Ahmet Altan: Silkinin, korkmayın, gülümseyin; sizin gülümsemeniz bile onların ödünü patlatır!

Ahmet Altan: Silkinin, korkmayın, gülümseyin; sizin gülümsemeniz bile onların ödünü patlatır!

Haberdar yazarı Ahmet Altan, seçim sonuçlarına ilişkin olarak, "Türkiye, AKP-Devlet Bahçeli sıkıştırmasıyla çok karanlık günlere doğru gidiyor, korkmanız, saklanmanız, yılmanız, bu geleceği değiştirmez" dedi. "Bu sabah gülümseyerek, başınız dik çıkın evlerinizden…" diyen Altan, "Sizin gülümsemeniz bile onların ödünü patlatır… Sizin korkmadığınızı görmek onları korkudan titretir" ifadesini kullandı. 

Altan'ın Haberdar'da "Gülümseyin" başlığıyla yayımlanan (4 Kasım 2015) yazısından bazı bölümler şöyle:

Siyaset biliminde karşılığı var mı bilmiyorum ama yaşadığımız toplumsal bir “panik atak”, büyük bir sinir krizi.

Yırtıcıları gören bir zebra sürüsünün delice bir korkuya kapılarak asıl büyük tuzağa doğru koşmasının “mantıkla” ilgisi yoktur, korkuyla bir ilgisi vardır. Korkuya kapılırlar, hep birlikte koşmaya başlarlar, nereye koştuklarını bile bilmeden kendilerini bekleyen canavarlara doğru dörtnala giderler.

Doğrusu, 8 Haziran sabahı Erdoğan ne düşündüyse şu anda ben de onu düşünüyorum, beş ay sonra bir seçim yapsak yeniden kararlarını değiştirecekler… Çünkü bu sonuçtan da korktular, AKP’nin böylesine büyük bir destekle yaptıklarına devam edecek olması da onları ürküttü.

Sürekli korkuyorlar, her şeyden korkuyorlar, büyük bir şiddetin içinde sinir krizine tutuldu toplum.

Şimdi ne olacak?

Doğrusu pek hayırlı bir iş olmayacak..

AKP’ye, sahanın boş olmadığını göstermelisiniz.

Mücadele etmenin tadını çıkartın.

Şu anda hissettiğiniz yılgınlık, sadece yenilgiden gelmiyor, içinizde bu yenilgiyle mücadele edecek gücü ve cesareti bulamamanızdan geliyor.

Neden korkuyorsunuz?

Bu ülkenin dağları, denizleri, ovaları, hapishaneleri sizin.

Biraz mücadele etmenin, zorbalara karşı “hakkı” savunmanın, tehlikeyi hissetmenin hazzını öğrenin… O küçücük korku dolu hayatların duvarlarını yıkma fırsatını veriyor hayat size.

“Onların orduları, polisleri, yargıçları, savcıları, medyaları, kasalara doldurdukları paraları vardı ama biz haklıydık, sonuna kadar mücadele edip kazandık oğlum” diye anlatacağınız günlerin gururunu şöyle bir içinizde hissedin.

Silkinin, korkmayın.

Karşınızda panik içinde koşuşan bir kalabalık olduğunu aklınızdan çıkarmayın, soğukkanlı bir kararlılık her zaman panikle koşanları yener sonunda… Bir zaman sonra onların bir kısmı zaten yeniden size katılacak.

Aslında, mücadeleye katılma kararlılığından ve gücünden daha zor olan bir başka “duygusal devrim” bekliyor özellikle Türkleri.

“Kürt” meselesindeki duygularınız asıl değiştirmek zorunda olduğunuz.

Bu mücadelede Kürtlerle omuz omuza durmak zorundasınız… AKP, kendine doğru koşan o dehşete kapılmış kalabalığı “HDP’nin PKK olduğuna” inandırdı… Aynı tuzağa düşerseniz yenilgiden kurtulamazsınız.

Türkiye’nin, bugün Kürtler Türkler, Aleviler Sünniler, modernler muhafazakarlar diye değil, “demokrasi isteyenler ve istemeyenler” olarak ayrıldığını görmek hepimiz için hayati bir konu…. AKP’nin, bütün politikasını bu gerçeği saptırmak üzerine kurduğunu, safların demokrasi etrafında birleşmemesi için elinden geleni yaptığını hiç unutmayın.

Bir anlığına, sadece bir anlığına, CHP ile HDP’nin bir araya geldiğini, iki partinin tabanının da bu mücadelede ortak olmayı içine sindirip benimsediğini düşünün, Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu korku ve dehşet ikliminin nasıl değişebileceğini, herkesi boğan karanlığın nasıl bir anda aydınlanacağını hissedeceksiniz.

İki tarafta da bu duygusal devrime ihtiyacımız var ve bu devrimi gerçekleştirememek, AKP’liler de dahil herkesin korkunç bir akıbete kayması anlamına gelecek.

Türkiye, AKP-Devlet Bahçeli sıkıştırmasıyla çok karanlık günlere doğru gidiyor, korkmanız, saklanmanız, yılmanız, bu geleceği değiştirmez.

Düşünün, bir spor kulübü başkanının hakemleri dört saat rehin aldığını, ancak cumhurbaşkanı kendisini arayıp rica edince onları bıraktığını aklınızdan çıkarmayın, cezası on beş yıl olan bir suçu işleyen adamı durduracak, yakalayacak, yargılayacak bir devlet kalmadı ortada, devlet AKP’lilerin canlarının istediğini yapmasına el veren bir örgüte dönüştürüldü.

Bir araya gelip, hukuka sarılarak buna karşı çıkmazsanız canınınızı ve malınızı nasıl koruyacaksınız?

Korkmak sizi korumaya yetecek mi?

Sadece siyaset değil artık Türkiye’de tehlikeli olan… Bu ülkede yaşamanın her anı tehlikeli. Hukuk yok çünkü…

Saklanarak, korkarak, kaçarak kendinizi koruyamazsınız.

Milyonlarca insansınız, hak ve hukuk sizden yana.

Hakkınıza ve hukukunuza sahip çıkın.

Panik içinde kaçışan ve kendilerine kurulan tuzağa doğru koşan bir zebra sürüsü olmayın.

Hukuku sahiplenerek mücadele ederseniz kazanacaksınız.

AKP kendi şiddetinin altında ezilecek emin olun.

O ezilirken Türkiye’nin de ezilmemesi için hep birlikte elele, omuz omuza mücadele verilecek günler bunlar.

Bu sabah gülümseyerek, başınız dik çıkın evlerinizden… Sizin gülümsemeniz bile onların ödünü patlatır… Sizin korkmadığınızı görmek onları korkudan titretir.

Sadece gülümsemenizin bile onları ne kadar korkuttuğunu göreceksiniz.

Onlar korkuyor, korkmakta haklılar, suç işlediler… Gittikçe daha çok suç işleyecekler.

Siz kalabalıksınız, haklısınız, hukuk sizden yana.

Türkiye’nin bir belaya sürüklenmesini “biz buradayız” diyerek önleyebilirsiniz.

Yazının tamamı için tıklayın