Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Star yazarı Ersoy Dede'nin, "Ethem Sancak dediğin adam, senin gazetenin sayfalarında pek çok kez övgü almış bir işadamı. Senin de Ertuğrul’un da Ayşe Arman’ın da öve öve bitiremediğiniz bir milli sermaye sahibi. Hani senin Kanal 7’deyken, dev ekran önünde anlattığın bir Aydın Doğan var ya. E biz de oradan öğrendik kim olduğunu bu adamın" şeklindeki sözlerine yanıt verdi. "Ethem Sancak, Aydın Doğan’a o kadar yakın bir adammış ki, 'Babamsın, sen benim babamsın' diye Aydın Doğan’ın elini öpermiş" diyen Hakan, "Peki bugün durum ne? Reza Zarrab’ın servetini aklama telaşına düşen Ethem Sancak, yanında çalıştırdığı adamlara “Reza Zarrab’ın serveti, Aydın Doğan’ın servetinden daha temizdir” diye yazı yazdırıyor" ifadelerini kullandı. Ahmet Hakan, Ethem Sancak'ın, "Erdoğan'ın dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe aşık oldum. Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, "Düne kadar “Sen benim babamsın, babam” diye temenna çektiği şahıs için bugün bunu yazdırabilen bir adam, yarın öbür gün çok esaslı bir tökezleme falan olduğunda “Ben onun Şems’iyim” dediği kişi için kim bilir neler yazdırır?" diye yazdı.
Ahmet Hakan'ın "Ethem Sancak'ı nerede tanıdım" başlığıyla yayımlanan (28 Mart 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Ethem Sancak'ı nerede tanıdım
Yıllarca Kanal 7'de çalıştıktan sonra Hürriyet gazetesine geçmiştim.
Hürriyet’teki ilk günlerimde biraz asosyaldim.
Toplantılardan, açılışlardan, törenlerden, kalabalıklardan falan uzak duruyordum.
*
Hürriyet’e geçişimden aylar sonra katıldığım ilk tören, Doğan Grubu’nun İstanbul’un ünlü bir alışveriş merkezindeki mağazasının açılışı oldu.
*
Mağaza açılışında acemi, ürkek, çekingen ve dalgın bir şekilde ortalıkta dolaşıyordum ki...
Ertuğrul Özkök yanıma geldi ve yanındaki adamı bana tanıttı. Dedi ki:
“Bak, bu adamı iyi tanı... Bu adam Maocu hızlı bir komünist iken hızlı bir kapitalist olan Ethem Sancak’tır.”
-Şöyle bir gülüşüldü.
-Hayret ve şaşkınlık sesleri çıkarıldı.
-“Yav bu eski Maocular da âlem adamlar” falan diye laflar döndürüldü.
Ethem Sancak ise...
Hızlı Maoculuktan hızlı kapitalistliğe geçişiyle ilgili yapılan mavrayı, dudaklarına kondurduğu mahcup bir kıvrımla geçiştirmeye çalıştı.
*
10 yıl Kanal 7’de çalışmış, 28 Şubat’a karşı dimdik durmuş, tehditler almış, ağır cezalarda yargılanmıştım. Ama ben Ethem Sancak diye birini tanımamıştım.
*
Ne zaman ki Hürriyet’e geçtim ve Doğan Grubu’nun bir açılışına katıldım.
İşte orada tanıdım Ethem Sancak’ı...
*
Ethem Sancak’ı ikinci kez nerede mi gördüm?
Bizim gazetenin Malatya’da düzenlediği bir toplantıda.
*
Adamı hayatımda toplam iki kez gördüm: İkisi de Doğan Grubu etkinliğiydi.
*
Sonra şunu öğrendim: Ethem Sancak, Aydın Doğan’a o kadar yakın bir adammış ki... “Babamsın, sen benim babamsın” diye Aydın Doğan’ın elini öpermiş.
*
Peki bugün durum ne? Bugün durum şu: Reza Zarrab’ın servetini aklama telaşına düşen Ethem Sancak, yanında çalıştırdığı adamlara... “Reza Zarrab’ın serveti, Aydın Doğan’ın servetinden daha temizdir” diye yazı yazdırıyor.
*
Düne kadar “Sen benim babamsın, babam” diye temenna çektiği şahıs için bugün bunu yazdırabilen bir adam... Yarın öbür gün çok esaslı bir tökezleme falan olduğunda... “Ben onun Şems’iyim” dediği kişi için kim bilir neler yazdırır? Şimdiden görür gibiyim.