AİHM KARARININ UYGULANMASI İÇİN BAŞVURU İSTANBUL (A.A)

-AİHM KARARININ UYGULANMASI İÇİN BAŞVURU İSTANBUL (A.A) - 17.01.2011 - Uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen gazeteci-yazar Hrant Dink'in ailesinin avukatları, Dink cinayetindeki ihmaller nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin(AİHM) verdiği kararın işleme konulması ve cinayette ihmali olan kamu görevlileri hakkında soruşturma açılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yaptı. Dink ailesinin avukatları, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe sundu. Öldürülen gazeteci Hrant Dink'in eşi Rahil (Rakel) Dink, çocukları Delal, Sera ve Arat Dink ile kardeşi Hasrof Dink'in ''şikayetçi'', aralarında dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da olduğu 31 kişinin de ''şüpheli'' olarak yer aldığı dilekçede, Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından İstanbul ve Trabzon Emniyet Müdürlükleri ile Trabzon Jandarma Komutanlığı görevlilerinin Dink'in öldürüleceğini bildikleri halde cinayetin önlenmesi konusunda gerekli tedbirleri almadıkları ve Dink'in yaşamını koruma yükümlülüğünü yerine getirmedikleri ifade edildi. İhmallerle ilgili yapılan suç duyurularından bir sonuç alınamaması nedeniyle şikayetçilerin başvurmak zorunda kaldıkları AİHM'in, Türkiye aleyhine hem usul hem de esas açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. ve 13. maddesini ihlal ettiği yönünde karar verdiği hatırlatılan dilekçede, AİHM'in Hrant Dink cinayetindeki sorumluları ve sorumluluklarını tespit ettiği, iç hukukta etkili bir soruşturma yürütülmediğine karar verdiği ve AİHS'in 46. maddesine göre yeniden soruşturma açılması yükümlülüğü getirdiği vurgulandı. AİHM'in davayla ilgili karar metninde yer alan açıklamalara yer verilen dilekçede, şüphelilerin Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314. maddesine göre, örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmasalar bile örgüte bilerek ve isteyerek yardım edenler gibi cezalandırılması ve şüphelilerin eylemlerinin veya eylemsizliklerinin, cinayeti bizzat işlemekle yargılanan faillerin eylemlerini kolaylaştırıp kolaylaştırmadığının tartışılması gerektiği ifade edildi. -''HABERAL'İN SORUŞTURMASI EMSAL TEŞKİL EDİYOR''- ''Şüpheliler, cinayetten önce yalnızca faillere yardım etmekle kalmamış, cinayetten sonra da bu fiillerini ve cinayetin gerçekleşmesindeki rollerini gözlerden gizlemek, cinayetin gerçek faillerinin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla başka suçlar da işlemişlerdir'' denilen dilekçede, ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal'ın mahkemeden gizlendiği iddia edilen sağlık raporuyla ilgili soruşturma kapsamında, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Erhan Kansız'ın, sağlık raporunu gizlediği gerekçesiyle  ''terör örgütüne yardım etmek'' suçundan tutuklanmasının bu soruşturmaya emsal teşkil ettiği de belirtildi.    Dilekçede, şüpheliler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca gerekli soruşturmanın yapılarak, sorumluların Türk Ceza Kanunu'nun 83, 314, 220, 204 ve 39. maddeleri gereği cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılmasına karar verilmesi talep edildi.