Ahmet Altan ve üç gazeteci MİT'e karşı açtıkları dinleme davasını kazanırken, bu grupla birlikte dinlenen ağabey Mehmet Altan, İstanbul 5. İdare Mahkemesi'ndeki davayı kaybetti! İki karar arasında sadece on günlük fark var.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 2008- 2009 yıllarında Taraf gazetesi yazar ve çalışanlarını sahte ve kod isimlerle dinlediği anlaşılmıştı. Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mahmet Baransu ve Markar Esayan’ın açtığı davaya bakan İstanbul 9. İdare Mahkemesi, MİT’i ’özel yaşamın gizliliğine müdahale’ suçundan 60 bin TL tazminata mahkûm etti. Kardeş Altan ve üç gazeteci davayı kazanırken, bu grupla birlikte dinlenen ağabey Mehmet Altan, İstanbul 5. İdare Mahkemesi’ndeki davayı kaybetti. İki karar arasında sadece on günlük fark var. Dahası, MİT’i mahkum eden kararı veren hakimlerden biri, İstanbul’dan Denizli’ye gönderildi.
İsmail Saymaz’ın Radikal’deki haberine göre, MİT’in 2008 yılından itibaren Taraf gazetesi yazarları ve çalışanlarını sahte isimlerle dinlediği anlaşılmıştı. Dinlenen isimler arasında yer alan Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Baransu ve Markar Eseyan, İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Yargılama, 1 Nisan 2014’te bitti. Mahkeme, oy çokluğuyla aldığı kararda, MİT’in gizli faaliyet gösterme gerekçesini Anayasa’ya aykırı buldu. MİT’in dinleme için kanunda belirtilen tüm belgeleri eksiksiz sunması gerektiği ifade edilerek, “Bu bilgi ve belgeler sunulmadığı, eksik veya yanıltıcı belge sunulduğu takdirde hakim tarafından verilecek kararın adil olamayacağı, karar sonucunda mağduriyetler yaşanacağı” belirtildi. MİT’in mahkemeye bilgi ve belge vermemesinin söz konusu olamayacağı, dinleme gerekçesi olarak gösterilen casusluk iddiasının ortaya konulamadığı belirtilerek, “(Bunun) anayasamızda yer alan temel ilkelerden hukuk devleti, demokrasi, temel hak ve hürriyetlerin yargı eliyle etkin korunması ilkelerine aykırılık oluşturacağı kuşkusuzdur” denildi. Telefonu dinlenecek kişiler hakkındaki dinleme gerekçeleri ve nedeni ile kimlik bilgilerinin hakime bildirilmesi gerektiği belirtilerek, “Değerlendirme gerekçelerinin hakime bildirilmeyerek, hakimin bilgi sahibi olması ve dinleme gerekçesinin yeterli olup olmadığı yönünde değerlendirme yapmasının engellendiği anlaşılmaktadır” denildi.
Oyçokluğuyla alınan kararda her bir davacı için 15 biner olmak üzere, toplam 60 TL tazminata hükmedildi. Karara, Başkan Mustafa Ceran şerh koydu. Ceran, şerhinde, dinlenmek istenen kişilere ait bilgilere ulaşılamadığı için kod isimle dinleme işlemi yapılmasının kabul edilemeyeceğini ve dinlenenlerin kimliğinin sadece MİT’te gizli kalması gerekirken ifşa edildiğini kaydetti. Ancak Ceran, nihai kararın yargıya ait olduğunu ifade ederek, mahkeme onay verildiğine göre MİT’in talebinin hukuki sayılması gerektiğini savundu. Ceran, şerhinde şöyle dedi:
”Mahkeme dinleme taleplerini kabul etmiş ise idarenin başvuru yönteminin ve gerekçesinin hukuka uygun olduğu, yok eğer reddetmiş ise bu kez kurumun talebinin hukuka aykırı olduğu söylenebilecektir. Somut olayda da mahkemeye gelen dinleme taleplerinin kabul edilmiş olması, idarenin başvuru yönteminin ve gerekçesinin hukuka uygun olduğunu göstermektedir.”
9. İdare Mahkemesi’nin 1 Nisan’da verdiği bu karardan on gün sonra, yazar Mehmet Altan’ın açtığı dava karara bağlandı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi, ilk karara zıt bir şekilde MİT’i suçsuz buldu. Üstelik heyet, önceki karara itiraz eden mahkeme başkanı Mustafa Ceren’ın şerh gerekçesini birebir alıntılayarak, kendi kararı haline getirdi. Dahası, Ahmet Altan kararını veren üye hakimlerden Sezgin Mutlu, 11 Haziran’daki yaz kararnamesi ile İstanbul’dan Denizli’ye gönderildi.