AİHM'de sıra Akın Atalay'da

AİHM'de sıra Akın Atalay'da

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yazarlar Mehmet Altan ve Şahin Alpay'ın başvurularında Türkiye’yi özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmekten suçlu bulmasının ardından gözler Cumhuriyet davasında vereceği karara çevirildi. 

Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon sonucu 12 kişinin tutukluluğu ile başlayan sürecin ardından  yaşanan tahliyeleri AİHM’e bildirdi.

Cumhuriyet'ten Dugu Güvenç'in haberine göre, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ile muhabir Ahmet Şık’ın tahliye edildiği 9 Mart tarihli duruşmanın tutanakları da Adalet Bakanlığı tarafından önceki gün AİHM’e gönderildi. Cumhuriyet’in AİHM’e yaptığı başvuru Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun adıyla anılıyordu. Sabuncu ile birlikte uzun süre tutuklu yargılanan yazarlar ve yöneticiler Akın Atalay, Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Kara, Musa Kart, Güray Öz ve Bülent Utku, AİHM’e başvuruda bulunmuş, mahkeme de dosyaya öncelik vereceğini açıklamıştı.

Operasyon daha sonra da Ahmet Şık ile devam etmiş, Şık da kendi adıyla AİHM’e başvurmuştu. AİHM’in ihlal kararını yinelemesi bekleniyor. Hükümet ise bu süreçte gerçekleşen tahliyelere yönelik olarak mahkemeyi sürekli bilgilendiriyor. Bu çerçevede, son bilgilendirme ise Alpay ve Altan kararının çıktığı 20 Mart’ta yapıldı. Bakanlık, mahkemeye Sabuncu ve Şık’ın tahliye olduğunu iletti.

Gazetecilerin haklarının ihlal edildiğini belirten ve serbest kalmaları gerektiğini açıklayan AYM kararının uygulanmamasını memnuniyetle karşılayan hükümet, Cumhuriyet davası için AYM’nin kararının neden uygulanmadığına yönelik görüş hazırlıyor. AİHM, hükümete 10 Nisan’a kadar süre verdi. Alt mahkemelerin AYM’ye direnmesi gerektiğini ilk olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dündar-Gül kararının ardından dile getirmişti. AYM’nin son kararının ardından ise Hükümet Sözcüsü Bekir bozdağ, “AYM, anayasa ve yasaların çizdiği sınırı aştı” diye yorumlamıştı. Altan ve Alpay kararında ise AİHM, alt mahkemelerin AYM kararını uygulamamasını “iç hukukta bireysel başvurularda etkili telafi yoluyla ilgili ciddi şüpheleri” artırdığını ve “bireysel başvuru sisteminin etkinliğini gözden geçirme hakkını saklı tuttuğunu” açıklamıştı. AİHM kararında ayrıca etkili telafinin teori ve pratikte olup olmadığını kanıtlama sorumluluğunun Türk hükümetinde olduğu belirtmişti.