Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, bugünkü yazısında Suudi veliaht prensi Muhammed bin Selman'ın Türkiye ziyareti üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan’ı sorumlu tutuğu ifadelerini “şimdi hatırlanmak istenmese de” diyerek hatırlatan Taşgetiren, “Hepsi doğru şeylerdi. O zaman henüz ümüğümüz sıkılmamıştı” dedi.
Taşgetiren, “sormak gerekiyor” diyerek şunları kaydetti:
“Mesela o kitleler Kaşıkçı davası’nın Suudlara devri ve cinayetin arkasında yer aldığı iddia edilen Veliaht’la kucaklaşma için ne düşünüyor olabilirler? Tamam burada bir sorun var, ama… Ya 15 Temmuz’un arkasındaki güç olarak işaretlenen Birleşik Arap Emirlikleri ile kucaklaşma için? Tamam orada da bir sorun var ama… Ya şu anda yolu döşenen darbeci Sisi ile aynı masaya oturmak ve kucaklaşmak gerekirse… Yunan Başbakanı’a yönelik zılgıtların cirmi, Adalar’ın silahlanmasını, ya da Dedeağaç’ta üs kurulmasını önler mi dersiniz? Trump’ın Rahip Brunson’u talep ederken yazdığı “Aptal olma” iğrençliğini sergileyen mektubuna onurlu bir cevap verebildik mi? Rusların 36 askerimizi şehit etmesinin cevabı, Moskova’da Putin’le görüşebilmek için kapıda bekletilmek mi idi?”
Taşgetiren, “Burada ‘ümüğümüzün sıkılması’ çerçevesinde kaydettiğimiz olaylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne kadar rahatsız olduğunu tahmin etmek zor değil. Başlangıçta çok yüksek profille konulan tavrın yere çakılması gibi bir durum, meseleyi daha dramatik hale getiriyor. Dış politikada ‘idealler’ var evet, ama realiteler de var. Realiteleri sizin ilişkilerde ortaya koyacağınız güç değerlendirmeniz oluşturuyor. Son soru: Muhammed bin Selman’ı çok mu küçümsedik acaba? Onun için ümüğümüzün sıkılması daha bir mi acıtıyor?” diye yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.