Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, "Yetti gayri yetti... Canımıza yetti bu parlamenter sistem" diyerek eleştirilerde bulunan 2. Abdulhamit'in torunu Nilhan Sultan'ı Prof. İlber Ortaylı'ya şikayet etti. Hakan, "İlber Hocam! Şu Nilhan Sultan’a... Ağzını doldurarak... 'Sultan... Cahil sultan... Hele hele cahil sultan' diye atarlanır mısın lütfen?" diye yazdı.
Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (3 Şubat 2017) nüshasında yayımlanan 'İlber Hoca, şu Nilhan Sultan'a ağız dolusu 'Cahil' der misiniz lütfen' başlıklı yazısı şöyle:
Abdülhamit Han’ın bilmem kaçıncı kuşaktan torunu olduğunu söyleyen Nilhan Osmanoğlu, parlamenter sistem eleştirisi yapmış.
Nilhan Sultanımıza göre...
Menderes’i parlamenter sistem astırmış.
Kenan Evren’e darbeyi parlamenter sistem yaptırmış.
FETÖ’yü parlamenter sistem palazlandırmış.
Bir şiir okudu diye Erdoğan’ı hapse parlamenter sistem attırmış.
Bunları söylüyor Nilhan Sultan...
Ardından da ekliyor:
“Yetti gayri yetti... Canımıza yetti bu parlamenter sistem.”
Nilhan Sultan’ın söylediklerinin tümü yanlış.
Bir kere... Menderes’in asılmasıyla parlamenter sistem arasında en küçük bir ilinti kurulabilecek gibi olsaydı... Burhan Kuzu Hocamız, Melih Gökçek Başkanımız ve Ak trol ordumuz hiç bu işi Nilhan Sultan’a bırakmazlar, kendileri havalandırırlardı.
İkinci olarak... Eğer 12 Eylül 1980 tarihinde Türkiye’de başkanlık sistemi olsaydı... Darbe yapmak çok daha kolay olurdu. Kenan Paşamız bir sürü partiyi kapatmakla, liderleri hapse tıkmakla uğraşmaz, sadece başkanı devirerek işini kolayca bitirirdi.
Üçüncü olarak... Sızmacılığıyla meşhur, sinsiliğiyle maruf FETÖ adlı örgüt, başkanlık sisteminde çok daha rahat çalışırdı. Parlamenter sistemde çok fazla yere sızmak için acayip vakit ve enerji harcamak durumunda kalan FETÖ, başkanlık sisteminde sadece başkanı ele geçirip çıkardı işin içinden...
Son olarak... Şiir okuyanların hapse tıkılmasının yönetim sistemiyle bir alakası yok ki! Ceberut olmakla bir alakası var. Ceberut olmayı kafaya koyduktan sonra ister başkanlık sistemi olsun, ister parlamenter sistem... Şiir okuyanı pervasızca atarsın hapse...
İlber Hocam! İlber Hocam!
Şu Nilhan Sultan’a... Ağzını doldurarak...
“Sultan... Cahil sultan... Hele hele cahil sultan” diye atarlanır mısın lütfen?
“ORASI dedemin, verin orayı bize” diyormuş Nilhan Hanım.
Bir kendini bilmez de çıkmış, “Buna Suada yerine Yozgat’ı verelim” demiş.
Hop dedim!
Bize de derler Çapanoğlu, yâr fidan boylum, Yozgat’ın tek bir çakıltaşını bile vermeyiz. Hadi Nilhan Sultan hadi! Allah versin.
Kişiye göre sistem geliştiriyorsun, geliştirme.
Kuvvetleri tek elde topluyorsun, toplama.
Kâbe’yi referanduma bulaştırıyorsun, bulaştırma.
Trump’tan bir şey bekliyorsun, bekleme.
İktidarın gözde kaymakamı iken FETÖ’den tutuklanıp hapse yollanan Kaymakam Kadir Güntepe’nin iki fotoğrafı arasındaki dört fark şöyledir:
BİR: Birinci fotoğrafta sınıflarını doğrudan geçmiş gibi... İkinci fotoğrafta okumayıp serkeşlik etmiş gibi...
İKİ: Birinci fotoğrafta alabildiğine resmi... İkinci fotoğrafta alabildiğine gayriresmi...
ÜÇ: Birinci fotoğrafta arkasına devleti almanın özgüveni içinde... İkinci fotoğrafta telaşlı bir asi...
DÖRT: Birinci fotoğrafta önüne gelene “terörist” derken... İkinci fotoğrafta kendisine “terörist” denilirken...
Nuri Pakdil görünmesini bildiği kadar, inzivaya çekilmesini de bilir.
Nuri Pakdil yüzünü Doğu’ya döndüğü kadar, Batı’ya dönmesini de bilir.
Nuri Pakdil Dede Efendi dinlediği kadar, Beethoven dinlemesini de bilir.
Nuri Pakdil Kudüs’ü sevdiği kadar, Paris’i sevmesini de bilir.
Nuri Pakdil “biat” dediği kadar, “olanak” demesini de bilir.
Nuri Pakdil bağlanmasını bildiği kadar, isyan etmesini de bilir.
Kısacası “İslamcı yazar” tarifi, yetmez karşılamaya Nuri Pakdil’i...
Bana niye laf söylüyorsunuz ki ey CHP’liler... Söyleyecekseniz gidin bu milletin kesesine 1 milyon 200 bin liralık fatura çıkaran milletvekilinize söyleyin.
Benimle niye uğraşıyorsunuz ki ey CHP’liler... Uğraşacaksanız gidin yanlış yapmış milletvekiliyle bile doğru dürüst hesaplaşamayan partinizle uğraşın. Bana niye kızıyorsunuz ki ey CHP’liler... Kızacaksanız herhangi bir krizi yönetme becerisine sahip olmayan partinizin yöneticilerinize kızın.