S Haber'de Metin Yıkar'ın programına katılan gazeteci, yazar Ahmet Altan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun seçim çalışmaları ile ilgili soru üzerine "O kim? Başbakan diye biri yok. Eğer bir başbakan olsa, Cumhurbaşkanı böyle meydanlarda suç işleyemezdi" dedi.
“Muhafazakarların çok fazla dindar olmadığı ortaya çıktı" diyen Altan, "Toplumun güçlenmesi yönetenlerin işine gelmiyor. Burası çok kirli çamaşır gibi ne kadar yıkarsanız yıkayın kolay temizlenmiyor. Birkaç kez daha yıkamanız gerekiyor. Toplum bu gidişatın iyi bir gidişat olmadığını acı çekerek anlayacak" yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın son dönemlerde yaptığı mitinglerde elinde Kuran-ı Kerim ile muhalefete yönelik eleştirde bulunması ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ahmet Altan, "17 Aralık, kasalar kutular, paralar orada duruyor, Kur'an'ı Kerim orada sallanıyor. Bu adamlar bir de dindar olduklarını söylüyorlar. Bunlar kendilerini dindar olarak tanımladıkları için dindarlar diyorum, dindarım diyen hırsıza oy veriyor. Bunu anlatamazsın, anlatılamadığı için dindarlara duyulan saygı azaldı. Ülkede bir değer kalmadı ki etrafında toplanalım? Hırsızlık mı? Hırsızlığın etrafında toplanmak bizi birleştirmez, çete yapar" dedi.
Ahmet Altan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Ben Türkiye için iyimserim. Hep bir şeylerden geçiyoruz. Toplum bu gidişatın iyi bir gidişat olmadığını acı çekerek anlayacak. Burası çok kirli çamaşır gibi ne kadar yıkarsanız yıkayın kolay temizlenmiyor. Birkaç kez daha yıkamanız gerekiyor. Erdoğan geldi. AKP geldi. Kürtlerle, cemaatle, modern şehirlilerle ittifak yaptı. Ülkenin demokratikleşmesi yolunda çok ciddi adımlar attı. Ama birden bütün yapıları değişti. Para, iktidar çok fazla ilgililerini çeker oldu. Temelden halktan kopmaya başladılar."
"Bütün askeri darbeler korkunçtur. Kötüdür, ben askeri darbeleri ihanet olduğunu görüyorum. Demokrat Parti döneminde demokrat partiyi destekleyenler vatan cephesinden yana, karşı olanlar vatan haini gibi algılanmaya başlanmıştı. Menderes’in son zamanlarını hatırlayacak yaşa sahibim, gazeteciler aynen bugünkü gibi gazeteciler hapse atılırdı."
"Mehmet Baransu’yu hapse attılar. Dünyanın saygı değer kitaplarında yüzyılın haberini yapanlar arasında görülüyor. Fakat toplum,meslektaşları onu yalnız bıraktı. Hidayet Karaca yalnız değil ona bir kesim sizler sahip çıkıyorsunuz. Baransu darbecilere hediye olarak hapse konuldu. Meslektaşları sessiz. Baransu’yu sevmiyorsunuz hukuku da mı sevmiyorsunuz? Bu çocuk ne haberler çıkardı. Askeri vesayetin ne olduğunu gösteren bu ülkede Baransu’dan daha iyi gösteren olmadı."
"Bunlar tutuklu değil. Esir. Neredeyse hükümetten Cenevre antlaşmasını uygulamasını isteyeceğiz. Bir hakim verdiği karardan tutuklandı. Böyle bir şey görmedim. Böyle bir şey Nazi Almanyası'nda bile olmadı. "
"Düşünün toplumda fikirler güçlü değil, güçlü olsa bu hale gelmezdik. Bizim kültürümüzde "yeni bir şey icat etme" sözü var. Düşünün icat etmeye karşı olan bir toplum. Niye biz yeni bir şey icat etmeyelim? Ama ben bu toplumdan çok umutluyum. En ummadık anlarda mucizeler gerçekleştirir bu toplum. Yine bir mucize beklerim."
Lastik patlayınca suya sokarsınız, nerelerden patlak olduğunu görürsünüz. AKP'nin biz de nerelerinin patlak olduğunu gördük. İlk kez bu seçimde AKP'nin sanki hiç ekonomi yokmuş gibi sunduğunu, bütün meselesinin Erdoğan'ı başkan yapmak olduğunu gördük. AKP Erdoğan'ı başkan yapmayı vaat ediyor, bütün vaadi bu. Sokaktaki fakirliği, işsizliği bilmiyorlar bunların dışında bir şeyler konuşuyorlar. Erdoğan eline Kürtçe bir Kur'an almış aynı CHP'nin "Laiklik elden gidiyor" söylemi gibi "Din elden gidiyor" diyor. Toplumdan kopmuşlar.
Ahmet Altan, Metin Yıkar'ın Başbakanın konuşmalarını sorusunu "O kim, Başbakan diye biri yok"yanıtını verdi. Altan, şöyle devam etti. "Eğer başbakan olsa , Cumhurbaşkanı böyle meydanlarda suç işleyemezdi" diyerek yanıtladı.
"AKP seçimleri kazanırsa, idam cezalarının geri geleceğini düşünüyorum. Sulh Cezaların bir adım daha öteye gideceğini düşünüyorum. Aynı ittihatçılar gibiler. Devleti yönetemediğin zaman sana şiddetten başka seçenekleri yok. AKP suç üstü yakalandı. Şiddetle korkutup susturmak istiyor. Toplumda bir yere kadar korkar, toplum bunu daha fazla taşıyamayacak hale geldi."
"Askeri darbe dönemlerinde yapılanları AKP yapıyor. Sizin müdürünüz, Karaca dizi oynattı diye hapiste yatıyor. Bunun eline silah alan askeri darbecilerin döneminden bir farkı yok. AKP bu yolda devam edemez. Bu şiddeti kiminle yapacak ordu ile mi, ordu onu devirir kendisi onun yerine gelir."
"Muhafazakarların çok fazla dindar olmadığı ortaya çıktı. 20 milyon adam hırsızlık ortaya çıktıktan sonra AKP'ye oy verdi. Bunların çoğu Cuma namazına gidiyor, oruç tutuyor. Başbakanın Başdanışmanı (Mahçupyan) tabanın çoğunun hırsızlığı bildiğini söyledi. Dindar insanlar bunu nasıl onaylıyor. Bile bile hırsıza oy veriyor? Çalarak dine hizmet edilmez. Kur'an da da bu yok. AKP'lilerin kendilerini sorgulaması gerekiyor. Hırsız olduklarını bile bile oy veriyorlar. Allah'ın varlığına inanıyorsan hırsızlığı nasıl hoş görüyorsun."
"17 Aralık, kasalar kutular, paralar orada duruyor, Kur'an'ı Kerim orada sallanıyor. Bu adamlar bir de dindar olduklarını söylüyorlar. Bunlar kendilerini dindar olarak tanımladıkları için dindarlar diyorum, dindarım diyen hırsıza oy veriyor. Bunu anlatamazsın, anlatılamadığı için dindarlara duyulan saygı azaldı. Ülkede bir değer kalmadı ki etrafında toplanalım? Hırsızlık mı? Hırsızlığın etrafında toplanmak bizi birleştirmez, çete yapar. Bizim hırsızlığın bir değer olduğu düşüncesinden kurtulmamız lazım."
"Normalde bir siyasi parti kendi taraftarının dışındakilerden de oy almak ister, AKP artık kendi taraftarı dışındakilere hitap etmiyor, onlardan oy almaya çalışmıyor. AKP'nin kendi tabanı dışında kimse ile bir köprüsü yok. Kendi elindeki adamları tutmaya çalışıyor, dışarıdan kimseyi alamaz. Bugün AKP muhalefete düşebilme özgürlüğüne sahip değil, çünkü muhalefete düştüğü takdirde yargılanacak. Bu yüzden iktidarda kalmak istiyorlar, her şeyi yaparlar. Erdoğan başkan olursa, kaçınılmaz son iç savaştır."
"Kürtler seçimi kim kazanırsa kazansın haklarını alacaklar. Ortada bir hak varsa, alınması gerekiyorsa alacaklar. Rojova'da kadınları ile birlikte dövüştüler. Kobane'de mücadele ettiler. Kadın erkek ilişkisinde Ortadoğu'da koydukları modelle saygınlık kazandılar. Türkiye'de bu şekilde mücadele ettiler, demokrasi içerisinde alacaklar. Bir Türk'ün sahip olduklarına bir Kürt neden sahip olmasın? Üstelik sen kimsin Kürtlere hakkını vereceğim diyorsun, hakkıysa alırlar. Türkiye'de en büyük sorunda bazı kesimlerin Kürt nefreti. Muhafazakarların, ulusalcıların bir kısmında da bu var. Ben bugün barışı AKP'den değil, HDP'den bekliyorum. Dindarların Kürt nefretini anlamıyorum. Dinde ırk var mı ayrımcılık var mı?"
"2010 referandumu Türk tarihi için büyük bir referandumdu. AKP gidecek arkasından gelende pek iyi olmayacak belki ama biz bugünden biraz daha iyi olacağız. 90 yıl yerinden kımıldatılmayan bir devlet, askeri vesayeti attı, AKP'yi de atacağız. AKP kendi tabanına kendi halkına ihanet ediyor bugün. Eğer başkan olursa, Türkiye'nin ekonomisini yönetecek biri değil, ekibi de değil. Merkez Bankası başkanına "vatan haini" dedi. Dolar 2.70. Burası ekonomik olarak bir felakete dönüşür, Türkiye fakirleşmeye başlar. AKP 2011'den itibaren ekonomiyi düşürdü. Hırsızlığa başladı. Tek başına başkan olduğunda ekonomiyi çökertir, çökmüş bir ekonomiye karşı duracak halka büyük bir şiddet uygular, orduyu kullanır bu da büyük bir ayaklanmaya gider."
"Hukuka,devlete, adalete, özgürlüğe bir darbedir. Yargıçları tutukladığı anda hukuk denilen şey bitti bu ülkede. Bu darbenin sonu iç savaşa gider. Erdoğan'dan daha kötüsü olmaz diyen Altan, şunları sormak lazım. Malatya'da insanların boğazını kesenler serbest dolaşıyor, onların serbest dolaşmasını istiyor musun? Darbecilerin darbeci olmadığını söylüyor istiyor musun? İnsanlar bir twitt attığı için ağır cezada yargılansın istiyor musun? Cumhurbaşkanın kaçak sarayda otursun, mahkeme kararı için de gelsinler güçleri yeterse yıksınlar istiyor musun? Hırsız çalıp, serbest gezsin istiyor musun? Gazeteci haberinden tutuklanmasını istiyor musun? Bu yüzden kötü olmaz."
"AKP demokrasiye geri dönemez. AKP bugün karar verse, ben demokrasiye ve hukuka uygun davranacağım diyebilir mi? Dediği anda birçok adam yüce divana gider. Bu korkudan bugün böyle davranıyorlar. İttihatçılar da Enver Paşa'nın çaldığını bilip gizliyorlardı. Aynı onlar gibi. İşlenen suçta herkesin bir suç ortaklığı oluyorlar. Enver Paşa'nın çaldığını bilen ittihatçılar neden susuyordu, korkuyorlardı. İttihatçılar Fransız devrimcilerden etkilenmiş subaylar. Askeri tıbbiyeden başlıyorlar. Batıda yayılan bir hareket, oradaki düzeni görüp, kötü niyetle yola çıkmıyor, öyle bir hayat yaşamak istiyorlar. Ancak sonra kirleniyorlar. Hırsızlık yapayım diye politikaya giren adam yoktur, girdikten sonra başlıyor hırsızlık... 17 Aralık'ta çalmışlardı yakalandılar. Hırsızlığı yapan biri adam vurdu, hukuku öldürdü. Hırsızlıktan kurtulmak için hukuku vurdular. Hırsızlıktan daha beter suçtur cinayet."