Ahmet Hakan: Erdoğan, Dündar ve Gül kararına nasıl uymayacak; evlerine gidip kelepçe mi takacak?

Ahmet Hakan: Erdoğan, Dündar ve Gül kararına nasıl uymayacak; evlerine gidip kelepçe mi takacak?

 

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için verilen 'hak ihlali' kararına ilişkin açıklamalarını değerlendirdi. Hakan, Erdoğan'ın "Anayasa mahkemesinin bu kararı karşısında sessiz kalıyorum, uymuyorum, saygı da duymuyorum" şeklindeki sözleri için, "Sayın Cumhurbaşkanımız, mesela ne yapacak da Can Dündar ve Erdem Gül için verilen mahkeme kararına uymamış olacak? Sabaha karşı Can Dündar ve Erdem Gül’ün evlerine mi gidecek?" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Ben biliyorsunuz yola çıkıyorum ortalık çalkalanabilir" şeklindeki açıklamasına da tepki gösteren Hakan, "Ortalık karışacak da ne olacak? Neden bulunduğu makam itibariyle ortalığın yatışmasını istemesi gereken Cumhurbaşkanımız, ortalığın karışmasını bu denli istiyor olabilir ki?" dedi. 

Ahmet Hakan'ın "Ortalık karışmazsa Cumhurbaşkanı üzülecek" başlığıyla yayımlanan (1 Mart 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Resmen ve alenen...

Bilerek ve isteyerek...

Kasten ve bilhassa...

Üzerine basarak ve haber vererek...Ortalığı karıştırmak istemiştir.

*

Bunun için yaptığı şey çok açık ve nettir:

Aklı başında herkesin “olmaz böyle şey” diyebileceği bir demeç patlatmıştır.

Bazı taraftarlarını bile derinden kaygılandıracak türde bir çıkış yapmıştır.

Hukuk devletinde hiç olmayacak bir söz söylemiştir.

Devletin en tepesindeki isim olarak mahkeme kararlarını tartışılır hale getirmiştir.

Bunu yaparken... Herhangi bir dil sürçmesi falan söz konusu değildir.

Ne dil sürçmesi! Hafiften gülümseyerek “Hadi bakalım, şimdi ortalık karışsın” demek suretiyle... Kastını açıkça ortaya koymuştur.

*

Peki ama neden?

Ortalık karışacak da ne olacak?Neden bulunduğu makam itibariyle ortalığın yatışmasını istemesi gereken Cumhurbaşkanımız, ortalığın karışmasını bu denli istiyor olabilir ki?

*

Bazıları “Canım onun her söylediği sözde bir rasyonalite aramak zorunda mısın?” diyebilir.

Bazıları “Belki bizimle eğlenmek istemiştir” diyebilir. Bazıları “Yurtdışına giderken ahaliyi meşgul edecek konuyu verip gitmek istemiştir” diyebilir.

*

Oysa mesele, bu kadar basit değildir.

*

Mesele şudur: Cumhurbaşkanımız, bilhassa 7 Haziran’dan sonra ortalığın karışmasının nasıl da işine yaradığını gördü.

Ortalık karışınca... Ahalinin “kim karıştırdı ortalığı” falan demeden “Yandım Allah” diyerek kendisine doğru koştuğunu anladı.

Ortalığın karışması durumunda, bu alternatifsizlik ortamında gidilecek tek adresin kendisinin olduğunun farkında...

İşte tam da bu nedenle... Ortalığın karışmasını istiyor, “Başkanlık sistemi falan... Ancak böyle gelir” diye düşünüyor olabilir.

*

Şimdi soru şudur:

Eğer Cumhurbaşkanı, amacına ulaşmak için ortalığı karıştırmak istiyorsa...

Saygı duymamak tamam da uymamak nasıl olacak?

MAHKEME kararına saygı duymamayı anlarım.

Hayatım boyunca o kadar çok mahkeme kararına saygı duymadım ki!

Hepsini üst üste dizsem...

İstanbul’un en yüksek binası olur.

*

Mahkeme kararına saygı duymamak tamam da...

Uymamak nasıl olacak?

*

Sayın Cumhurbaşkanımız, mesela ne yapacak da Can Dündar ve Erdem Gül için verilen mahkeme kararına uymamış olacak?

*

Ne yani?

Cumhurbaşkanı...

Sabaha karşı Can Dündar ve Erdem Gül’ün evlerine mi gidecek?

Havalı Amerikan polisleri gibi “Konuşmama hakkına sahipsiniz, söylediğiniz her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir, avukat tutma hakkınız var, eğer avukat tutacak paranız yoksa mahkeme size bir avukat tayin edecektir” diye haklarını mı okuyacak?

Sonra da bileklerine kelepçeyi mi geçirecek?

*

Vallaha bütün içtenliğimle çok merak ediyorum:

Saygı duymaması tamam da...

Uymaması nasıl olacak?"