T24 -
Radikal gazetesi yazarı Ezgi Başaran, çıkardıkları dergi yüzünden Devrimci Karargâh örgütüne üye oldukları gerekçesiyle tutuklanan İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü öğrencisi Deniz Küçükbumin ve Boğaziçi Tarih bölümü öğrencisi Şeyma Özcan'ın anneleriyle konuştu. Denz'in annesi: Oğlumun siyasi görüşü var ancak örgüt üyesi değil ve şiddeten yana biri değil" dedi. Başaran'ın Radikal'de "Ahmet kitaptan tutuklanır, Deniz de dergiden" başığıyla yayımlanan (13 Aaralık 2011) yazısı şöyle: Ahmet, basılmamış kitaptan hapse düşüyorsa Deniz de solcu bir derginin 6’ncı sayısını çıkarmaya niyetlenmekten pekâlâ hapsi boylar. E Deniz, öyle olunca.. Deniz’in çok sevdiği kız arkadaşı Şeyma da gazetecilik stajı yapmaya çalışmaktan, dolayısıyla bir gazeteci olma, gazeteci olursa da o solcu derginin çıkarılmasına katkı sağlama ihtimalinden tutuklanır. Normal mi? Öyleyken böyle diyelim. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Deniz Küçükbumin ve Boğaziçi Tarih Bölümü öğrencisi Şeyma Özcan geçen salı gözaltına alındı. Cumartesi gecesi Beşiktaş Adliyesi’nde nöbetçi mahkemeye çıkarıldılar. Saat 01.00 civarında tutuklandılar. Tam Hopa gençlerinin Ankara Sincan’dan salıverildiği dakikalarda. Niye tutuklandılar? Devrimci Karargâh örgütü üyesi olmak veya örgüte yardım etmek suçundan. İkisinden biri. “Deniz, siyasi görüşü olan bir çocuk evet. Ama örgüt üyesi olmak, şiddetten yana olmak.. Bunlar benim oğlumdan öyle uzak ki. Bebekken oyuncak tabancaya bile el sürmemiştir. Yüzümüzü yere düşürecek bir şey yapmaz. Ben, babası, Amerika’daki tezini yarıda bırakıp koştura koştura buraya gelen ablası.. Hepimiz arkasındayız” diyor Emine Hanım. Deniz’in son birkaç gündür karakol ve mahkeme önlerinde bekleyen annesi. Sakin ama öfkeli. Devrimci Cephe diye bir dergi var. Varmış yani. Bu vesileyle öğrendim. Kitabevlerine uğrarsanız, bulursunuz. Şu ana kadar 5. sayısına kadar basılmış. Devlet kütüphanelerinin arşivlerini incelerseniz, ilk sayılara da ulaşabilirsiniz. Meğer bu dergi Devrimci Karargâh örgütünün yayın organıymış! Yasal ve halen satılmakta olan bu derginin nasıl yasadışı bir örgütle ilintili olduğunu herhalde savcılar açıklayacaktır. Diye umuyorum. Boş boş. Deniz ve Şeyma’nın kaldığı öğrenci evinde suç delili olarak hiçbir şey bulunamamış avukatlarından aldığım bilgiye göre. Peki elde ne var avukat bey? Şudur: Deniz’in Devrimci Cephe dergisi için çalışıyor olması. E peki Şeyma? Budur: Basın davalarında tanınmış bir avukatla telefon görüşmeleri var. Şeyma avukatı arayıp ona gazetecilik stajı yapması için aracı olup olamayacağını soruyor. “Biz ailecek bütün bu süreçlerden haberdarız. Hatta fotoğraf makinesi filan da alacaktık. Ama sonra yaz okuluna kalmaya karar verdi, staj, dersleriyle çakışacak diye yapmaktan vazgeçti. Benim çalışkan güzel kızımın örgütle filan ne işi olur?” diyor Sultan Hanım. Şeyma’nın şaşkınlık içerisindeki annesi. Şeyma, Bakırköy Cezaevi’nde. Deniz, iki gün önce apar topar Tekirdağ Cezaevi’ne sevk edildi. Annelerinin bitanecik evlatları, arkadaşlarının canları.. Anneleri, üniversite öğrencilerini, onların hocalarını karşınıza alarak.. Birilerini saldığınız günün akşamı, diğerlerini içeri tıkarak.. İyi bir şey yapmıyorsunuz. Cezaevi ve mahkeme önlerinde size hiç de hoş bakmayan bir kitle oluşturuyorsunuz. Üstelik bu devirde, yaptıklarınızın dünyanın öbür ucundan da duyulduğunu bilmiyorsunuz. Ha, tarih de bilmiyorsanız, hadi devam edin, edin bakalım.