Melis KARAKUZULU/İZMİR, (DHA)- İZMİR’in Kemeraltı Çarşısı’ndaki atölyesinde sadece bıçak ve iskarpela kullanarak ahşaptan insan yüzleri, heykeller, aksesuarlar, biblolar, bıçak sapları yapan Şevki Köse, doğayı sanata dönüştürüp hayatın içine katıyor.Kemeraltı Çarşısı’ndaki atölyesinde 13 yıldır ahşaptan heykeller, aksesuarlar ve biblolar üreten Şevki Köse (51), doğayı sanata yansıtıyor. Ağacın doğal bir malzeme olmasının kendisini etkilediğini belirten Köse, konularını tarih, mitoloji ve kendisinde iz bırakan etkileyici insanların yüz ifadelerinden alan ahşap heykelleri üretiyor. Sadece bıçak ve iskarpela kullanarak el işçiliği ile ortaya koyduğu sanat eserlerinin satışını yapan Köse, sergiler de düzenliyor.Şevki Köse, lazer kesim işiyle uğraşan Oruç Özdinç, demirci ustası Süleyman Akdemir ve İzmir\'in son fıçıcılarından Yaşar Çan ile ortak işlerini insanlara sunabilmek adına kurdukları marka ile de üretimlere devam ederek, ürünlerini yurt dışına ihraç etmeyi planlıyor.Oymacılığa oğluna oyuncak yapma isteği ile başladığını anlatan Şevki Köse, şöyle konuştu:\"13 yıldır atölyemde yontu tekniği ile daha çok heykel ve dekorasyon ürünü çalışmaları yapıyorum. Mekana görsel zenginlik katacak birtakım çalışmalar yapmaya çalışıyorum. Doğal malzemelerden çok uzaklaştığımızı düşünüyorum. Ağaç da insan da doğanın bir parçası, bunu son zamanlarda unuttuk. Algılarımız ve zevklerimiz değişti. Nelerden hoşlanacağımızı, neyi beğeneceğimizi bile başkaları belirliyor artık. Her şey fabrikasyon oldu. Doğal malzemeleri hayatımızın içine almayı unuttuk. Ben de doğayı hayatın içine daha çok katmak için ağaçlarla uğraşıyorum. Her parça, her ağaç farklı. Ağaç kesildikten sonra da bu eserlerde yaşamaya devam ediyor. Benim çabam hayatımızda yer alan şeylerde özgünlük katmak, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği çalışmalar ortaya koymak.\"DOĞA, SANAT ESERLERİNDE YAŞAMAYA DEVAM EDİYORSanatın bir yere hapsedilmesindense günlük hayatın içine dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Köse, sözlerini şöyle sürdürdü:\"Daha çok iç mimarlarla, mekan tasarımı yapan insanlarla birlikte çalışarak bunları daha çok hayatımızın içine sokmalıyız diye düşünüyorum. Günlük hayatta kullandığımız basit objelere bile sanatsal dokunuşlar yapabiliriz. Özgün tasarımlı ağaç heykeller, duvarlara, aynalara, raflara başka bir boyut kazandırıyor. Sanat hayatımızın ne kadar içinde olursa, o kadar iyi hissederiz, bakış açımız, birbirimize olan davranışlarımız bile değişir. Yaptığımız işleri insanlarla ancak sergiler aracılığıyla buluşturabiliyoruz. Geçen ay Alaçatı’da tasarımcı bir arkadaşımla beraber ağaç heykellerle hazırladığımız aynalarla bir sergi açtık, aldığım tepkiler beni çok mutlu etti. Bu gibi çalışmalarla sanat, dekorasyonla buluşuyor ve günlük hayatın içinde dokunduğumuz, hissettiğimiz her şeyde yer alabiliyor.\"Köse, her ağacın bir karakteri olduğundan ve hepsinin dokusunun ayrı olduğundan söz ederek, \"İnsanların ağaca dokunup bu farkları hissedebilmesi gerekiyor. Fakat insanlar ulaşımı kolay ve ucuz olduğu için plastikten, fabrikasyon ürünleri tercih edebiliyor. Fakat o ürünlerin hiçbir ruhu olmuyor. Çünkü tamamen makinenin yaptığı ve birbirinin tekrarı olan objeler. Benim yaptığım ürünler el işçiliği ile oluştuğu için her biri birbirinden farklı ve tek\" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI