Yeni parti kurma hazırlığında bulunan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fırat'ın doğusuna yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekâtı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Suriye’de kalıcı barışın tesisi için uluslararası toplumun ve Suriye’deki bütün tarafların ittifak ettiğin bir Anayasa ve siyasal çözümün ortaya çıkması lazım" diyen Davutoğlu, "Bütün taraflarla görüşülmeli, BM içinde ciddi bir barış süreci başlatılmalı, ve bu konuda da Türkiye’nin de görüşleri ile kaygıları dikkate alınarak yeni bir Ortadoğu ve Suriye perspektifi çizilmelidir" değerlendirmesinde bulundu.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu'nun burada yaptığı konuşmada harekâta ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
"Türkiye'nin başlatmak zorunda kaldığı harekât bir günde ortaya çıkmadı. Suriye her zaman barış içinde yaşamayı talep ettiğimiz, ilişkilerimizi en üst seviyeye çıkarmaya çalıştığımız bir geçmişe sahibiz. Ama maalesef Suriye rejimi kendi halkıyla yürüttüğü mücadelede milyonlarca insanın Suriye'den mülteci olarak başka yerlere gitmesine, şehrin yıkımının önünü açtı.
Suriye rejimi hem kendi halkındaki meşruiyetini kaybetti hem de milyonlarca insanın Suriye’yi mülteci olarak terk etmesine, şehirlerin yıkılmasına yol açan bir yıkımın yolunu açtı. Suriye’de terör örgütlerinin mevcudiyeti bu istikrarsızlıkların sonucunda ortaya çıktı. Daha önce 2011 itibariyle, Türkiye Suriye ilişkileri en üst seviyedeyken karşılıklı güven ilişkisi içinde omuz omuza bir güven ilişkisi inşa ederken Türkiye’nin o zaman da görevde bulunan bir devlet adamı olarak söylüyorum bütün hedefimiz, gayretimiz Suriye halkıyla birlikte Ortadoğu’da büyük bir birliğin temelini dokumaktı. Hep bu mantıkla yaklaştık. O zaman da hiçbir zaman Suriye içindeki herhangi bir kesimin içinde olmamaya özen gösterdik. Ancak maalesef Suriye rejiminin kendi halkına karşı yürüttüğü acımasız savaş, bir milyona yakın insanın ölümüne yol açtı. Ve DEAŞ, PKK gibi terör örgütlerinin de Suriye’deki boşluğu kullanarak sadece Suriye halkına değil Türkiye’ye de tehdit oluşturmasına sebebiyet verdi. Bugün kahraman Mehmetçiğimiz sınır ötesine bir harekât yapmak zorunda kaldıysa bütün bu geçmişin sonunda ortaya çıkan bir tablodur bu. Dolayısıyla öncelikle Suriye’de kalıcı barışın tesisi için uluslararası toplumun ve Suriye’deki bütün tarafların ittifak ettiği bir Anayasa ve siyasal çözümün ortaya çıkması lazım. Böyle bir Anayasa, siyasal çözüm ortaya çıktıktan sonra tabii ki herkes herkesle görüşmeli, bölgede kimsenin muhatap bulma sorunu yaşamadığı bir şartı ortaya çıkması lazım. Ancak bütün bunlar ortadayken ve Suriye rejimi ile oradaki terör örgütleri, bu rejimle de iş birliği yapan geçmişte PKK-PYD ile rejim arasındaki temaslar söz konusu edildiğinde bütün bu konular askıdayken sadece tek bir tarafla görüşme suretiyle bir netice elde edilmesinde zorluklar var. Bütün taraflarla görüşülmeli, BM içinde ciddi bir barış süreci başlatılmalı, ve bu konuda da Türkiye’nin de görüşleri ile kaygıları dikkate alınarak yeni bir Ortadoğu ve Suriye perspektifi çizilmelidir. Her şeyden önce bugün Fırat’ın doğusunda başlatılan harekâtın başarıyla neticelendirilmesi lazım. İlk hedefimiz bu olmalı.
Bu harekâtın başarısı için dualarımızı paylaşırken birkaç hususa dikkat çekmek isterim; harekâtın başarısı açısından Türkiye Suriye sınırı kasabaların dahi kendi içeriden bölündüğü bir anlaşmaya dayanır. Güvenlikle ilgili bütün tedbirleri almak yanında, oradaki kardeşlerimiz, ki onlar da bu terör örgütlerinin baskısı altında inlemişleridir, onların kalbinin kazanılmasına özel bir özen gösterilmelidir. Burada yürütülen harekât ne Suriye'nin toprak bütünlüğüne ne de Suriye'deki herhangi bir toplum kesimine, hele hele Kürt kardeşlerimize yönelik olduğu intibasını vererek Türkiye'yi etnik bir çatışması haline getirmek isteyenlere karşı askeri harekâtımız yürürken bütün sivil kesimlerle görüşerek oradaki halkın tek birinin bile kalbinin kırılmamasına özen göstermek büyük önem taşır. Bu harekâtın sağlığı için önemlidir.
Uluslararası basında dikkatimi çekti; bu harekâtın meşruiyetini tartışmaya açan çevrelere karşı ciddi bir kamuoyu diplomasisinin başlatılması lazımdır. Bu harekâtın bir sonraki aşamadaki sivil barışa katkıda bulunacağına yönelik anlatıda bulunulması büyük önem taşıyor. Şu anda mesele mehmetçiğimizin kayıp vermeden başarıya ulaşmasıdır."