Ahmet Türk şiddete yönelik eylemleri tasvip etmiyorum

Ahmet Türk şiddete yönelik eylemleri tasvip etmiyorum

T24- DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, PKK’nın Tokat Reşadiye saldırısını üstlenmesi üzerine  yaptığı açıklamada "Yaşama hakkına, şiddete yönelik eylemleri tasvip etmiyorum" dedi. DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş da "Biz başından beri yaşam hakkı kutsal bir haktır. Nereden veya nasıl, kim tarafından yapılırsa yapılsın savunulamaz dedik. Dolayısıyla hangi örgütün üstlendiğine göre DTP’nin tavrı ve bu konudaki yaklaşımı değişmez" diye konuştu.

Türk, Meclis’te gazetecilerin konuya ilişkin sorusunu yanıtladı. Türk "Üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Geçmişteki konuşmamın arkasındayım. Yaşama hakkına, şiddete yönelik eylemleri tasvip etmediğimizi baştan beri söyledikyorum."dedi. Türk saldırıyla ilgili daha önce 1993 yılındaki 33 askerin şehit olduğu saldırıda olduğu gibi ‘provokasyon’ olduğu yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine "Üzgünüm, açık açık nereden gelirse gelsin kabul etmiyorum" diye konuştu.

Ahmet Türk 'provokasyon' demiştiSaldırının ardından partisinin grup toplantısında konuşan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, "7 askerimiz için yüreğimiz parçalandı" derken olayı provokasyon olarak nitelemişti.  Türk saldırıyla ilgili değerlendirmede bulunurken, 1993 yılında 33 askerin şehit edildiği saldırıyı örnek vererek şöyle konuşmuştu:“1993 yılında yine barışçıl bir sürecin geliştirilmesi için parlamentoda, siyasette yoğun çabalar sarf edildi ama bildiğiniz gibi, 33 askerin öldürülmesiyle, adeta bu sürece son verilmesi konusunda birileri düğmeye bastı. Bugün bu provokasyona baktığımızda gerçekten 93'leri anımsıyoruz, o dönemdeki planları, uygulamaları gözümüzün önüne getiriyoruz. Kamuoyumuzun, bunu derinden düşünmesi ve değerlendirmesini istiyoruz."'Tavrımız değişmez'

- DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş da gazetecilerin konuya ilişkin sorularına şu yanıtı verdi:"İlk andan beri yaptığımız değerlendirmeler partimizin görüşüdür. Bu görüşlerimiz hangi örgütün üstlendiğine, üstlenmediğine göre değişmez. Biz başından beri yaşam hakkı kutsal bir haktır. Nereden veya nasıl, kim tarafından yapılırsa yapılsın savunulamaz dedik. Dolayısıyla hangi örgütün üstlendiğine göre DTP’nin tavrı ve bu konudaki yaklaşımı değişmez. İlk andan beri yaptığımız açıklamalar bizim ilkesel tutumumuzdur. Bu devam ediyor. Bugüne kadarki düşüncelerimizde bir değişiklik yok. Yaşam hakkı ihlali kimin gerçekleştirdiğine göre değişen bir hak değildir. İstisnasız bir şekilde savunulması gereken kutsal bir haktır. Partimiz bu meseleye böyle bakıyor. Hepimizi üzen, üzmeye de devam eden bir olay. DTP olarak aylardır böyle bir tehlikeye dikkat çekiyoruz. Açılım dediğimiz şeyin anaların gözyaşını dindirecek ciddiyette Meclis’te siyasi partiler arasında ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bizim meselenin buraya gelmemesi için defalarca dile getirdiğimiz bir kaygımızdı. Kaygılarımız büyüdü, acılarımızla buluştu. Bütün siyasetçilerin meseleyi çok daha ciddi düşünmesi lazım. Bu partilerin birbirini suçlayarak içinden çıkabileceği bir durum değil. Bu ülkenin 25 yıldır yaşadığı acı deneyime Tokat’ta bir acı deneyim daha eklenmiş oldu. Bir daha yaşanmaması için neler yapabiliriz buna bakmak lazım. Umut ediyoruz ki gelişmeler, çatışmaların boyutlanmasına doğru gitmez. Bunun olmaması için DTP olarak çaba sarfetmeye devam edeceğiz." Bir soru üzerine DTP’nin daha önce yaptığı çağrılar olduğunu, operasyonlar dursun, örgüt de eylem yapmasın dediklerini belirten Demirtaş, bu çağrılarının hala güncelliğini koruduğunu kaydetti. Demirtaş, "Aslında ne kadar acil ve önemli bir çağrı olduğu görülüyor. Bu tür yaşam hakkına kasteden eylemler asla yaşanmamalıdır. Bunun en azından anaların acısının, anaların bu konudaki masumiyetinin kutsallığının gözetilerek herkes tarafından dikkate alınması lazım." diye konuştu. Demirtaş, PKK’nın saldırıyı 3 gün sonra üstlenmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise "Bilemiyoruz bu işin altından ne çıkar, yıllar sonra başka bir şey çıkar mı? Sonuç itibariyle örgüt üstlenmiş durumda. Siyasal sonuçları da 33 asker olayına benzer mi benzemez mi, siyasetçilerin elinde. Şu anda top siyasetçilerde. 33 asker olayı barışa doğru giden bir süreci kesmişti. Şimdi siyasetçiler bunun 33 asker olayına dönüşmemesi için daha fazla görev üstlenmelidir. Daha sonra başka bir açıklama mı yaparlar, kendi içlerinde başka bir soruşturma, araştırma mı yaparlar bilemiyorum. Sonuç itibariyle ortada 7 acılı anne baba ve acılı 72 milyon insan var" dedi.

AKP'NİN İLK YORUMU 

AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik, Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesinin 3 gün sonra üstlenilmesinin soru işaretleri doğurduğunu söyledi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesini PKK'nın üstlenmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, kimden gelirse gelsin ve kime yönelik olursa olsun terörün her çeşidini kınadıklarını ve lanetlediklerini vurguladı.21. yüzyılda terör ve şiddetin, insanların kendini ifade etme biçimi olmaması gerektiğini kaydeden Çelik, ''Terör ve şiddet artık sorun çözme aracı olmamalı'' diye konuştu.Olayın, üzerinden 3 gün geçtikten sonra üstlenildiğine dikkati çeken Çelik, şunları söyledi:''Olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra üstlenmesi soru işaretleri içeriyor. PKK, bugüne kadar bu tür saldırıları hemen üstleniyordu. Ama 3 gün beklenmiş olması bazı soru işaretleri doğuruyor. Temenni ederiz ki failler yakalanır ve işin derinlemesine soruşturması yapılır, arka planının daha açık şekilde öğreniriz. Yapanların kim olduğu elbette önemlidir, ama olayın olması bile kendi başına milletimizi yasa boğmuştur.''

PKK’nın Tokat’taki saldırıyı üstlenmesini değerlendiren AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, saldırıyı Devlet tarafından gerçekleştirildiği iddialarını gündeme getiren DTP’ye sert tepki göstererek, "DTP bunu nasıl izah edecek doğrusu merak ediyoruz" dedi. Saldırı ile ilgili son gelişmeleri ANKA’ya değerlendiren Canikli, DTP sözcülerinin menfur olaydan sonra saldırının PKK tarafından değil, devlet tarafından yapıldığı iddialarını gündeme taşımalarını esefle kınadığını söyledi. DTP’lilerin, bu şekilde kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmek istediğini kaydeden Canikli şöyle dedi: "Bu konuya asıl açıklama getirmesi gereken DTP sözcüleridir.

DTP bunu nasıl izah edecek. Burada PKK’nın saldırıyı üstlenmesinin hiç önemi yok. Bu saldırının asıl sonucunu güvenlik üst düzey mercilerinin ortaya çıkaracağı bulgulardır. Ancak, burada ilginç bir durum vardır. DTP, ilginç bir suçlama ortaya attı ardından, PKK bu saldırıyı üstlendi. DTP, burada kamuoyunu yanlış yönlendirerek, dikkatleri nereye çekmek istedi asıl bu şekilde yorumlamak lazım. DTP’nin iddiaları havada kaldı." AKP Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen de, bu eylemin aslında sadece "Demokratik Açılım" sürecine yönelik değil, aynı zamanda DTP’yi de kapatmaya yönelik bir eylem olduğunu öne sürdü.Ekmen, "Terörün şiddet uygulayarak, siyaseti ve çözümü bir tehlike olarak görüyor. Bu eylemler açılım konusunda AKP’nin kararlılığına gölge düşürmeyecek. Aksine kararlılığını artıracak" dedi.

SALDIRIYI PKK'NIN ÜSTLENMESİNE TEPKİLER

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, hükümet üyeleri ve DTP’nin ‘provokasyon’ olarak nitelendirdiği Tokat Reşadiye saldırısını PKK’nın üstlenmesini "Buna provokasyon diyenler gerçek provokatörlerdir" şeklinde değerlendirdi.MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan "Provokasyon diyorlardı şimdi PKK açıkladığına göre PKK provokasyonu diyecekler, bir çıkış yolu bulacaklar" diye konuştu.CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, hükümet üyelerinin ‘provokasyon’ dediği Tokat Reşadiye saldırısıyla ilgili PKK’nın açıklamasını "PKK’nın açıklamasıyla olay gün ışığına çıktı. Zaten herkes bu menfur saldırının PKK tarafından yapıldığını biliyordu. Peki başta Sanayi Bakanı, Başbakan Yardımcısı; bu saldırının sanki nemenem olduğu belli olmayan açılımın sabote edilmesi için yapıldığını, söylüyorlardı. Asıl bu saldırıya provokasyon diyenler gerçek provokatörlerdir."sözleriyle değerlendirdi.-"ŞİMDİ DE PKK PROVOKASYONU DİYECEKLERDİR"

MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ise Tokat saldırısıyla ilgili ‘Ergenekon terör örgütü bu işi yaptırdı’ gibi bir takım ima ve yorumlar olduğunu hatırlatarak  şöyle konuştu:"PKK’ya karşı yapılması gereken mücadeleyi yapmayan iktidar kendi uyguladığı politikanın doğruluğu noktasında bir psikolojik harekat başlatmıştı. Bu psikolojik harekatlarının yalanı ortaya çıktı. Öncelikle terör örgütünün verdiği mesajın ne olduğunu iyi yorumlamaları gerekir. PKK’nın verdiği mesaj da çok önemli; ‘Biz canlıyız diriyiz, başbakan İmralı’yı dikkate almadan bu konuları götürmek isterse bu iş olmaz. Amerika’yla falan bu işi halledemezsiniz, bizimle halledin’noktasında bir mesaj veriyor. 13 yıldır terör yapmadıkları bir bölgede yapıyorlar. Bu da enteresandır. Şimdi buna provokasyon diyenlerin provokasyonun nasıl bir provokasyon olduğunu açıklamaları gerekir. Oradaki provokasyondaki amaç bunu PKK yapmadı başkaları yaptı noktasındaydı. Şimdi PKK açıkladığına göre herhalde diyecekler ki; PKK provokasyonu. Bir çıkış yolu bulacaklardır. Onların ne diyeceğini ben de merak ediyorum"