Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, "Aman efendim, canım efendim. Avrupa ile kavgayı iki tık azaltmalıyız. İstikrar isteyen seçmen ürküyor" dediğini iddia ettiği kişilere karşı "Ha öyle mi? Tamam. O zaman biz yine 'Ey Kılıçdaroğlu', 'Ey Kılıçdaroğlu' demeye devam edelim" dedi.
Ahmet Hakan'ın "Kapalı kapılar ardında bunlar mı konuşuluyor?" başlığıyla yayımlanan (4 Nisan 2017) yazısı şöyle:
- Aman efendim, canım efendim... Avrupa ile kavgayı iki tık azaltmalıyız. İstikrar isteyen seçmen ürküyor.
*
- Ha öyle mi? Tamam... O zaman biz yine “Ey Kılıçdaroğlu! Ey Kılıçdaroğlu!” demeye devam edelim.
*
- Aman efendim, yaman efendim... Kemal Kılıçdaroğlu’na orantısızca yükleniyoruz. Adam mağdur olacak.
*
- Ha öyle mi? Tamam... O zaman “PKK, DEAŞ, FETÖ... Bütün teröristler hayırcı” demeye devam edelim.
*
- Aman efendim, canım efendim... Bu sefer de hayırcı ılımlıları kaybediyoruz, onları kazanmamız lazım.
*
- Ha öyle mi? Tamam... O zaman “Hayırcılar da saygındır” deriz... Böylece sorunu çözmüş oluruz.
*
- Aman efendim, yaman efendim... Biraz fazla milliyetçilik yaptık galiba... Kürt oylarını almamız gerek.
*
- Ha öyle mi? Tamam... O zaman “Şivan Perwer’e bin selam” diyelim, “Millet derken Türk’ü kastetmiyoruz” diyelim, olur biter.
*
- Aman efendim, canım efendim... Bu sefer de milliyetçi oyları ürkütmüş olmaz mıyız? Zaten milliyetçi oylarda sorun var.
*
- Ha öyle mi? Tamam... Tamam... Ne yapacağımızı şaşırdık vallaha... En iyisi sen ver mehteri ver. Ver de biraz kendimize gelelim yahu.
Olay şu:
*
Siirt’te bir kitap fuarı... Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan konuşma yapıyor... Tam bu sırada salona Bakan Çağatay Kılıç giriyor kalabalık bir ekiple birlikte... Yusuf Kaplan’a yöneliyor Bakan... Elini uzatıyor... Fakat Yusuf Kaplan pek bir ters... “Abuzittin’in biri değil Yusuf Kaplan konuşuyor, adam gelir dinler” falan diyor. Bakan Bey de “Kusura bakmayın hocam, rahatsız ettik sizi” diye cevap verip hızla salonu terk ediyor.
*
İki isimle ilgili de yorumum şudur:
*
- YAZAR YUSUF KAPLAN: Konferans salonuna palas pandıras girilmesinden rahatsız olmakta haklı... Fakat bu rahatsızlığını son derece kaba, esprisiz ve nobran biçimde ifade etmesi çok yakışıksız... Hele “Ben Yusuf Kaplan’ım, Abuzittin değilim” demesi... Tam bir facia! “Ben önemli değilim, yapılan asıl dinleyicilere saygısızlık” deseydi, diyebilseydi... Çok daha hayırlı bir iş yapmış olurdu.
*
- BAKAN ÇAĞATAY KILIÇ: Bir konferansın ortasına güm diye dalınmaz... Yaptığı gerçekten yakışıksız... Buradan kırdık puanını... Fakat Yusuf Kaplan’ın o anlayışsız ve kibir dolu yaklaşımı karşısında sergilediği olgunluk, takdire değerdi. “Ne yapacaktı ki?” demeyin. O da Yusuf Kaplan gibi davranabilir, nobranlık yapabilir, bir kabalığa imza atabilir, gerginliği arttırabilirdi. Buradan verdik puanı.