Uzun süre ara verdiği köşe yazılarına geçen hafta haberdar.com'da kaleme aldığı yazı ile dönen Ahmet Altan, bugünkü yazısında Ankara katliamını değerlendirdi. "Mafya reislerinin 'oluk oluk kan akıtmaktan' meydanlarda söz edebildiği ülkelerde neler olabileceğini zaten iki gün sonra gördük" diyen Altan, "Türkiye’nin şah damarı kesildi ve oluk oluk kan aktı" ifadesini kullandı. Altan, Bu iktidarın devamının, şiddetten, ölümden, savaştan, bombadan, terörden başka bir şey getirmeyeceğini görün. 'Oluk oluk kan' akacak bu iktidar yerinde kalırsa" ifadesini kullandı.
Ahmet Altan'ın Haberdar'da "Oluk oluk" başlığıyla yayımlanan (14 Ekim 2015) yazısından bazı bölümler şöyle:
Mafya reislerinin “oluk oluk kan akıtmaktan” meydanlarda söz edebildiği ülkelerde neler olabileceğini zaten iki gün sonra gördük. Türkiye’nin şah damarı kesildi ve oluk oluk kan aktı. Ankara’nın göbeğinde, “barış” isteyen, gülen, danseden, şarkı söyleyen insanlar, masum ve iyi insanlar, kahkahalı genç kızlar, koca gözlü çocuklar, görmüş geçirmiş emekçiler, yaşlı kadınlar, yeni evlenmiş çiftler, belki de ilk kez büyük bir kent gören gençler, bilyeli bombalarla paramparça edildi. Polisler, ambulanslardan önce geldi olay yerine. Katilleri yakalamak için değil, eşleri, yakınları, çocukları, yoldaşları ölen acılı insanları köşelere sıkıştırmak, onları ablukaya almak için geldiler. Katliamdan önce ortada gözükmeyen polis, katliamdan sonra kurbanlara saldırdı. Kolu bacağı kopmuş yakınlarının, arkadaşlarının yaralarına elleriyle bastırarak akan kanları durdurmaya çalışan insanların üzerine gaz püskürttüler. Tek bir amaçları vardı, kimse hırsızlıklarını, Suriye’deki katillere silah götüren kamyonları, Gezi’de öldürülen çocukları, barış masasının niye 7 Haziran’da AKP iktidarı kaybedince devrildiğini, “bizi seçmediniz şimdi kaos olacak” laflarını, “başkanlığı tercih etmezseniz böyle olur” sözlerini sorgulamasın. Bunlardan kimse söz etmesin. Herkes korksun, herkes sussun. Sadece kendileri konuşsun. Delice korkan bir iktidarın delice şiddeti bu. O kadar korkuyorlar ki çıkıp da kendileri gibi düşünmeyen herhangi biriyle tartışmaya bile cesaretleri yetmiyor. “Sistemi fiilen değiştirdiğini” söyleyen bir cumhurbaşkanını nasıl savunacaklarını bilmedikleri için, “fiilen” sistemi değiştirmenin “darbe” demek olduğunu söyleyenleri susturmak istiyorlar. Kanlı, korkunç bir sessizlik yaratmak istiyorlar bu ülkede. Televizyon platformlarındaki birkaç muhalif televizyona bile tahammül edemiyorlar. Platformdan atıyorlar o televizyonları. Çocuk kanallarındaki çizgi film kahramanlarından bile korkuyorlar, çocuk kanallarını bile susturuyorlar. O çocuk kanallarında terör propagandası yapıldığını iddia eden haberler yayınlıyorlar gazetelerinde. Sadece dürüstlüklerini değil akıllarını da kaybettiler. Caillou’dan,Tom and Jerry’den korkan, rüyalarında Miki Fare’nin “siz hırsızsınız” diye bağırdığını gören, akılla, gerçekle ilişkisini kaybetmiş bir insan grubu bunlar. İçinde şiddetten başka bir şeyin büyüyemeyeceği karanlık, kapalı, kanlı bir ülke yarattılar. O şiddet her gün büyüyor. Daha da büyüyecek. Şiddetten geri dönemezler. Bu ülkedeki her dürüst insan onlara düşman gözüküyor, eleştiren her ses onları zerrelerine kadar titretiyor, hukuk onların en büyük kabusu, toplumla hukuk arasına şiddet duvarları dikmeye uğraşıyorlar. Gazetecileri susturuyor, mafya reislerine miting yaptırıyorlar. Ankara’nın göbeğinde insanlar bombalarla parçalandığında, geride kalanlara polisleriyle, gazlarıyla, tomalarıyla saldırıyorlar. Bu insanları, bu seçimde durdurun. Hırsız yöneticilerin, şiddetten başka sığınacağı bir yer olmadığını bilin. Bu iktidarın devamının, şiddetten, ölümden, savaştan, bombadan, terörden başka bir şey getirmeyeceğini görün. “Oluk oluk kan” akacak bu iktidar yerinde kalırsa. Bugün akan kandan daha fazlası akacak. Miting meydanlarında söyleniyor zaten artık bu.
Yazının tamamı için tıklayın