Ahmet Hakan: Muhalefetin Erdoğan nefreti azalıyor, medya son dönemin en itibarlı günlerini yaşıyor gibi

Ahmet Hakan: Muhalefetin Erdoğan nefreti azalıyor, medya son dönemin en itibarlı günlerini yaşıyor gibi

 

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından "muhalif kesimin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a nefretinin azalmış olabileceğini" savundu. Hakan, "15 Temmuz’dan önceki paradigma, alenen ve resmen iflasın eşiğinde. Artık herkes yeni şeyler söylemek zorunda gibi. Muhalif kesimlerdeki Tayyip Erdoğan nefreti, gitgide eriyor gibi. Tayyip Erdoğan taraftarlarındaki muhalefet nefreti de aynı oranda azalıyor gibi. Medya, demokrasiden yana tavır alarak, sorumlu yayıncılık çizgisini koruyarak, kendi arasındaki rekabeti 'darbeye karşı kim daha fazla mücadele etti' noktasına taşıyarak... Son dönemin en itibarlı günlerini yaşıyor gibi." diye yazdı.

Ahmet Hakan'ın, "Çok yeni, çok değişik, çok güzel şeyler oluyor gibi" başlığıyla yayımlanan (25 Temmuz 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Bölünme, parçalanma, cepheleşme gibi devasa sorunlarımız sona eriyor gibi.

*

Millet, demokrasi etrafında kenetleniyor gibi.

*

15 Temmuz’dan önceki paradigma, alenen ve resmen iflasın eşiğinde. Artık herkes yeni şeyler söylemek zorunda gibi.

*

Muhalif kesimlerdeki Tayyip Erdoğan nefreti, gitgide eriyor gibi.

*

Tayyip Erdoğan taraftarlarındaki muhalefet nefreti de aynı oranda azalıyor gibi.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bütününe güven verici açıklamalar yapıyor gibi.

*

Başbakan Binali Yıldırım, halkın bütününü kucaklama konusunda başından beri tutturduğu çizgiyi daha da pekiştiriyor gibi.

*

Bakanlar, hür teşebbüsün öneminin altını çiziyor, vatandaşlara temel haklar konusunda güvence veriyor, sağduyuyu öne çıkarıyor. Her birinin ağzından bal damlıyor gibi.

*

Muhalefetin “darbe gözleyen” bir tıynette olmadığı açığa çıkmış durumda... İktidar ile muhalefet arasındaki güven bunalımı gitgide azalıyor gibi...

*

15 Temmuz’dan önce neredeyse birbirlerinin gözlerini oyacak olanlar, bugün birbirlerine kenetlenme aşamasında gibi.

*

Türkiye, itişip kakışmaktansa facialar karşısında ortak tavır almayı başarıyor gibi.

*

Sokaklarda öfkesi ön plana çıkan grupların yerini sağduyulu ve temsil gücü yüksek kalabalıklar alıyor gibi.

*

Kavgayı, çatışmayı, çekişmeyi, hesaplaşmayı, nefreti körükleyenler, gitgide daha fazla marjinal hale geliyor gibi.

*

Medya, demokrasiden yana tavır alarak, sorumlu yayıncılık çizgisini koruyarak, kendi arasındaki rekabeti “darbeye karşı kim daha fazla mücadele etti” noktasına taşıyarak... Son dönemin en itibarlı günlerini yaşıyor gibi.

*

OHAL’e hayır diyen hiçbir muhalefet üyesi, “vatan hainliği” ya da “darbe yandaşlığı” ile falan suçlanmadı, suçlanmıyor. Muhalefet artık meşru addediliyor gibi.

*

Düne kadar “çekip gideceğim buralardan” noktasında olan umutsuz ve karamsar çevrelerin yanaklarında iyimser bir gül açıyor gibi.

*

Kısacası...

15 Temmuz’dan önce birbirimizin boğazını sıkacak haldeydik.

15 Temmuz günü sonu içsavaşa gidebilecek bir büyük faciayla karşı karşıya kaldık...

Ve bugün... 15 Temmuz öncesinden bile çok daha iyi durumdayız.

*Ahmet Hakan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın