Ağrı, 700 milyon iş günü kaybına yol açıyor

Ağrı, 700 milyon iş günü kaybına yol açıyor
Dünya Ağrı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine, kronik ağrıya bağlı olarak her yıl dünyada 700 milyon iş günü ve 60 milyar dolarlık bir parasal kaybın ortaya çıktığını söyledi. Dünya Ağrı Enstitüsünün (WIP) ilk Türk başkanı seçilen Prof. Dr. Erdine, Enstitü’nün 13-16 Mart arasında New York'ta yapılacak 5. Uluslararası Kongresi’ne başkanlık yapacak. Türk Algoloji-Ağrı Derneğinin de Başkanı olan Erdine, kongreyle ilgili bilgi vermek üzere New York'ta yaptığı basın toplantısında, WIP'nin kendisinin de aralarında bulunduğu beş doktorun girişimiyle 1993'de kurulduğunu ve kendisinin başkanlığa 2008-2011 yılları için seçildiğini hatırlattı. Prof. Dr. Erdine, dünyada ağrıyla ilgili çalışmaların özellikle 1970'li yıllarda ivme kazandığını söyledi. Kronik ağrının basit bir tıp bulgusu değil, bir hastalık olarak kabul edilmesini isteyen Erdine, doktorların ekip halinde çalışması halinde ağrıyla başa çıkmanın mümkün olduğunu kaydetti. "Kronik ağrı toplumsal bir sorundur, her yıl kronik ağrıya bağlı olarak dünyada 700 milyon iş günü ve 60 milyar dolarlık çok büyük bir kayıp ortaya çıkar" diyen Erdine, ağrının tedavisi için harcanan paranın kalp-damar ve şeker gibi hastalıklara harcanan paradan çok daha fazla olduğunu kaydetti. Erdine, "Türkiye'de yanlış kullanılan ağrı kesici miktarı, kişi başı iki kutudur, yani 70 milyon insan eşittir 140 milyon kutu eder, bu da tek başına toplumsal bir sorundur" dedi. Kronik ağrıyı tıbbi olarak "adı konmamış hastalık" olarak değerlendirdiklerini belirten Erdine, dünyada ağrıyı daha ciddiye alan ve tedavi etmeye çalışan ağrı kliniklerinin kurulmaya başladığını söyledi. "Ağrı eşittir ağrı kesici değildir, önemli olan ağrıyı tedavi etmektir" diyen Erdine, WIP'nin amacının ağrı konusunda hekimlere eğitim vermek olduğunu ve Enstitü’nün kurulmasından itibaren çok kısa bir süre içinde ilerleme sağladıklarını anlattı. Çeşitli ülkelerde 16 yıldır hekimlerin hastaya zarar vermeden ağrıyı dindirme amacıyla yeni yöntemleri öğrenme ve deneme için kadavra kursları düzenlediklerini ifade eden Erdine, "Pain Medicine" isimli uluslararası bir dergiyi de hazırladıklarını ve 1999 yılından bu yana da kongre düzenlediklerini belirtti. New York'taki 5. WIP Kongresinin ekonomik krize rağmen düzenlendiğini ve kongreye 75 ülkeden başta anestezi ana bilim dalı olmak üzere pek çok bilim dalından 2 bin 400 doktorun katıldığını bildiren Erdine, bunun temel nedeninin doktorların ağrı konusundaki duydukları "bilgi açlığı" olduğunu söyledi. Ağrının tek bir bilim dalının denetimde olmasının doğru olmadığını kaydeden Erdine, "Multi disiplin olması demek, ağrıyla ilgilenen bilim dalları hekimlerinin birbirlerine hastayı ne zaman hangi aşamada göndermeleri konusunda gerekli bilinç ve vicdana sahip olmalarıdır, önemli olan her daldaki hekimin bu konuda bilinçlendirilmesidir" dedi. Doktorların kendi dallarının kapsamına girmeyen hastayı vakit kaybettirmeden asıl gerekli dala göndermeleri gereğine işaret eden Erdine, "Çünkü orada kaybedilen vakit sadece hastanın kaybettiği vakit değil, sağlık sisteminin kaybettiği vaktin de ötesinde sağlık sisteminin harcadığı paradır" dedi. Erdine, günümüzün tedavi yöntemlerinin sadece ilaçlar doğru kullanıldığında bile yüzde 85 oranında başarılı sonuç verdiğini ifade ederek, "Basit bir ağrı kesiciyi hastaya doğru kullanmasını öğretseniz, hastayı çok kolay tedavi edebilirsiniz" dedi. Türkiye öncü ülke ABD'de 450 doktorun katıldığı kongreye Türkiye'nin 120 kişiyle katıldığını ve Türkiye'nin kongreye en çok doktor gönderen üçüncü ülke olduğunu belirten Erdine, "Türkiye, ağrı bilimi konusunda dünyadaki öncü ülkelerden bir tanesidir, bundan gurur duyorum, birçok ülkeden önce Türkiye'de bilim dalı olarak kabul edilmiştir. Ağrı bilim dalı ilk olarak 1990 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nde kuruldu, artık Türkiye'de 24 tıp fakültesinde bilim dalı olarak var, ayrıca Sağlık Bakanlığı’na bağlı eğitim hastanelerinde de ağrı servisleri var" dedi. Prof. Dr. Erdine, sözlerinin sonunda, "Kronik ağrı bir hastalıktır, ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Türkiye bunu ciddiye alan ülkelerden bir tanesidir ve hekimlerin eğitimi ön plandadır. Halkımıza da doğru bilgi verildiğinde bunu alıyor ve kullanıyor" dedi. (AA)