Ahmet Hakan: Peki AKP, CHP ile neyi tartışmak istiyor?

Ahmet Hakan: Peki AKP, CHP ile neyi tartışmak istiyor?

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, AKP'nin CHP ile MTV zammı, işssizliğin artması, Kuzey Irak sorunu, ABD ile yaşanan sıkıntılar gibi ekonomik ve siyasi krizler hakkında tartışmak istemediğine dikkat çekerek "Peki AK Parti, CHP ile neyi tartışmak istiyor?" diye sordu.

Hakan, "Müftü nikâhı meselesi, işte tam da bu noktada ilaç gibi gelmiş durumda. AK Parti, bayılıyor bu tartışmaya...CHP ile bu konuda karşı karşıya gelmek, AK Parti’nin zevkten dört köşe olmasına yol açıyor" dedi.

Ahmet Hakan'ın "AK Parti’nin en sevdiği tartışma: Müftü nikâhı" başlığıyla yayımlanan (18 Ekim 2017) yazısı şöyle: 

MTV zammı, ekonomide yaşanan darboğaz, işsizliğin artması, inşaat sektöründeki kriz, şaşaa ve debdebe meselesi, Kuzey Irak sorunu, ABD ile yaşanan kriz, AB ile papaz olma hali falan...

Bütün bunlar AK Parti’nin CHP ile asla tartışmak istemediği başlıklar.

*

Peki AK Parti, CHP ile neyi tartışmak istiyor?

Tabii ki inanç ve değerlerle ilgili konuları...

Çünkü orada “yüzde 70” var.

*

Müftü nikâhı meselesi, işte tam da bu noktada ilaç gibi gelmiş durumda.

AK Parti, bayılıyor bu tartışmaya...

CHP ile bu konuda karşı karşıya gelmek, AK Parti’nin zevkten dört köşe olmasına yol açıyor.

Göreceksiniz:

AK Parti, önümüzdeki günlerde gündemi tamamen bu konuya boğacak.

*

- “Vatandaşın sorunları sıralaması” yapmayan, yapamayan...

- Önemli ile daha az önemli arasındaki ayrımı bilmeyen, bilemeyen...

- Oyuna gelmekten yorulmayan, yorulamayan...

CHP ise...

Müftü nikâhı meselesine öyle dört elle sarılmış durumda ki...

Olayı kurgulayan AK Parti olsa...

Ancak bu kadarını kurgulayabilirdi.

*

İşin daha tuhaf tarafı ise şurada:

CHP...

- Bir yandan “Sırbistan’dan besmelesiz kesilmiş et getirip vatandaşa yedireceksin” diye isyan ediyor.

- Bir yandan da “Müftü nikâhını istemeyiz, müftü nikâhına geçit yok” diye feveran ediyor.

*

Ondan sonra da bana gelip “Bu AK Parti nasıl oluyor da her girdiği seçimi kazanıyor” falan diye soruyorsunuz.

Her şey kabak gibi ortada değil mi Allah aşkına?