeye gelen anneye bizzat teslim edilmiştir."
Açıklamanın devamında İpek'in annesinden kargo ücreti istendiği iddialarının asılsız olduğu belirtilerek "kemik parçalarından yola çıkarak dikkatle yapılan kimlik tespiti işlemleri ve ölenin yakınlarının bulunması için gösterilen büyük ihtimama rağmen, bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yer alan 'kargoyla gönderme' haber ve yorumları gerçeği yansıtmamaktadır" ifadelerine yer verildi.