AİHM, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasını nasıl değerlendirdi?

AİHM, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasını nasıl değerlendirdi?

Anayasa Mahkemesi’nin 11 Ocak’ta ‘hak ihlali’ gerekçesiyle tahliyelerine hükmettiği Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın birinci derece mahkemelerce tahliye edilmemesi, AYM’nin bireysel başvurular için ‘iç hukuk yolu’ olarak kabul edilmemesi ihtimalini de gündeme getirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu ihtimale dair ifadeleri, Mehmet Altan ve Şahin Alpay'ın başvurularına ilişkin olarak aldığı iki kararda da kayda geçirdi.

AİHM'nin Alpay ve Altan’ın bireysel başvurularına dair bugün (20 Mart 2018) açıkladığı kararlarda, “AYM’ye bireysel başvuru hakkının ‘etkililiği/geçerliliği’ konusunda ciddi kaygılar bulunduğuna" dikkat çekildi. Mehmet Altan 12 Ocak 2017, Şahin Alpay da 28 Şubat 2017 tarihinde AİHM’ye başvurmuştu. AİHM bu iki başvuruyu 13 Haziran 2017 tarihinde Türk hükümetine bildirmiş ve davacıların “iç hukuk yollarını tüketip tüketmediklerini” sormuştu. Hükümet, AİHM’ye gönderdiği yanıtta davacıların AYM önündeki başvurularının incelenmekte olduğu ve bu inceleme sonuçlanmadan AİHM’nin karar vermemesi gerektiği görüşünü paylaştı. Alpay ve Altan’ın 11 Ocak’ta haklarında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karara rağmen, 13. ve 26. Ağır Ceza mahkemeleri kararlarıyla tutukluluklarının devam etmesini değerlendiren AİHM, bugün yayınladığı kararlarda, yaşananların “tutukluluk konusunda Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurunun çözüm olarak etkililiği konusunda ciddi şüpheler oluşturduğunu” belirtti. Kararda, AYM’nin bireysel başvurularda iç hukuk yolu olarak kabul edilmesine dair şu değerlendirmelere yer verildi:  "Mahkeme, yine de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmanın Anayasa’nın 19. maddesi altında bireysel özgürlüklerinden mahrum bırakılmış kişilerden gelen başvurular karşısında etkili bir çözüm olduğu yönündeki daha önceki bulgularından ayrılmak niyetinde değildir (Koçintar, § 44). Bununla birlikte,  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 5. maddesi kapsamında Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuru sisteminin etkililiğini, -özellikle de AYM kararlarının bağlayıcılığı kapsamında birinci derece mahkemeleri, bilhassa da ağır ceza mahkemelerinde yaşanan son gelişmeler ışığında- değerlendirme hakkını saklı tutmaktadır. Bu bağlamda, bu çözüm yolunun hem teoride hem de pratikte etkili olduğunu kanıtlamak hükümete düşmektedir.” 

"Anayasa Mahkemesi kendini kurtardı"

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'in “AYM kararlarına saygı gösterilmezse bu mahkemeye yapılan başvuruların tamamı doğrudan AİHM’ye gelir. AİHM, AYM’nin artık etkili bir iç hukuk yolu olmadığı sonucuna varırsa bu dosyalar hakkında karar verir” açıklamasının ardından AYM, Şahin Alpay’ın yaptığı ikinci başvuruyu ‘ek’ olarak gündemine alarak ikinci kez ‘hak ihlali’ kararı vermişti. Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen de T24’e yaptığı değerlendirmede şunları söylemişti:  "Anayasa Mahkemesi, AİHM’e karşı kendini korudu. Alt mahkeme tarafından kararın tanınmaması yüzünden AİHM, 'AYM’ye bireysel başvuru bir iç yargı yolu olarak etkili olmaktan çıkmıştır' diyebiliyordu.  Böyle bir tehlike vardı. Bunu önlemeye çalıştı."