Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, HDP'nin Dolmabahçe ve Maçka Parkı'nda düzenlenen eş zamanlı terör saldırılarıyla ilgili olarak yayınladığı bildiriyi 'eleştirdi'. Hakan, "Keşke yayınlamasaydı bu bildiriyi HDP. Çünkü, söylenmesi gerekenleri söyleyemeyecek derecede aciz olanın susması, konuşmasından bin kat daha delikanlıcadır" görüşünü savundu.
Ahmet Hakan'ın "Bunları diyemedikten sonra bildiri falan yayınlama HDP" başlığıyla yayımlanan (13 Aralık 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
HDP bir kınama bildirisi yayınlamış.
*
Ne demiş bildiride?
*
“Güya Kürt halkının özgürlüğü için mücadele verdiğini söyleyen bu alçak örgüt, en büyük zararı Kürt halkının özgürlüğüne vurmaktadır” mı demiş?
*
“PKK’nın taşeronu TAK denilen örgüt, döktüğü kanla bizim siyasi faaliyetimizi anlamsızlaştırmaktadır” mı demiş?
*
“Katletmekten başka bir şey bilmeyen bu katiller sürüsü, her şeyden daha çok bizim siyasetimizi hedef almaktadır” mı demiş?
*
“IŞİD’in psikopat katilleri gibi bunlar da yaptıkları alçaklığa fedai eylemi falan diyorlar. Bunların IŞİD’den bir farkı yok” mu demiş?
*
“PKK’nın taşeronu TAK, ne zaman ortaya çıksa... Barış, siyaset, bir arada yaşama iradesi, çözüm en büyük yarayı alıyor” mu demiş?
*
Hayır, hayır.
Bunların hiçbirini dememiş.
*
Peki ya ne demiş?
- “En sert biçimde kınıyoruz” demiş.
- “Üzüntü duyuyoruz” demiş.
- “Acıları paylaşıyoruz” demiş.
- “Rahmet diliyoruz” demiş.
- “Geçmiş olsun” diyoruz.
Falan filan...
*
Keşke yayınlamasaydı bu bildiriyi HDP...
Çünkü...
Söylenmesi gerekenleri söyleyemeyecek derecede aciz olanın susması, konuşmasından bin kat daha delikanlıcadır.
BAZI çokbilmişler, “TAK bir sebep değil sonuçtur” falan diye analiz kasıyor.
*
TAK sonuçmuş.
Neyin sonucuymuş?
HDP’nin siyaset yapma alanının daraltılmasının bir sonucuymuş.
*
Hadi oradan be!
HDP’nin en meşru olduğu ve tarihinin en büyük oyunu aldığını dönemde de bu TAK ortaya çıkıp kan dökmedi mi?
*
Artık TAK da, PKK da...
Sonuç olmaktan çıktı, sebep oldu sebep!
BUGÜNLERDE eski Türkiye özlemi diye bir şey moda olmaya başladı.
Mesela şöyle şeyler söyleyenler var:
“Ben tüp ve gaz kuyruğunda beklemeye, 37 ekran TV ile karıncalı yayın izlemeye razıyım. Bana eski Türkiye’mi geri verin.”
*
Mehmet Metiner’in dünkü “Ben o eski beni arıyorum” başlıklı makalesini okuyunca...
“Metiner de kendi eski Türkiye’sini arıyor galiba” demeden edemedim.