Davutoğlu: Bu bir veda değil vefa kongresi; Erdoğan'ın mirası bizim için şereftir

Davutoğlu: Bu bir veda değil vefa kongresi; Erdoğan'ın mirası bizim için şereftir

 

12. Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan yerine AKP Genel Başkanı ve Başbakan olması beklenen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP'nin olağanüstü kongresinde "Bu bir veda kongresi değil bir vefa kongresi, bir ahitleşme kongresi. Sayın Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Onun bıraktığı miras bizim için şeref meselesidir ve sonuna kadar korunacaktır" dedi.

 

'Mustafa Kemal'e, Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun'

 

Ankara Arena Spor Salonu'nda partililere seslenene Davutoğlu konuşmasına kitleleri selamlayarak başladı. Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

Alp Arslan ve onunla birlikte Anadolu'ya girenlere ve onun kahramanlarına, Mustafa Kemal'e ve onun askerlerine selam olsun..

Tüm zamana ve mekana selam olsun. Bize emanet edilen bu toprağa Anadolu'ya selam olsun.

AK Parti'nin kurucu üyelerine ve seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun.

Anadolu ve Trakya'daki tüm dava arkadaşlarıma selam olsun.

Bu sözlerimle şunu anlatmak istedik. AK Parti dönemsel bir parti değildir. Bir dönem ve kesime hitap eden parti değildir. AK Parti kıyamete kadar sürecek kutlu yürüyüşün tecelli etmesidir. AK Parti milletin ta kendisidir.AK Parti millet idealinin ta kendisidir. 

 

'Bu bir veda kongresi değil'

 

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli dava arkadaşlarım, Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmaları esnasında bir veda kongresinden bahsetti.

Bu bir veda kongresi değil bir vefa kongresi, bir ahitleşme kongresi...

Sayın Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Onun bıraktığı miras bizim için şeref meselesidir ve sonuna kadar korunacaktır

 

‘17-25 Aralık kumpasları en büyük hedefi, bu özgüveni yıkmaktı’

 

Davutoğlu, Yeni Türkiye yürüyüşünün arifesinde olduklarını dile getirerek, AK Parti'nin 9 alanda kararlı yürüyüşüne devam edeceğini belirtti. Davutoğlu şunları söyledi; "12 yıllık birikimimiz var. Ama bu tarihi yürüyüş sadece bir aşamadadır. AK Parti hareketini hedefe ulaştırmak için her türlü fedekarlığı yapmaya hazırız. Sayın cumhurbaşkanım biz size bütün millet adına teşekkür borçluyuz. Hiçbir güç, hiçbir fitne, odak bu saflara fitne sokamayacaktır. Yeni Türkiye’nin psikolojik temeli özgüvendir. Ulaşımda, sağlıkta büyük başarılar sağlandı. Bu özgüven biz de oldukça, AK Parti kadroları kendine güvendikçe kimse bu yürüyüşe dur diyemeyecek. Aslında 12 yıl içinde kazanılan bu özgüvenimizi 2013'te hedeflediler. 2013’teki Gezi olaylarının, 17-25 Aralık kumpasları en büyük hedefi, bu özgüveni yıkmaktı. 'Bunlar rüya görüyorlar' dediler. Doğru, biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın."

 

‘Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır’

 

Çözüm sürecinin aynı kararlılıkla devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu; "Bu yeni dönemin ikinci alanı sosyo kültürel birlik ve bütünlüktür. Yani çözüm sürecidir. AK Parti iktidarının en büyük başarısıı bütün bir milleti tek bir yürek haline getirmiş olmasıdır. Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır. Bu millet arasına ekilmiş fitne tohumları yok olana kadar, her etnik ve mezhebi grupla omuz omuza bu kutlu yürüyüşe çıkana kadar gece gündüz çalışacağız. Bizim iktidar olduğumuz Türkiye'de hiç kimse ötekileştirilmeyecek. Bizim için mezhebi bir tavır sözkonusu değil" diye konuştu.

 

‘AK Parti'nin en büyük devrimi milli irade devrimidir’

 

"Üçüncü inşa ve ihya alanımız siyasi alandır. Hep özgürlük-güvenlik dengesi dedik. Şimdi bir kez daha söylüyoruz. Türkiye'de özgürlükler AK Parti hükümetlerinin teminatı altındadır. Kimse bu özgürlükleri ihlal edemez" diyen Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin yola 3Y (Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadale amacıyla çıktığını söyledi. Yasakları bu dönemde kaldırdıklarını söyleyen Davutoğlu; "Uluslarlararası medya tarafından yapılan saldırılara bir cevap olsun diye söylüyorum. Türkiye gerçek demokratikleşme hamlelerini son birkaç yılda gerçekleştirebildi. Asker sivil ilişkisi son yıllarda normalleşti. Anadilde siyasi propaganda yapma hakkı son yıllarda verildi. Hepsi de otoriter dedikleri Cumhurbaşkanı bütün bu refomlar gerçekletirildi. Demokrasiyi ileri taşımaya kararlıyız. Sandığı hafife alanlara bir cevap mahiyetinde söylüyorum; Bu millet ne zaman başı dara sıkıştığında sandığı bekledi. Hiç ümitlenmesinler, heveslenmesinler. Sandığın namusu gibi gören bu milletin emanetine sahip çıkacağız. AK Parti’nin en büyük devrimi milli irade devrimidir. "

 

‘Yeni anayasa Türkiye'nin önünü açacaktır’

 

Davutoğlu, yeni Anayasa gerekliliğine vurgu yaparak; "Yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç var. Demokrasimizin evresel standarların ötesine geçmesi için ihtiyacımız var. Yeni Anayasa özgürlükçü ve demokratik karakteriyle Türkiye'nin önünü açacaktır" dedi. 

 

‘Paralel devlet yapısı denen yapı aslında fetret isteyen bir yapıdır’

 

'Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ihtilaf çıkar' diyenleri eleştiren Davutoğlu, 'paralel yapının fetret devrini istediğini' savunarak şunları söyledi; "Milletten gücünü alanların arasında, hele dava arkadaşları arasında ihtilaf çıkmaz heveslenmesinler. Seçilmiş Cumhurbaşkanı ve seçilmiş Başbakan birlikte yeni Türkiye'yi inşa edeceklerdir. Dördüncü inşamız, devletin ve bürokrasinin restorasyonuydu. Biraz önce Osmanlı dönemindeki fetretten bahsettim. Paralel devlet yapısı denen yapı aslında fetret isteyen bir yapıdır. Bakınız Gezi olaylarından bu yana tek bir olumlu haber göremezsiniz. Hiçbir şekilde, kim ve ne niyetle olursa olsun devlet otoritesinin parçalanmasına bir daha izin vermeyeceğiz. Milletin seçtiği siyasi otoriteye şantaj yapmak apaçık ihanettir. Bunlar ter dökmeden devleti ele geçirmek isteyen zihniyettir. Bürokrasiyi ele geçirmek isteyenler hiçbir şekilde devletimize nüfuz edemeyecekler. Milletin emrindeyiz. Bu millet hizmetine talip olanlar milletten devlet isteyecekler."

 

‘AK Parti, şeffaflık ve yolsuzluğa karşı mücadele anlamında töhmet altında bırakılamaz’

 

Yolsuzlukla mücadeye aynı kararlılıkla devam edeceklerini dile getiren Davutoğlu; "Beşinci ve belki de en önemlisi restorasyon ahlak restorasyonudur. Bizim siyaset bir erdem ve ahlak meselesidir. Onun için siyasetimizin ahlakı Şeyh Edabali'nin ahlakıdır. 3Y'nin ikincisi, yani yolsuzluğa karşı da en çetin mücadeleyi AK Parti vermiştir, yine verecektir. Eğer seçilmemiz durumunda, atanmamız durumunda Başbakan olarak, şunu aziz milletimize teminat olarak söylüyoruz; milletin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanacak eli, kardeşimiz olsa koparırız. Hiçbir şekilde, AK Parti kadroları, şeffaflık ve yolsuzluğa karşı mücadele anlamında töhmet altında bırakılamaz. Eğer herhangi bir yanlışlık yapılırsa üzerine gidilir ama bir takım dosyaları, tam da 3 seçim öncesinde dinamit gibi toplumun ortasına atarsanız bunun adına yolsuzluklara karşı mücadele denmez, 'siyasi operasyon' denir. Biz bu operasyonu hiçbir zaman boyun eğmedik. Bundan sonra da eğmeyeceğiz. Eline, diline, beline sahip ol diyeceğiz. Ahlakın ve erdemin olmadığı hareket yozlaşır, çürür" ifadelerini kullandı.

 

‘Yargının tek bir çevrenin otoritesi altına girmesine izin vermeyin’

 

"Altıncı ihya alanı adalet ve yargıdır. Adaletin olmadığı devletin yaşaması mümkün değildir" diyerek sözlerine şöyle devam etti; "12 Ekim'de HSYK seçimleri var. Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden daha önemli. HSYK seçimleri mesleki bir seçimdir. Ama birileri 'Geçmişteki gibi kendi otoritemizi kurarsak, tek bir çevreye ait olan HSYK oluşturursak, bu HSYK milletin seçtiği hükümet üzerinde Demokles'in kılıcı gibi durur. Hiçbir kılıç milletin iradesinden güçlü değildir. Bir kez daha buradan HSYK seçimlerine girecek vicdan yüklü yargı mensuplarına sesleniyorum; Yargının tek bir çevrenin otoritesi altına girmesine izin vermeyin. Böyle olursa ilk önce siz mağdur olacaksınız. 

Onun için 12 Ekim seçimlerine olması gerektiğinden fazla önem verilmemelidir.Yargının bağımsızlığı aynı zamanda kendisini domine etmeye çalışan güçlere karşı bağımsızlığıdır."

Davutoğlu, şöyle devam etti; "Yedinci restorasyon ayağı kültür ve medeniyet restorasyonudur. Dünyada hiçbir ülke medeniyet ve kültür açısından bizim ülkemiz kadar zengin değildir. Küreselleşmeyi de bizim kadar yakından yaşayan bir ülke yoktur."