Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sosyal Hizmetler kapsamında istihdam hakkından yararlanacak gençlerin kura törenine katıldı. Başbakan Davutoğlu 'Eğer babamın dirayeti, şefkati ve beni büyüten ikinci annemin merhameti olmamış olsaydı belki ben de sizlerin aranızda olacaktım' dedi.
Ankara'da gerçekleştirilen törende hitap eden Davutoğlu, "Şefkatin ve kudretin birleşmediği bir devlet, şefkatin ve kudretin buluşmadığı bir siyaset anlayışı meşru olamaz. Ama sadece şefkat ve merhamet yetmez. Kudretle olur. Eğer bir devlet şefkat ve merhamet sahibi ama kudret sahibi değilse acizleşir. Eğer bir devlet kudret sahibi olup da şefkat ve merhametini yitirirse tiranlaşır, zorbalaşır. İşte çevremizde birçok ülkede gördüğümüz tablolar ortaya çıkar. Gururla bütün toplumumuza seslenerek diyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir şefkat devletidir. Her bir vatandaşına şefkat eli uzanmaktadır, uzanacaktır" dedi.
Konuşmasında törenin, başbakanlığı döneminde katıldığı en anlamlı tören olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Dört ayı aşan başbakanlığım döneminde katıldığım en anlamlı tören, bu törendir. Çünkü bu tören insani, ahlaki, sosyal ve devlet sorumluluğu itibariyle taşımakta olduğumuz ağır sorumluluğu ve siyaset felsefemizi doğrudan yansıtan bir tören. Bugün gençlerimizle kaderin bir cilvesi olarak ellerinde olmayan sebeplerle diğer yaşıtlarından benzer arkadaşlarından farklı bir hayat çizgisine sahip olan gençlerimizle birlikte insani bir boyutu yaşıyoruz. Bu en büyük ahlaki sorumluluktur. Bütün gençlerimiz hangi geçmişten gelmiş olurlarsa olsunlar hangi zorluklarla hayatın çilesini çekmiş olurlarsa olsunlar bizim nezdimizde eşittirler ve eşit muamele göreceklerdir" diye konuştu.
Toplumun her kesimini, sosyal hayatta zorluklarla karşılaşmış gençlere sahip çıkma konusunda duyarlılığa davet eden Başbakan Davutoğlu, "Sosyal hayatta gençlerimizin zorlukları aşarak en kısa sürede ve en doğru yöntemlerle hayata kazandırılması sosyal barış açısından büyük önem taşıyor. Birçoğumuz belki fark etmiyoruz. Sosyal hayat içinde bütün gençlerimiz bahsi geçen zorluklarla karşı karşıya kalma gerekçeleri ne olursa olsun sosyal hayatımızın ve geleceğimizin teminatlarıdır. Bu açıdan toplulumuzun her kesimini bu gençlerimize sahip çıkma noktasında toplumsal duyarlılığı arttırmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir şefkat devleti olduğunu belirten Davutoğlu, "Devlet, vatandaşlarına şefkat, merhamet ve kudret ile bakabilsin. Şefkatin ve kudretin birleşmediği bir devlet, şefkatin ve kudretin buluşmadığı bir siyaset anlayışı meşru olamaz. Devlet, insanı yaşat ki devlet yaşasın, diye cihan devletinin temelini oluşturan şiarı hergün tekrar ediyoruz. İnsanı yaşatmak, şefkatle olur, merhametle olur. Ama sadece şefkat ve merhamet yetmez. Kudretle olur. Eğer bir devlet şefkat ve merhamet sahibi ama kudret sahibi değilse acizleşir. Eğer bir devlet kudret sahibi olup da şefkat ve merhametini yitirirse tiranlaşır, zorbalaşır. İşte çevremizde birçok ülkede gördüğümüz tablolar ortaya çıkar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve bizim devlet geleneğimizin en önemli vasfı şefkatle kudreti birleştirmiş olmasıdır. Gururla bütün toplumumuza seslenerek diyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir şefkat devletidir. Her bir vatandaşına şefkat eli uzanmaktadır, uzanacaktır" şeklinde konuştu.
Kendisinin de 4 yaşında annesini kaybettiğini ifade eden Davutoğlu, "Bugün atanacak olan gençlerimize ve devlet şefkati ve kudretiyle yurtlarda, değişik programlarda bulunan kimsesiz olarak adlandırılan gençlerimize sesleniyorum. Siz kimsesiz değilseniz. Sizin kimseniz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Başta ben olmak üzere bütün devlet kademeleri, sizin kimseniz olmak için gece gündüz çalışacaktır. Tek bir çocuğumuzun tek bir gencimizin dahi kendisini sahipsiz hissetmesi, kendisini kimsesiz hissetmesine tahammülümüz yoktur. Özgüveniniz daim olsun. Başınızı dik tutun. Siz eğer bazı zorluklarla karşılaşmışsanız bu sizin elinizden veya sizin kudretiniz içinde olan bir hususla ilgili değildir. Ben de annemi 4 yaşında kaybettim. Eğer babamın dirayeti, şefkati ve beni büyüten ikinci annemin merhameti olmamış olsaydı belki ben de sizlerin aranızda olacaktım. Hiçkimse kendi kaderini tayin edemez. Dolayısıyla sakın ola ki bu zorluklar dolayısıyla kendinizi suçlamayın. Sizin bu zorluklar sebebiyle hiçbir eksiğiniz, kabahatiniz yoktur. Başınızı önünüze eğmeniz gereken hiçbir gerekçe yoktur. Sizlerin arasından çok büyük bilim adamlarının, devlet adamlarının, sanatkarların çıkacağına ben kesinlikle inanıyorum" açıklamasında bulundu.
Koruyu aile ve gönüllü elçi olmaları konusunda ailelere çağrıda bulunan Davutoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Koruyucu aile, gönüllü elçi konumundaki bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Mersin'de bir koruyucu aileye gittiğimde kendi evlatlarıyla sahip oldukları ve Allah'ın bir lütfu olarak onlara iletilmiş olan güzel çocukları arasında hiçbir ayrım yapmamış olduğunu gördüğümde çok büyük mutluluk hissettim. İnsanlığın kıymeti kendi evladına gösterdiği sevgiyle ölçülmez. Kendi evladınıza göstereceğiniz sevgi, zaten doğanızdan gelen ve olmazsa olmaz bir hususiyettir. Esas merhamet, esas şefkat sosyal hayatta bu tür zorluklarla karşılaşmış olan diğer çocuklarımıza kendi çocuğumuz gibi muamele etmekten kaynaklanır. Bütün vatandaşlarımızın bu programlarda yer almasını, koruyucu aile, gönül elçileri olarak mutlaka bu gençlerimize sahip çıkmasını tavsiye ediyorum. Bu konuda çağrıda bulunuyorum. Mümkün olduğu kadar her aile bu şekilde bir kardeşimizi sahiplense toprağa öylesine bir tohum atılmış olur ki bu tohum büyür ve çınar olur. O aileyi de diğer aileleri de kuşatacak bir merhamet timsali haline gelir"