Gazeteci - yazar Ahmet Nesin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın dün (16 Nisan 2017) gerçekleştirdiği görüşmeyle ilgili olarak "Sağa koyuyorum dolmuyor, sola koyuyorum dolmuyor, anladığım kadarıyla sen bu işin altından kalkamayacaksın Erdoğan" görüşünü dile getirdi.
Ahmet Nesin'in Artıgerçek'te "Beyaz Saray'ın önünde açlık grevine başla Erdoğan!.." başlığıyla yayımlanan (17 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Sağa koyuyorum dolmuyor, sola koyuyorum dolmuyor, anladığım kadarıyla sen bu işin altından kalkamayacaksın Erdoğan. Esasında senin gibi bir diktatör olmaya çalışan birisi için "Bana ne ya!.." deyip geçmem lazım ama hep yazdığım gibi ben de bu ülkenin bir bireyi olduğumdan bunu diyemiyorum. Bütün işimi gücümü bıraktım, senin gibi birisi için çözüm bulmaya çalışıyorum, maksat vatan kurtulsun...
Hangi birini sıralıyayım, ben de şaşırdım esasında, kafamdan bir Putin geçiyor, bir Trump, tam o sırada aklıma Esad geliyor ama Esad da kurtarmıyor, Salih Müslüm'le sarayda görüşen Fransa cumhurbaşkanı Hollande geliyor. Neyse ki bu yazı yayınlandığında o cumhurbaşkanlığını bırakmış olacak ama Merkel yeniden kazanıyor gibi, yani AB'nin aldığı kararlar var. Esasında kimileyin haklısın da, hani sana göre biz yazıları 20 dakikada yazıyoruz ya, o yüzden benim bu yazıyı yazmamam lazım, çünkü bu yazı yayınlandığında sen büyük olasılıkla Trump'la görüşmeni tamamlamış olacaksın. Yani, o görüşmeden muzaffer çıkma olasılığın var yada sen ve yandaşların öyle sanıyor. Neyse. Ben yine de o görüşmenin sonunu 3 aşağı 5 yukarı bildiğimden erken yazıp geç yayınlayacağım. Yani yazıyı yazdığım şu an henüz görüşme yapılmadı ama yayınlandığında görüşme bitmiş olacak...
Herkes Trump'la yapılacak görüşmeden esasında PYD sonucu beklese de seni daha çok ilgilendiren konu Reza Sarraf konusu. İşte Trump'la yapacağın müzakerede "Vatandaşım" diyerek bize yutturmaya çalıştığın Reza Sarraf olayının pazarlığını yapacaksın. Sonucun ne olduğunu yazmama gerek yok, ABD'de mahkemeler yeni seçilen Trump'un da elini kolunu bağladılar zaten. Yapacak çok şey yok aslında, sen:
Esad iktidardan gidene,
Sınırdan bütün Kürtler çekilene,
Rojava düşene,
Mısır istediğin gibi yönetilene,
Şam'da, Emevi camisinde namaz kılana,
Ayakkabı kutuları davaları düşene ve kutular yeniden dolana,
Irak'ta Barzani senin yardımcın olana,
MİT tırları davası domates davası olarak tescillenip unutulana,
Rusya'da Putin'i devirip domates satana,
Kürtler Kart-kurt sesi çıkaran Türk olduklarını kabul edene,
Avrupa Birliği islamiyeti kabul edip seni başkan yapana,
Hollanda inekleri Amsterdam kapılarına dayanana,
Ve hatta gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen bakan Kaya Hollanda kraliçesi olana,
Sen halife olana,
PYD kendini feshedene,
İdam yasası geri gelene,
Reza Sarraf bırakılana,
ABD'de tutuklu Halk Bankası genel müdür yardımcısı ABD merkez bankası başkanı olana,
A alu ala ulada ab bup, Be beli bala bulada bap bup, hatta hepsi, Şa şalu şala şulada ŞAP ŞUP olana değin Beyaz Saray'ın önünde açlık grevine git.
Sana başka öneri düşünemedim, aklıma gelmiyor, açlık grevine git ki, demokratlığın anlaşılsın, yoksa Trump'la yapacağın, hatta bu yazı yazılmış olduğunda yaptığın ikili görüşmede "Sayın Trump'la yaptığımız görüşmede, konuştuğumuz bütün konular dışında anlaştık!.." diye bir konuşmaya tahammül edemeyeceğim...