Fethullah Gülen Cemaati’ni konu alan “İmamın Ordusu” kitabı nedeniyle tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’a şimdi de Aralık 2014’te çıkan “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabı nedeniyle dava açıldı. Kitabında eski Bakan Binali Yıldırım’a hakaret edildiği iddiasıyla hapis istemiyle yargılanacak olan Şık’ın davası ekimde.
Fethullah Gülen Cemaati’ne bağlı kadroların Emniyet teşkilatında örgütlenmesini işleyen “İmamın Ordusu” kitabı henüz tamamlanmamışken 3 Mart 2011’te Nedim Şener ile birlikte gözaltına alınıp üç gün sonra “Ergenekon örgütüne yardım” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık, şimdi de “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabı nedeniyle 2 yıl 8 ay hapisle karşı karşıya bulunuyor.
Erol Önderoğlu'nun Bianet'te yer alan haberine göre; Yıldırım’ın 6 Mart’ta yaptığı şikayetle ilgili soruşturmasını sonuçlandıran İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Mehmet Baransu’ya atfen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Köşke çıkma hesapları içerisinde “Emanetçi Başbakan” olarak Binali Yıldırım’ın düşünüldüğüne dair ifadeleri ve eski bakanın çevresine dair yatırım ve yolsuzluklarına dair iddiaların kitapta işlenmesini yargılama nedeni saydı.
Geçmişte haber ve kitapları nedeniyle “soruşturmanın gizliliğini ihlal”, “Emniyet kuvvetlerini tahkir ve tezyif”, “Askeri kuvvetleri aşağılama” gibi pek çok gerekçeyle yargılanan Ahmet Şık, 13 Ekim’de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin karşısında “Binali Yıldırım’a hakaret” suçlamasıyla çıkacak.
İstanbul Cumhuriyet savcısı Umut Tepe, 22 Mayıs 2015 tarihli iddianamesinde, AK Parti ve cemaat arasındaki ilişkilerin geçmişi be bugününü ele alan gazetecinin Ceza Kanunu’nun (TCK) 125/1-2-3(a) ve 53. Maddeler uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Şikayet, 125, 216, 267, 213, 214, 215 ve 218. Maddeleri üzerinden de yapılmıştı.
(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen,
atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı,
kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları
kullanamaz.
8978
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet,
vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen
hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında
birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis
cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına
kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması
suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının
yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya
konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık
dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya
sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün
kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat
eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya
adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek
işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada
belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya
çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret
edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde
hükümleri uygulanır.