T24- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihi bir kararla Kıbrıslı Rumların açtığı mülkiyet davalarında öncelikle KKTC'deki Taşınmaz Mal Komisyonu'na (TMK) başvurulmasına hükmetti. Mahkeme bu kararıyla 1500'den fazla Rum Mülkiyet davasını gündeminden düşürürken, davacıların iç hukuk yollarının tamamlanması için KKTC'deki Taşınmaz Mal Komisyonu'nu adres gösterdi. Kararı "Yürütülen doğru politikaların zaferi " olarak niteleyen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, mahkemenin verdiği kararla Kıbrıs sorununda mülkiyet başlığınının çözümünü sunduğunu belirtti.AİHM, KKTC'de mülkiyet meselelerini ele almak için kurulu olan tanzim komisyonlarının "etkin bir iç hukuk yolu" olduğuna hükmetti. Böylelikle, artık Kıbrıslı Rumlar, Türk kesiminde kalan mallarıyla ilgili davaları AİHM'e taşıyamayacak. Bir diğer deyişle AİHM, bekleyen 1,500 dava için de kapıyı kapadı ve Rumların KKTC'de faaliyet gösteren Taşınmaz Mal Komisyonu dışında gidebilecekleri başka bir yer kalmadı.Karar 3'e karşı 14 oyla alındıAİHM, KKTC’de kendi istediği ışığında 2005 yılında çıkarılan bir yasayla oluşturulan TMK’yı Kıbrıslı Rumların mülkiyet başvuruları için etkin hukuk yolu olarak resmen kabul etti. Bu konuda “Demopulos ve diğerleri” adını taşıyan pilot davayla ilgili kararını bugün açıklayan AİHM, TMK’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında fiilen işlev gören bir iç hukuk organı olduğuna hükmetti. Karar, AİHM’nin 17 yargıçlı Büyük Dairesi tarafından, 3’e karşı 14 oyla alındı.
AİHM’nin gerekçeli kararında, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulmasına temel oluşturan 2005 tarihli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yasasının Kıbrıslı Rumların mülkiyet iddiaları için kabul edilebilir ve fiili bir iç hukuk yolu oluşturduğu not ediliyor. AİHM'ye başvuran Kıbrıslı rumların henüz bu iç hukuk yolunu tüketmedikleri, bu nedenle de Strasbourg Mahkemesine yaptıkları dava başvurusunun reddedileceğine hükmedliyor.
Rum yönetimi için bozgunKarar, Kıbrıs Rum Yönetimi açısından gerek hukuksal gerekse siyasal planda bozgun anlamına geliyor. Açıklanan kararla ilgili davada müdahil taraf olan Rum Yönetimi, 18 Kasım Çarşamba günü Strasbourg’da yapılan duruşmada, Türkiye’yi adada “etnik temizlik” yapmakla suçlamış ve TMK’yı Kıbrıslı Rumları “rüşvetle satın almak” için yaratılmış bir mekanizma olarak tanımlamışlardı.
Taşınmaz Mal Komisyonu nedir?Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), AİHM'nin 22 Aralık 2005 tarihinde verdiği Xenides-Arestis mülkiyet kararı çerçevesinde, KKTC makamları tarafından kurulan ve Nisan 2006'dan bu yana faaliyet gösteren bağımsız bir organ. TMK, Rum yönetimi vatandaşlarının mülkiyet konusundaki taleplerini dostane çözümle sonuçlandırmak ve Rumların Kuzeydeki mülkiyet iddialarına kesin bir çözüm getirmek amacıyla faaliyet gösteriyor. TMK'nın hükmettiği tazminatların ödenmesinden sonra Rum vatandaşlarının Kuzeydeki mülkleri üzerinde herhangi bir hak veya yetkileri kalmıyor. TMK'ya bugüne kadar Rumlar tarafından 450'yi aşan başvuru yapıldı. Başvurulardan 100'e yakını dostane çözümle sonuçlandırıldı. Sınırlı sayıda bazı başvuru sahiplerinin taşınmazlarının iade talebi de karşılandı. TMK, bugüne kadar sonuçlanan başvurulara ilişkin olarak yaklaşık 40 milyon Sterlin tutarında tazminat ödeyerek, kamulaştırma yaptı. Öte yandan, Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs'ta bulunan mallarıyla ilgili olarak halen benzer bir çözüm mekanizması bulunmuyor. Rum Yönetimi'ndeki Kıbrıs Türklerinin malları, halen Vasilik Yasası altında tutuluyor. Bu yasa çerçevesinde, Kıbrıslı Türklerin Rum yönetimindeki mallarına ulaşmaları ve bu malları kullanmaları engelleniyor. Kıbrıs Türklerinin Rum yönetimindeki mülkleri için AİHM'ye yaptıkları başvurular da bulunuyor ve bu başvurular da işleme konmaya başlandı.Orams kararıyla kıyaslamaDiplomatik kaynaklar, TMK'nın etkinliğine ilişkin bu kararın, 19 Ocak 2010 tarihinde İngiliz İstinaf Mahkemesi tarafından açıklanan Orams kararının sağlam bir temele oturmadığını ortaya koyduğunu belirtiyorlar. Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın (ABAD) tavsiyesi doğrultusunda alınan Orams kararının, Rum yönetimi mahkemelerinin Kıbrıs'taki mülkiyet sorununa ilişkin aldığı kararların diğer AB üyesi ülkelerde de uygulanması gerektiğini hükme bağladığını hatırlatan aynı kaynaklar, Orams kararının, mülkiyet iddiası bulunan Rum yönetimi vatandaşlarının haklarını öncelikle KKTC'deki iç hukuk yollarını kullanarak TMK'da aramaları gerektiğini teyit eden bu son AİHM kararıyla çelişkili hale geldiğine dikkati çekiyorlar. "AİHM kararı etkinlikle uygulanabilir bir karar iken, Orams kararının tam olarak uygulanması mümkün değildir. Avrupa hukuk sistemi içinde aynı alanda iki çelişkili karar çıkması kayda değerdir" yorumunda bulunan kaynaklar, Orams kararının halen İngiltere Yüksek Mahkemesi'nde temyiz aşamasında olduğunu da hatırlattılar.Türkiye ödüyorKKTC'nin uluslararası arenada tanınmaması ve AİHM'in KKTC'yi "Türkiye'nin etkin ve fiili kontrolü altındaki bir bölge olarak kabul etmesi" nedeniyle, Taşınmaz Mal Komisyonu Türkiye'nin mahkeme yetkisiyle kararlar alıyor."Mahkeme" statüsündeki Komisyonda iki Avrupalı yetkili görev yapıyor.Komisyon bugüne kadar Türkiye adına 105 Rum'un başvurusunu sonuçlandırdı ve 65 milyon dolar ödedi. Komisyonun karar verdiği tazminatları da Türkiye ödüyor. Rumlar, kararları kabul etmezse yine AİHM'e gidebiliyor. Türkiye bu yöntemle Rum davalarına karşı zaman kazanmış olacak.Cumhurbaşkanı Talat'ın değerlendirmesiKKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, kararı NTV’ye değerlendirdi.
Kararın ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü aradığını belirten Talat, “Kararı kendisiyle paylaşmak istedim. Sayın Gül’ün büyük teşviki olmuştu. Bu sonucun alınmasında kendisinin büyük katkısı oldu” diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, “Bu tarihi ve çok önemli bir karar. Yürüttüğümüz doğru politakanın zaferidir. Referandum öncesi ve sonrasında izlediğimiz politika, aynı zamanda Türkiye’nin desteklemesi sonucu ortaya çıktı” dedi.
Alınan kararın müzakereleri etkileyeceğini ifade eden Talat, şöyle konuştu: “Müzakerelerde kolaylaştırıcı bir rol oynayacaktır. Aynı zamanda Kıbrıs sorunun çözümüne de katkısı olacaktır.”
Bir nevi tanıma
Kararla ilgili konuşan Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki Daimi Temsilcisi Daryal Batıbay, "Kararın en önemli yanı KKTC’de Rum mülkiyet iddiaları için Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk mekanizması olarak AİHM tarafından tanınması. Böylece Avrupa mahkemesi KKTC yasalarının uluslararası standartlarda olduğunu kabul etmiş oluyor. Bu da bir bakıma KKTC’nin uluslararası kamuoyunda tanınması anlamına geliyor. AİHM’e 1,500 dava için başvurulmuş, bundan sonra bu tür davaları kabul etmeyecektir. İç hukuk yolu tükenmediği için kabul etmeyecektir. Karar emsal davalar için tarihi önemde" dedi.
Bir uyuşmazlığın AİHM'ye taşınabilmesi için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor. AİHM, bugüne kadar Taşınmaz Mal Komisyonu'nu iç hukuk yolu olarak tanımıyordu. Bu nedenle mülk davaları doğrudan AİHM'ye götürülebiliyordu. Bu kararla, AİHM, KKTC kurulu bir yargı organının da meşruiyetini de tanımış oldu.
Bu aşamadan sonra AİHM, doğrudan kendisine gelen mülkiyet davalarını iç hukuk yolu tüketilmediği gerekçesiyle reddedebilecek.
Rumların açtığı bu davalar, Türkiye açısından AİHM'deki en zorlu dosyalar olarak gösteriliyor. Karar, AİHM'deki Rum davaları nedeniyle son yıllarda Avrupa'da siyasi ve diplomatik baskı gören Ankara'yı rahatlatacak nitelikte.