Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugün (26 Kasım 2012) yayımlanan yazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Muhteşem Yüzyıl dizisi ile ilgili sözlerini ele aldı.
İşte Ahmet Hakan'ın yazısından bir bölüm:
“Fatih” ile hava atan, “Kanuni” ile böbürlenen, “Yavuz” ile göğsü kabaran bir “mutlak egemen”in, egemen olduğu topraklarda Kanuni’yi saray entrikalarına meze yapanların bulunmasına sessiz kalması beklenemezdi.
Fırçayı basacaktı. Bastı da nitekim. Buraya kadar şaşacak bir şey yok.
Ama şuna şaşırabiliriz:
Olacak/olmayacak her konuda racon kesmeye bu denli meraklı biri, “Muhteşem Yüzyıl” gibi racon kesmeye fena halde müsait bir alanı bunca zaman neden ihmal etti?
(...)
Gelin, hep birlikte Başbakan’ın “Muhteşem Yüzyıl”a çaktığı konuşmanın analizini yapalım.
Başbakan önce şöyle diyor:
“Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz.”
Bu cümlenin amacı, “Ortadoğu ile neden bu kadar fazla ilgileniyor” eleştirisine cevap vermek.
Fakat “at sırtında her yere giden ecdat” betimlemesini yaptığı anda Başbakan’ın aklına Muhteşem Yüzyıl’daki “saray entrikaları içinde debelenen ecdat” geliyor.
İşte bu anda kendisini eleştirenlere, “Bunlar ecdadı Muhteşem Yüzyıl’dan tanıyor” diye çıkışmak geliyor aklına.
Aklına geleni de yapıyor:
“Bunlar ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda geçmedi.”
Bunu söyledikten sonra da aklına, “Yahu bu dizi neden hâlâ yayında? Neden hâlâ kalkmadı?” soruları geliyor.
İşte bu aşamada da öldürücü yumruğunu indiriyor dizinin üstüne:
“Ben o dizinin yönetmenlerini de, o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum. Bu konuda ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyorum.”
Yani?
Öyle planlı, hazırlıklı, hesaplı, cama bakılarak yapılmış bir konuşma değil bu...
Çok iyi bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla Muhteşem Yüzyıl’ı yayınlayan televizyon kanalının sahibi Ferit Şahenk, Başbakan’ın bu çıkışına asla ve kata kayıtsız kalmaz.
Bir şey yapar.
Mutlaka yapar.
Ben kendisinden şu adımlardan birini atmasını bekliyorum:
BİR: Star’ı haber kanalına dönüştürerek diziyi yayından kaldırmak...
İKİ: Diziyi başka bir kanala üste para ödeyerek satmak...
ÜÇ: Dizideki tüm saray sahnelerini iptal ettirip dizinin tamamıyla at üstünde geçmesini sağlamak.
DÖRT: “Reytingimiz sana feda olsun ey Başbakan” tavrı koyarak diziyi iptal etmek.
BEŞ: Muhteşem Yüzyıl senaryo ekibine derhal Yavuz Bahadıroğlu ve Mustafa Armağan’ı dahil etmek...
ALTI: Star’a STV’den iki dizi transfer ederek durumu dengelemeye çabalamak.
(...)
Başbakan Erdoğan’ın “Muhteşem Yüzyıl”a çakarken ihmal ettiği bir konu var:
Ahali konusu...
Öyle ya...
“Muhteşem Yüzyıl” denilince akan suları durduran, reytingin aşıp taşmasına yol açan ahalinin ta kendisi... AK Parti’ye oy veren, Erdoğan’ı üç dönemdir seçen, “Türkiye muhafazakârlaşıyor mu?” sorusunun ortaya atılmasına neden olan bir ahali... Yönetmene, televizyon sahibine çıkışın Erdoğan’ın bu konuda ahaliye de bir çift sözü olmalı...