AİHM, Kürtçe eğitim başvurusunu öncelikli olarak ele alacak

AİHM, Kürtçe eğitim başvurusunu öncelikli olarak ele alacak

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), anadilde eğitim için Türkiye’den yapılan başvuruyu öncelikli olarak ele alacak. Başvuruyu Kürtçe ve Türkçe olarak yapan avukat Erhan Ürküt, “AİHM, belgelerin 28 Nisan 2016’ya kadar ulaşması halinde dosyayı öncelikli olarak ele alacaklarını tebliğ etti” dedi.

Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde altı sene önce açılıp 5 Ekim 2015 tarihinden itibaren Kürtçe eğitim veren Ali Erel Eğitim Destek Merkezi, 1 Şubat’ta çalıştırma ruhsatı olmadığı gerekçesiyle Diyarbakır valiliği tarafından kapatılmıştı. 12 Şubat’ta yürütmeyi durdurma talebiyle açılan dava, yerel mahkemenin karar vermemesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştı. Anayasa Mahkemesi’nden de karar çıkmaması üzerine dosya, AİHM’e götürülmüştü. Avukat Erhan Ürküt, okulun kapatılmasının ardından HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak’ın yanı sıra Ali Erdemirci ve Arin Zümrüt Karakoyun adına AİHM’e hem Kürtçe ve hem Türkçe dilekçeyle başvuruda bulunmuştu.

Diken’den Burcu Karakaş’ın haberine göre, AİHM, dosyaya ilişkin belgelerin 28 Nisan’a kadar gönderilmesi halinde dosyanın öncelikli olarak ele alınacağını bildirdi. AİHM’e yapılan başvurularda dosyanın yargıcın önüne 5 yıl içerisinde yargıcın önüne gittiğini söyleyen Diyarbakır Barosu’ndan avukat Erhan Ürküt, “Dosyaya öncelik tanınması önemli bir gelişme. Bu durumda daha erken sonuç alınacaktır” dedi.

"Kürtçe eğitimin kanunda cezası yok"

 

Başvurucunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre bazı haklarının ihlal edildiği savunulan dilekçede, ifade özgürlüğünün sınırlanmasında, keyfiyetçi uygulamalara Türk hukukunda sık rastlandığı iddia edilirken şöyle denildi

 "Başvurucular, Ali Erel Eğitim Destek Evini yetkililerin gözetiminde ve kamuya açık bir yerde eğitim-öğretim faaliyetleri kapsamında kullanmakta ve yurttaşların ana dillerinde eğitim ve öğretim yapmaktadır. Ancak eğitim ve öğretim sezonun tam ortasında keyfi bir uygulamayla okul kapatılmıştır. 25 milyon yurttaşın ana dili olan Kürtçe'de eğitim yapılması herhangi bir kanunda ceza olarak yer almamaktadır. Bu durum açık ihlal oluşturmaktadır. Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini, dili ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir. Kürtçe mahkemelerde bile Kürtçe ifade vermeyi ücretini ödemek koşuluyla tercüman aracılığıyla yapabiliyor. Türkiye'de Kürtçe eğitim halen tartışma konusuyken birçok batılı ülkede çok düşük nüfuslu azınlıklar kendi dillerinde eğitim haklarına sahipler. AİHM içtihatlarına bakıldığında, anadilde eğitimin bir hak olarak değerlendirilmediği görülmektedir. Mahkeme, eğitimde ebeveynlerin dini ve felsefi inançlarına saygının bir hak olarak tanındığını, ancak bunun resmi dil dışındaki belli bir dilde eğitim görme hakkını içermediğini belirtmektedir. Türkiye'de Kürtçe'nin sadece özel öğretimi mümkündür. Şu gerçek vurgulanmalıdır ki; Kürtçe özel eğitim kurumlarında bile bir anadil olarak öğretilememektedir."

 

Diyarbakır Barosu avukatı AİHM'e Kürtçe başvuruda bulundu

 

Bu haber Diken'de yayımlanmıştır