T24- Yazar Ahmet Hakan, Gülen cemaatiyle yakınlığıyla tanınan Zaman gazetesi yazarı Hüsyein Gülerce'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 3 avukatıyla Yalova'da buluşmasını eleştirdi. Hakan, Zaman gazetesindeki köşesinde Fethullah Gülen'den özür dileyen Gülerce'ye "sözcülük" veya "gazetecilik" sıfatlarından birini seçmeyi tavsiye etti. Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesindeki köşesinde yayımlanan yazısı (16 Aralık 2010) şöyle:
Gülerce gazeteci mi Gülen'in sözcüsü mü? Önce kıssayı anlatalım:
Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, bir gazeteci olarak Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüştü.
Ancak Öcalan'ın avukatları, bu görüşmeyi "Bir gazeteciyle temas" olarak değerlendirmeyip "Fethullah Gülen hareketinin bir temsilcisiyle temas" olarak değerlendirdiler.
Gülerce'den edindikleri izlenimleri, Abdullah Öcalan'a "Gülen Hareketi'nden edindikleri izlenim" olarak aktardılar.
Abdullah Öcalan da bu izlenimlerden yola çıkıp, "Gülen Hareketi’ne çiçek attı.
Sonra da başlıklar geldi: "Öcalan-Gülen yakınlaşması".
Başlıklar Gülen'i üzdü... Avukatı aracılığıyla yalanlama yaptı: "Kimse benim temsilcim değil. Kimse benim adıma görüşme yapamaz."
Ve en sonunda Hüseyin Gülerce, özür üstüne özür dileyen bir yazı yazdı. Fethullah Gülen'in temsilcisi olarak algılanacağını düşünemediğini söyledi. Gülen'den özür diledi... "Hareket'ten özür diledi.
***
Kıssadan hisse:Hüseyin Gülerce bir karar vermeli:
Gazeteci mi? Fethullah Gülen'in sözcüsü mü?
Bazı durumlarda "cemaat sözcüsü" sıfatına itiraz etmemek, bazı durumlarda ise "Ben gazeteciyim" diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmak olmaz.
Eğer Hüseyin Gülerce, "sözcülük" ve "gazetecilik" sıfatlarından birini seçerse, bir daha bu tür arızalarla karşılaşıp özür dilemek zorunda kalmaz.
Yoksa yine özür dilemesi kaçınılmaz olur.
***
Son sözüm bir slogan olacak: Yaşasın bağımsız, bağlantısız, misyonsuz, cemaatsiz, bagajsız, partisiz, lidersiz gazetecilik!